Deizm, İslam’ı reddetmenin yollarından birisidir. Müslüman çevrelerde deizmin yaygınlaştığı söylentileri gerçeği yansıtmıyor. Çünkü aynı çevrelerin, gönüllü olarak içine düştüğü 3F teslisi yanında, deizm devede kulak bile değildir. Deizm; inanç konusunda reddetmeyi seçenlerde vuku bulur. Müslümanlarda bu durum deist olma şeklinde değil; bir kişiye biat etmek, okumadan, düşünmeden, dini birilerine ihale etmek şeklinde vuku bulur. Kuran bunu, ‘bir kişiyi Rab edinme’ olarak tanımlar.  Biat edilen kişi bir din öncüsü olmakla birlikte, başka vasfı da öne çıkabilir… Müslüman’ın deizmi, okumaksızın birisine, arzulara, eğlencelere, biat etmesidir.



     Batıl ilah edinmenin onlarca yolundan birisi 3F teslisidir. Çağdaş eğlence sektörlerine tabi olmak, heva ve hevesini ilah edinmektir. Saniye ve kuruşlarını Allah’ın menettiği yerlerde harcamak demektir. Israrla, “beğeni ve arzular zinciri” dediğimiz konu bu işte…



     Arama yapıldığında görülen ve bütün dünyada bilinen 3F teslisi, Futbol, Fado, Fiesta; yani, ‘futbol, müzik, eğlence’dir… Bu teslis, dini reddedenlerin veya dini hassasiyeti olanların ortak teslisidir. Din söz konusu olunca teslis, üçleme anlamında olup, tevhidi anlamda eksenin kaymasıdır.



   Müslüman olduğu halde mürted (deist vs.) olmak çok az ve nadiren görülen bir şeydir. Bir Müslüman deist olarak değil; beğeni ve arzular zincirine bağlanarak tuzağa düşer. Bu tuzağın bütün dünyaya kurulduğunu anlamak için tek dünya devletinin mahiyetini, diğer adı ile cihanşümul kapitalizmi, cihanşümul organize tuzakları, vardıkları menzil itibarı ile küreselleşme çukurunun ne olduğunu bilmemiz gerekir. Bu dört kavramı kavramayan bir insanın, dünyayı, ülkesini, şehrini bırak; kendini tanıması bile imkânsızdır. Günümüz itibarı ile bütün dünyadaki devletlerin sınırları “ve sairesi” olsa da, ortak paydaları “beğeni ve arzulardır.”  Beğeni ve arzular (moda, müzik, marka, imaj, besmelesiz süreçler) aracılığı ile bütün dünya birbirine entegre olmuş, bütünleşmiş vaziyettedir. Sınırlar, semboller, gümrükler vs. hepsi gariban tesellisidir.



   3F teslisinden birisi olan futbol, kumara temel teşkil eder. Futboldan hareketle bir kumar (şiddet, rant) sektörü var. Stadyumu yapan, oynayan, bilet alan, idare eden, futbol yazarlığı yapan olmak üzere, bu oyunu ayakta tutan en az on meslek var. Bir yanlışa sessiz kalmanın da imanın en zayıf derecesi olduğu herkesin malumu... Nasıl ki alkolün sadece içeni değil; taşıyanı, satanı, reklamını yapanı vebal altında ise, futbolda da böyle, katkı yapan herkes vebal şemsiyesi altındadır. Bu oyun, on adet olan cihanşümul organize tuzaklardan birisi olup, tek dünya devletinin sevk ve idaresinde yürütülen bir projedir.



     3F teslisindeki müzik, aslında müzik değil, bir ülkeyi en kolay yöneten eğlence sektörüdür. Günümüzdeki müzik, küreselleşme çukuruna giden en kestirme yoldur. “Bir milletin yönetiminde müzik, kanunlardan daha güçlüdür” gibi sözler anlaşılmıyor. Çünkü söz yere düştü. “Düşenin dostu olmaz.”



     Dünyadaki bütün faşing, festival, caz, konser, şova dönüşen düğünler, gösteriler, (say, yüzlerce), bunların tamamı 3F teslisindeki eğlence kısmına girer. Bu anlamda şehir meydanında bir konser verir, herkesin gerginliğini alır, aspirin tedavisi ile tedavi eder, evlerine gönderirsiniz… Fatiha hakkında bir cümle kuramayan insanlar, futbolun, dizi oyuncuları ve şarkıcıların, her şeyini biliyor. Din, ‘gidilen yol’ demektir. Gittiğin yol, Allah’ın menettiği yol ise, işte o yol, o kişinin aynı zamanda dinidir.





[email protected]