Necip Fazıl ve diğer isimleri hiç ‘okuyan’ olmamıştır. Ama ‘hatmeden’ çok olmuştur. Peygamberimize bile bir iki-kez, “ya Rasulallah, bu görüşünüz vahiy mahsulü değilse, şöyle yapsak” denilmiş ve öyle yapılmıştır. Birilerinin peşinden gözü kapalı gidiliyorsa, tabi ki o kişilere “şu tekeriniz patlak” diyen olmaz.

    Merhum Necip Fazıl diyor ki; “İdeolojisiz insan hayvandır.” (1) Bu cümleyi rivayet eden birinci ağızdan. Ayrıca Üstadın İslam’ı anlatan ama adı ‘İdeoloji Örgüsü’ olan kitabı var. İslam’ı anlatacaksın; adına, bütün batıl dinlerin “çatı adı” olan ideoloji diyeceksin! Buna yedi güzel adam dâhil, kimse itiraz etmedi. İslam’a ideoloji denirse, “bunun ideologu kim” diye adama sorarlar. Cemil Meriç, “İdeolojiler sırtımıza giydirilen deli gömleğidir” diyor. İdeolojiler İslam dışı tasarımlardır. (2)

    İslam, tamamen kendine has dili olduğu ve hiçbir müştereki kabul etmediği için İslam’dır. Bütün din, kalem, kariyer ehli, kavramları “teşhis, tasnif, tasfiye/filtre” edemedikleri için kavramları bilmiyorlardı. Kavramlarını bilmeyenler isimleri de bilemezler. Bir kişinin evinin adının İngilizce olması, evinin önüne İngiliz bayrağını asmasından daha tehlikelidir. Konutların ve köydeki Fadime teyzenin katmer dükkânının adı da İngilizce; neden? Çünkü “mağluplar galipleri taklit eder.” Frenkçe salgını, korona salgınından beterdir!

     İçeride ve dışarıdan tercüme kitaplar da İslam’a ideoloji diyor. (Kurana Bakış, Ali Şeriati, Sy. 46 vd.) Kavramlar Türkiye’de bilinmiyorsa İran’da, Irak’ta, Mısır’da mı bilinecek! Öne çıkan isimler İslam’a ideoloji dediği için onların talebeleri bunu daha da vahim noktalara götürdüler. (Nuri Pakdil: İdeolojimiz ortaktı, sapına kadar İslam devrimcisiydik. Y. Şafak, 27.04.2014) Devrim: Şiddet ile iktidarı ele geçirmektir. Devrim, Marxizmin, ideolojiden sonra en temel kavramıdır.

    Son iki asırdır “kültür, ideoloji, devrim”,  dünyaya o kadar çok damgasını vurdu ki, insanlar İslam’ı bu kavramların dışında düşünemez oldular. Dilde karşıtına dönmek, durdurulmaz ise itikatta karşıtına dönmeye dönüşür. Kavramlar parmak izleri gibidir; asla başkasının kimliği anlamını taşımazlar. İslam, kendini ifadeden aciz mi ki başkasından kavram aşırıyorsun. 

    Dilde tahrifat yukarıdaki gibi işlediği ve uyaranlar olmadığı için, Prof. Hüsameddin Arslan, Türkiye’ye, ‘Müslüman demokrat’ tanımı yakıştırdı. Hıristiyan demokrat demekle, Müslüman demokrat demek aynı şeylerdir. Bu denebilirse, liberal Müslüman, Kapitalist Müslüman vs. demenin de önü açılır. İslami kavramlar hiçbir lafızla, hatta kendi içinden kavramlarla dahi tamlama-terkip yapılamazlar. Kuran İslam’ı diyemezsin, her şey zıddı ile kaimdir; bir de sünnet İslam’ı mı var? Seküler kavramlarla İslami kavramları tamlama yapmak en kalıcı şekilde İslam’ı değiştirmektir.

“Onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler.” (Nisa, 46) Kimse Kuran’ı değiştirmeye kalkmasın!

      Yüz yıldır kavramlar bilinmediği için; “Türkiye’nin önündeki takoz şudur, sorgulama şunun üzerinden yapılır, ithal kavram karşıtına dönmektir, usul meselesi şöyle çözülür” diyen olmadı.

     Anadolu, “ilmiyye, seyfiyye, kalemiyye” sacayağı üzerine kuruldu. İlmiyye sınıfı olsaydı kavramlar bilinirdi. Şükür, Mehmetçik sınırları koruyor. Allah’a tanrı, İslam’a ideoloji/kültür diyene, evlerinin önüne İngiliz bayrağı asana Mehmetçik ne yapsın? Sınırlarınızı silahlar, sinenizi kavramlarınız korur. Ben ithal kavramları çizip, “illaki İslami kavramlar” demez isem, hangi sebepten dolayı kelime-i şahadet getireceğim? Çünkü Allah; “illaki benim kelimelerim” diyor.  

  1-) https://www.oncevatan.com.tr/kitabiyat-329makale,43106.html

  2-) https://www.afyonhaber.com/yazarlar/ramazan-demir/islam-disi-bir-tasarim-ideoloji/977/