Afyonkarahisar’a gelen misafirlerin uğrak yeri olan, manevi duygularla yoğunlaşılan Sultan Dîvânî Mevlevîhâne Müzesi ya da kısaca Afyonkarahisar Mevlevîhânesi en önemli kültür miraslarımızdan biridir. Hazreti Mevlânâ’nın yedinci kuşak torunu olan Sultan Dîvânî’nin türbesini ziyaret edenler, cami kapısının bahçeye bakan girişindeki kabri görünce mutlaka şaşırıyorlardır.  Vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal’in annesi Fatma Zehra Hanım’ın mezarının böylesine maneviyat yüklü mekânda bulunmasını garipsiyor olabilirler.

Çoğumuzun neden burada yattığını bilmeden, belki bir Fatiha okuyarak geçip gittiğimiz; süslü nakışlarla işlenmiş ve yanlarına talik yazılarla kitabeler yazılmış, mezar taşlı, sandukasının; çiçekli, kabartma tek parça, yan cephe taşı bulunan kabirde yatanın özel biri olduğunu mutlaka hissediyorlardır.

Afyonkarahisar’ın bir Kadınanası ’da Fatma Zehra Hanım’dır.  Aynı zamanda Afyonkarahisar bir kadınanalar şehridir.  Bu memlekete hizmet etmiş pek çok kadından biridir Fatma Zehra Hanım. Tasavvuf ilmi ile ilgilenmiş, Mevleviliğe merak sarmış, Farsçayı öğrenmiş bu kültürlü kadın ne yazık genç yaşta vefat etmiş.  Karahisar-ı Sahip ’in en güzel yerine defnedilmiş. 

 Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa kütüphanesinde bulunan el yazma kitaplarını, ölmeden önce adına özel mührü ile bağışlamıştır. Aydın, zeki,  bilgili, okuryazar, hayırsever kişiliğinin yanında en büyük mirası Namık Kemal gibi bir vatansever evlat doğurması ve iyi bir aile terbiyesi vermek olmuştur. Bence mezarının Afyonkarahisar’da olması, Afyonkarahisar için bir ayrıcalıktır. Bunun farkına vararak iyi değerlendirmek gerekir.

Pek çok kişinin bilmediği Namık Kemal’in çocukluğunun geçtiği günlerini; araştırmacı, şair, yazar, eğitimci Edip Ali Bakı’nın “Namık Kemal Afyon’da “ kitabından ilham alarak, araştırarak yeni nesillerin Afyonkarahisar kültürünü ve tarihini daha iyi bilmesi için kitaplaştırdım.

Annesi Fatma Zehra Hanım’ı (Hicri yılının 1264 Şevval ayının başında) miladi 1848 yılında Ramazan bayramında kaybeden Namık Kemal’in Afyonkarahisar’daki günlerini “NAMIK KEMAL Canım Kaldı Afyonkarahisar’da” adı ile kitabımda anlatmaktayım.

 Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız bu günlerde;  bu kitabı yazarak Cumhuriyetin 100. Yılı anısına Afyonkarahisar kültür tarihine bir eser daha kazandırmanın mutluluğunu taşıyorum.

  Mustafa Kemal Atatürk’ün hiç görmediği halde (Namık Kemal 1888 yılında öldüğünde Mustafa Kemal henüz yedi yaşındadır. ) fikirlerinden, düşüncelerinden, şiirlerinden etkilendiği, “fikir babam “dediği Namık Kemal’in Cumhuriyeti ilan etmesinde çok önemli payı olduğuna inanıyorum. Namık Kemal, Vatan Mersiyesinde;

“Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini,

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini.”

Namık Kemal’in 93 Harbi (1877 Osmanlı – Rus Savaşı) üzerine yazdığı bu şiiri her vatanperverde derin izler bıraktığı gibi Mustafa Kemal Paşa da Namık Kemal hayranı olarak daha okul yıllarında diline dolar. Şiirlerini ezberler.

 Cumhuriyet yedi büyük savaşın ardından kurulmuştur. Osmanlının son dönemlerindeki savaşlar; 1856 Kırım, 1877 Osmanlı Rus, 1892 Yunan, 1911 Trablus, 1912 Balkan, 1914-18 Birinci Dünya Savaşı ve nihayet 1920-22 Kurtuluş Savaşı. Bu savaşlardan yalnız Kurtuluş Savaşı zaferle bitmiştir.

Türk Milletinin yüzyıllardan beri beklediği o ses;  13 Ocak 1921 de Büyük Millet Meclis kürsüsünden kükrer. Mustafa Kemal;

“Vatanın bağrına düşman dayasın Hançerini,

Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini” diyerek

Cumhuriyetin tohumlarını atar. Cumhuriyetin büyüklüğü yoktan var edilmesindendir. Tarihini bilen ne demek istediğimi anlar. Yokluk çaresizlik günlerinin ardından geçmişi unutmadan bize cumhuriyetin 100. Yılını coşku ile kutlamak düşüyor.

Bu iki Kemal’den ilki Mustafa Kemal’i etkileyerek bizi bu cumhuriyete ulaştıran, hürriyete kavuşmamızı sağlayan Namık Kemal;  çocukluk günlerinde Afyonkarahisar’ın havasından, suyundan,  mertliğinden Kale’sinin sertliğinden feyiz alarak hürriyet ve vatan şairi ve yazar olmuş, fikir adamı olarak yetişmiştir. Namık Kemal’i ölümünün 135. Yılında; 

“Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizsiniz” diyerek Türk gençliğine armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 85. Yıl dönümde rahmet minnetle anıyorum. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun.