10 Mayıs 1922 tarihinde Afyonkarahisar’da doğdu. Tam zaferin kazanıldığı yılda. Bundan dolayı belki de büyüktü onun “zafer” aşkı…

Yeni bir ülke kuruluyor, o da büyüyordu. İlerleyen yıllarda önemli görevlere geleceği daha ilkokuldan belliydi. Gedik Ahmet Paşa ilkokulunu tamamladı. Yaşıtlarında farklı konuşuyor ve farklı yazıyordu. 1933 yılına geldiğinde Afyon Lisesinin orta kısmına girdi. Bu dönemde Afyon Lisesi dergisinde ve Taşpınar dergisinde yazıları ve şiirleri yayımlanmaya başlamıştı bile…

***

1938 yılına gelindiğinde, 16 yaşında iken, eline aldığı kalemi kâğıda dokundururken zaferi yazıyordu.

1 Eylül 1938 tarihli dönemin Afyonkarahisar yerel gazetesi olan “Haber” gazetesinde Kocatepe’ye Çıkarken adlı yazısı yayınlanıyordu. Bu onun Zafer Haftası ile ilgili gazetelerdeki ilk yazısıydı.

Peki, kimdi o?

Biraz bekleteceğim sizi; önce yazıya bakalım.

***

“Kocatepe’ye Çıkarken”

“26 Ağustos 1922… Daha tan yeri ağarmaya başlamadan eşsiz güneş, büyük zafer günlerinin yüksek şahikası (zirvesi) Kocatepe’ye; zafer tahtına çıkıyordu…

Deha, düşmanı elindeki sigara gibi kül ederek Türk kurtuluşuna ve Türk şehametine (yiğitliğine) bir Kocatepe inşa ve ibda (var etme) ediyordu… Karahisar aylardır çekmekte olduğu yastan hakikaten kararmıştı. Güneş Kocatepe’ye doğu tarafından çıkarken Mehmetçiklerin süngüleri parlamaya başlamıştı. Al bayrak dalgalanıyor, küheylan gibi o da kükrüyordu!.. Süngülerden ve ortasındaki bayraklardan pembe şafak doğmuştu…

Tam zirveye vardığında etrafı gözledi… Türk ordusu tufan gibi… Garbe (Batıya) koşmak için çakacak şimşeği bekliyor. Türk’ün ulu Sina’sında tarihin seyrini değiştirecek olan büyük ve ebedi emir bir lahza (kısa bir süre sonra) sonra verildi. Sağ elin kutsal, şehadet parmağı İzmir ve Akdeniz’e bir yıldırım gibi uzandı; muhakkak ki Batı Anadolu’yu bir volkan gibi sarsan istirdat (geri alma) hızının ilk ve büyük yıldırımı 26 Ağustos günü İzmir’de de bir balkı (parıltı, ışık) gibi uzaktan uzağa görülmüş ve sezilmiştir:

-İleri!

Şimşek çakmış, tufan başlamıştı. Kocatepe eteklerinden, dünyada eşi görülmemiş büyük okyanus dalgası öyle bir garbe yaslandı ki, o dalga Ege ve Akdeniz’e ulaşıp yeşil İzmir’i Anadolu yakasına atlatmıştı.”

Osman Attila…



***

Sevgili Afyonhaber okuyucuları… İşte, yukarıdaki anlamlı sözleri 1938 yılında yazan o 16 yaşındaki kişi, Osman Attila idi… Yaptığım arşiv araştırmalarında şunu gördüm: 1965 yılında Afyon milletvekili olacak olan Osman Attila’yı Afyon milletvekili kimliğinin üstünde bir yere taşıyan birçok unsur vardır. Özellikle 1960’larda ve 1970’lerde Zafer Haftasında o kadar önemli etkinliklerin yapılmasını sağlıyor ki, gazetelerde o kadar önemli yazı dizileri paylaşıyor ki bu satırlar şimdilik yeterli gelmeyecek anlatmaya…

Ama yeri gelmişken şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum: Zaferin 100.yılında Zafer Haftasının geçmişinde çok önemli bir rol oynayan OSMAN ATTİLA unutulmasın…

Belediyemiz onun Afyon ve Zafer Haftası ile ilgili şiirlerini yazılarını 100.yıl anısına kitaplaştırabilir. Üniversitemiz sempozyumda bir oturuma onun adını verebilir… Onunla ilgili bir panel, konferans yapılabilir.

***

Ben Osman Attila ve Zafer Haftası ile ilgili olarak farklı gördüğüm bilgileri paylaşmak için daha sonra farklı yazılar da yazacağım…

1940’larda gazete sayfalarında onun şiirlerini ve yazılarını daha sık görmeye başlıyoruz. 1960’lı ve1970’li “Atatürk Büyük Zaferi 30 Ağustos’u Anlatıyor” “Atatürk’ün diliyle 30 Ağustos Destanı”m “Kurtuluş” “Yeni Türkiye Devletinin Temeli Dumlupınar Zaferi26 Ağustos Malazgirt’te İlk Uyanış” Mustafa Kemal’in Ankara’ya Şifreli Telgrafları” “Atatürk ve Büyük Zafer“30 Ağustos Ruhu başlıklı yazıları/yazı dizileri bir tarih öğretmeni kimliği ile halkı bilgilendiriyor. Yine o yıllarda Zafer Bayramı’nda TBMM’nin resmi temsilcisi oluyor. Arif Nihat Asya, Behçet Kemal Çağlar gibi şairlerin şehre gelmesini sağlıyor.

***



Bir de Şuhutluların daha çok ilgisini çekecek bir bilgi vereyim… Biliyorsunuz 25 Ağustos gecesi Şuhut’ta önemli törenler yapılıyor. Peki, Şuhut’ta 25 Ağustos günü ve gecesi Zafer Haftası törenlerinin yapılmasını önerisini kim getiriyor? Osman Attila… Peki, bu törenler ne zaman başlıyor? Bu soruların cevaplarını sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım…

Tekrar söyleyeyim…

100.yılda Osman Attila unutulmasın…

Onun anısına kurumlar bir 100.yıl etkinliği yapsın…

Bu, bizim, tarihe karşı bir sorumluluğumuz…