Bu yıl Ekim ayı;  Afyonkarahisar ve benim için çok hareketli bir ay oldu diyebilirim. Önce Afyonkarahisar Kitap fuarındaydım, Afyonlu yazar ve şairler olarak memleketimdeydim. Bu kez Uluslararası Gastro Afyon Turizm ve Lezzet Festivali davetlisi olarak yollardayız. Bu ay Ankara ile Afyonkarahisar’ın arasında mekik dokuduk adeta. Ekim Ayının o tabloyu andıran güzelliklerini, geniş renk yelpazesi içinde hayal dünyasına götüren sakin ve huzurlu uzanan ovalardan, yer yer yükselen tepelerden, bazen tepelerin üstünden geçip gittik. ‘’Sonbahar sanat mevsimi, Ekim ise bir tablodur’’  derler ya bende bu tabloyu doya doya seyretme imkânı buldum.  Doğanın dilini okumaya çalışıyorum. Birçok ressamın hasat tabloları gözümün önüne geldi. Tarlalar çoktan biçilmiş, ekini samanı ayrılmış ambarlarına konmuştu bile. Patates tarlalarında kadınlar, çuvallara dolduruyorlardı patatesleri. Kuru soğanlar da öylesine. Kavunlar sarı sarı sere serpe uzanmış toplanmayı bekliyordu.  Ağaçlar meyvelerini teslim ettikten sonra görevini tamamlamış renkten renge girerek sararıp solmak üzereydi.

Yolculuğumuzun nedeni yemek sanatı festivali olunca, gözüm hep toprakta ağaçlarda, üretilen sebzelerde.  İnsanları var oluşundan bu yana besleyen toprak ana, bereketini çalışkan insanlara sunmaya devam ediyor. ‘’Benim sadık yârim kara topraktır’’ diyen Âşık Veysel’i anmadan geçemedim. İlerideki tepenin yamacıda yayılan sürüler, köylere yakın bir yerden geçtiğimizi gösterirken; mola yerlerindeki reklam panoları birbirinden lezzetli görünen albenili yiyeceklere davet ediyor.

Hayatta kalış sebebimiz beslenme, yeme içme düzeniyle kurulmuş bir dünya. Çamurdan ilahi bir kıvılcımla yaratılmış İnsanın, oluşundan beri doğadan sağladığı; deneme yanılma yoluyla av etlerini, otları çiğ yerken, ateşin bulunmasıyla daha farklı bir boyuta taşınmış. İnsanların kullandıkları alet ve edevat çeşidi arttıkça pişirme teknikleri gelişmiş, birbirinden etkilenen toplumlar, iklimi coğrafyası, denizi diğer detayları derken farklı yemek kültürlerini ortaya çıkarmışlar. Buna göre de yemek yeme şekilleri oluşmuş.  Örneğin eski Roma’da  ‘’Yan gelip yatmak’’ deyiminin ortaya çıkmasına sebep olan yeme şeklidir Sofrada, masada, ayaküstü yeme alışkanlıklarımız artık karın doyurmaktan öte ziyaretlere dönüşmektedir. Yeni akımlara göre gastronomi;  lezzet, görünüm, hijyen ve kaliteli beslenme kavramlarını ortaya çıkararak önem kazanıyor. Tüm Dünya’da obezite problemlerinin artmaya başlamış olması,  yemeklerin sağlıklı olması gereğini zorunlu kılmıştır.   

Bu düşüncelerle yolun nasıl bittiğini anlamadım bile. Festival alanı, daha önce kitap fuarını gerçekleştirdiğimiz Motor Sporları Merkezinde idi. Açılışa hazır stantlar Afyonkarahisar yöresel lezzetleri ile donatılmış, kırk kazan yemekler ziyaretçileri bekliyor. Afyonkarahisar,  2019 yılında UNESCO Yaratıcı Şehirler ağına dâhil olmuştu.   Gaziantep, Hatay’dan sonra UNESCO tarafından ülkemizin 3. Dünya’nın 36. Gastronomi şehrinden biridir Afyonkarahisar. Lezzetli yemeklerinin yanı sıra derin tarihi kültüre, doğal güzelliklere sahip olması gerekiyor UNESCO yaratıcı şehirler ağına girebilmek için. İlk gününden galaya kadar yerli ve yabancı ziyaretçileri, şefleri ile çeşitli etkinliklerin yer aldığı festivalde Afyonkarahisar’ın yıldızının daha da parladığı hissediliyordu.

Afyonkarahisar’da dolu dolu geçen günler içinde Kadın Kültür Evlerinden bir kaçını ziyaret etme fırsatı buldum. Yine Afyonkarahisar’da kurulan Afyonlu Yazar ve Şairler Derneği’nin (Afyaşad)  yazar ve şairleri bir araya getiren Valiliğimizin düzenlediği kahvaltıya katıldık. Ankara’daki Afyonkarahisarlılar Kültür ve Dayanışma Derneği olarak basın toplantısı düzenledik.

Hareketli günler içinde Afyon özlenen bir bayram kutladı. Sanki bir başka coşkuluydu. Şahlanıyordu yeniliklere, güzelliklere memleketim. Sayın Valimizin ‘’ 26 Ağustos 1922’de Kocatepe’de Cumhuriyet’in ilk ışıkları yakılmıştır. O gün yakılan ışık bugün hâlâ tüm ülkemizi aydınlatmaktadır’’ diye belirttiği gibi sönmeyecek güneşten kopan meşalemiz ilelebet yanacaktır.

Ekim ayı geçip gitse de gelecek aylar, yıllar, asırlar boyunca sonsuza kadar yaşayacak Cumhuriyet…