Bundan böyle Afyonhaber’de her hafta bir beldemizi, köyümüzü, bir değerimizi tanıtmaya çalışacağız. Belirlediğimiz beldeyi uzun uzun tanıtmayacağız, kısa ve öz olarak tanıtmaya çalışacağız.

Eğer, sizler de köyünüzü, beldenizi tanıtmak istiyorsanız bize, çok uzun olmamak kaydıyla, tanıtım yazısı ile birlikte en az 3 kendi çektiğiniz fotoğrafla  bize afyonhaber(at)hotmail.com adresinden ya da 551 959 63 03 numaralı whatsapp-bip  hattımızdan ulaştırınız.

Bu hafta, tanıtacağımız beldemiz İscehisar ilçemize bağlı, “Afyonkarahisar’ın Kapadokyası” Seydiler Kasabası…

SEYDİLER KASABASI:

Seydiler Kasabası, Ankara-Afyon karayolu üzerinde, İscehisar'a 11 km, Afyon'a 34 km. uzaklıkta, Hisar Kayası'nın batısına kurulmuş bir kasabadır. 1990 yılında Belediye kurulmuştur.

Seydiler Kasabası yakınlarındaki peri bacaları ile Kırkinler Afyon-Ankara yolunun hemen kenarında olduğu için en çok bilinen peri bacaları ye kaya yerleşimleridir. Seydiler'den kuzey batıya gidildikçe yamaçlarda dizili peri bacalarının yanı sıra fazla bilinmeyen Ağınönü İnleri, Böcü İni, Ornaş Kayalıkları, Alanörün Mezar Odaları ve Selimiye Mezar Odaları bu bölgede dikkat çeken kaya yerleşimleridir. Hisar mevkisinde Klasik Çağ'dan kalma kale kalıntısı vardır.

Seydiler Kasabası, Klasik Çağlarda (Pers, Helen, Roma ve Bizans) önemli yerleşim merkezlerindendir. Roma döneminin ünlü şehirlerinden Dokimeion'un banliyösü olması nedeniyle önem kazanmıştır. Bu gün Seydiler Kasabasındaki evlerin, çeşmelerin, cami ve türbenin duvarlarındaki bu devre ait mimari parçalar, mezarlıktaki stel parçaları bu devirdeki varlığını ortaya koyar.

7.asırdan başlayarak, 11.asra kadar; önce Persler, sonra Araplar ve Türkler tarafından düzenlenen seferlerde, köyler dağıldı, şehirler harap oldu. Ayrıca 1096 yılında başlayan Haçlı Seferleri Anadolu'yu perişan etti.

162 Küp mezarlara ,ölüler henüz sıcak iken,ayağı küpün dibine, başı küpün ağzına gelecek şeklide çömeltilerek konur. Küpün içine ölü hediyeleri ve takıları konur. Yanarlarda çıkanlar ölü küplerinden, emzikli ve yonca ağızlı testiler, vazolar, antilop başlı tutamaklı emzikli testiler, insan başlı erkeklik organı biçiminde emzikli testiler çıkmıştır. Bu testilerden dinsel törenler de kutsal içkiler içiliyordu.

Türkler 11. asırdan itibaren buralara iskan olmaya başlamışlardır. Buraya ilk iskan olan Morcalı Türkmeni'dir. Bayat, İscehisar, Han, Alanyurt, Kemerkaya ve Emirdağı'nın Morcalı Tükmen köyleri ile aynı Türkmen boyundandır. Adetleri, gelenekleri arasında benzerlik vardır. Afyon Müzesindeki ve Seyyid Hasan Basri Türbesinin ihata duvarındaki Türkmen Mezar Taşları, Türklerin bu bölgelere ilk geldikleri dönemleri belgeler.

Afyonkarahisar’ın Kapadokyası diyebileceğiniz tarihi eserler var Seydiler Beldesinde… Gerçekten de Seydiler Kasabasını görünce, kendinizi Kapadokya da sanacaksınız.

Seydiler’de peri bacaları bir harika. Tıpkı, Kapadokya’daki peri bacaları gibi. Hatta, bir çoğu oradakilerden daha güzel.

İşte Seydiler’de bulunan görülmeye değer yerler:

KIRKİNLER:

Ankara’dan Afyonkarahisar’a gelişte: Seydiler kasabası yakınlarında, Köroğlu belinden inerken, karayolunun sağında “Kırkinler” tabelası görülür. Özellikle: yaz aylarında ve bayram tatillerinde, Antalya istikametine giden, yüzbinlerce insan, bu tabelanın önünden geçer. Sizlerde, birgün 2-3 saatlik bir zaman ayırıp, burayı gezip görebilirsiniz. Mutlaka zaman ayırın.

Evet, yapıları: volkanik tüf olan, ağzı asfalta açık, yarım ay formunda dizilmiş, 6 kaya kütlesinden oluşuyor. Kuzeyden itibaren: Kırkinler kayası, Aşağa Çatalkaya, Yukarı Çatalkaya, Menevşeli Kaya, Kızılkaya şeklinde sıralanıyorlar. Yarım ayın ortasında, bir sel yatağı var. Sel yatağının kuzeyinde; taş ocakları işletiliyor. Taş ocakları: toprak altında olup, üst toprağın temizlenmesi ile açılıyor.

Kırkinler kayasının içinde; kayaya oyma odacıklar, şapeller, mezar odacıkları, üstünde: su ve adak çukurları, mezar odacıkları, kürsü merdiven ve su kanalları var. Çatalkayalar’da mekanlar, Menevşelikaya’da ise dereyle bütünleşen doğal güzellik, Kızılkaya’da ise, Frig Atları bulunuyor.

Asfalt üzerinde bulunması, içinde suyun oluşu, doğal oluşu ve Arkeolojik yapısı nedeniyle: çeşitli görsel değerler taşıyor. Ancak ulaşımın kolay olması nedeniyle, doğal tahribatın yanı sıra, insan taş kırma ve kaçak kazı olarak tahribat yoğun olarak yapılmış. Ayrıca: Şubat 2002 tarihinde olan depremde, Kilisenin bulunduğu kayalıklarda, anıtın bulunduğu bölümlerde kopmalar olmuş.

Buradaki büyük bir kaya konisi: Frig döneminden başlayarak oyulmuştur. Kayalığın arka yüzünde, Ana tanrıça Kybele kabartması ve Frig sunağı, onun yanında da bölgenin belki de en büyük Manastırının girişi var.

MANASTIR :

Bizans dönemine tarihlenen kaya manastırı; birbiriyle bağlantılı ve duvarları haç kabartmalarıyla süslü, çok sayıda birimden oluşuyor. Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra terk edilen kayalığa; yıllar sonra, Yunan işgalinden kaçan İscehisarlılar sığınmışlar. Bir yıl kadar burada yaşamışlar.

HASAN BASRİ TÜRBESİ:
Dünyada, kuduz hastalığını tedavi eden ilk Türk hekim ve evliyadır. Günümüzde: Hasan Basri hazretlerinin soyundan gelen insanlar, kuduz hastalığını iyileştirebiliyorlarmış. İnanışa göre: kuduz hastalığını tedavi eden bir doktor ve bilgin olan Hasan Basri; 5 arkadaşı ile birlikte Horasan’dan gelerek, Seydiler’e yerleşmişler. Türbe ve camisi, Hasan Basri’nin ölümünden sonra, soyundan gelen ve Tekkesin adı verilen kişiler tarafından yaptırılmış. Türbeye halen bu aile bakıyormuş. Halk arasında, Hasan Basri’nin mezarından alınan toprağın, kuduz hastalarını iyileştirdiğine inanılıyor. Caminin önündeki mezarlığın duvarlarında: Roma ve Frig dönemine ait mezar taşları görülüyor.

LEYLEK KAYALIĞI:

Seydilerde, erken döneme tarihlenen bir kilise kalıntısıdır. Konik bir peri bacası oyularak, üç katlı kilise inşa edilmiştir. Zemin kattaki şapelin içinde, kırmızı boya ile yapılmış, geometrik süslemeler var.

PERİ BACALARI:

Kasaba yakınlarında, birkaç farklı bölgede de peri bacaları var. Konik ve şapkalı peri bacalarının en güzelleri, kasabanın doğusundaki Akdere mevkiinde görülüyor. Kasabanın güneydoğusundaki Sivri Tepe de de çok sayıda peri bacası var. Peri bacalarının en sık görüldüğü yerlerden biride, kasabanın kuzeybatısındaki Karakaya köyüdür. Kapadokyayı andıran doğal oluşumları ve tarihi kalıntılarıyla, Seydiler yeni bir Ürgüp olmaya aday. Tek eksik: resimlerle süslü kiliseler olmayışı. Ama: bölge sinemacıların ilgisini çekmiş ve geçmiş dönemlerde, burada birkaç film çekilmiş.