Bizim yazdıklarımızda “Halep orada ise arşın burada” kuralı geçerlidir. Birileri birtakım konular üzerine yazıyor; ben de onlar gibi o konuları bir başka türlü yazıyor değilim. Hiç kimsenin yazmadıklarını yazıyorum. Bu benim kerametim değil; kavramları bilen varsa bu tür yazmayı o da becerir. Kültür’ün batıl bir din olduğunu, hem de öyle böyle değil, yüzyılın en bulaşıcı batıl dini olduğunu ispat edeceğim. Yanlış zihniyet bulaşıcıdır, zekâ bulaşıcı değildir. Niyeti üzüm yemek olan “şurası anlaşılmadı, şurası yetersiz” diyorsa bunu sorabilir. Cevaplarım. Kültür kavramının üzerinin çizilmesi gerektiğine ilişkin diğer metinler aşağıdadır. Bu hakikatleri görmezden gelmek nereye kadar? Halının altına süpürülen her hakikat, bir gün o kişiyi kesin halının altına ‘süpürür.’

    Kültür: Bir toplumun kendine; kimlik, değer, din icat ettiği fiillerin, yaşama biçiminin, tamamına kültür denir… Batıl din, icat veya inşa edilir; tıpkı kültür gibi. Hak din ise Allah tarafından inzal buyurulur. Din: Gidilen yoldur. İslam’ın hangi yolları (fiilleri) caiz gördüğü, hangi yolları reddettiği bellidir. Kültürün ya da kültürü esas alanın gittiği yollar ve bu yolların İslam’a zıt olduğu da bellidir (bunu açacağız); böylece kültürün adı konmamış batıl bir olduğu anlaşılacak.

    Kültür kavramı Latince, Frenkçe ve iki asır önce icat edildi. Frengistan’ın en temel kimlik ve batıl din kavramıdır. Kültür kendini tuzak bilgi sistemleri olan felsefe grubu, yedi düvel ahlakı, Roma hukuku, deneye dayalı pozitif bilgi, akla tapınma ve doğa ile kendini temellendirir. Kültür, felsefeden hareketle insanın konuşan bir hayvan olduğunu kabul eder. İslam’daki yaratılışı inkâr eder. Peki, neden İslam beldeleri batının kavramını esas alıyor? Çünkü “mağluplar galipleri taklit eder.”

     İslam’ın ve kültürün, hak ve batıl din olmalarının seyir çizgisi şöyledir: İslam’ın yüzlerce bileşenleri (ıstılahları) vardır: İnanca ve amele taalluk eden kuralları, sayalım: Hac, oruç, cihat, abdest, zekât, sadaka, besmele çekmek; böyle yüzlerce sayabiliriz. Bunlara İslami değerler de denir. Bunlardan hiçbirisi tek başına İslam değildir. Tamamının, hepsinin ortak paydası, çatı adı İslam’dır. İslam’ın kabullendiği her şey besmeleyi kabul eder.

     Gelelim kültür’e… Caz, saz, makyaj yapmak, dünya güzellik yarışması, futbol, bilumum olimpiyat oyunları, faşing, festival, moda, marka, flört yapmak, çekiliş, heykel, böyle ‘yüzlerce’ sayabiliriz; işte bunlar da kültürün bileşenleridir/ıstılahlarıdır. Bunların hiçbirisi tek başına kültür değildir. Hepsinin kendine has adı var. Ama bunların tamamının ortak paydası, hepsinin toplamı, çatı adına kültür denir. Çünkü hak veya batıl hiçbir din; bir tek veya birkaç ıstılahtan, bileşenden oluşmaz. Kültürün bileşenleri besmeleyi kesinlikle kabul etmez. Ya Türkçe başa; ya kültür leşe!

   Sonuç: Bir fiile, işe, âdete bakınız; besmeleyi kabul edip etmediği kesin bellidir. Kabul ediyorsa o fiil mubahtır veya İslami değerler sınıfına dâhildir. Bir fiil veya iş, vs. besmeleyi kabul etmediği kesin bellidir ve o kültürün bileşenlerindendir. O sözde kültürel değerler sınıfına aittir.  Hak ve batıl, böylesine kesin çizgilerle birbirinden ayrılır. Bu örneklemeyi diğer batıl dinler üzerinden de düşünebiliriz. Müslümanlar için; arzularını ilah edinmek (Furkan-4), dinlerini ihale etmek (Saffat-28), dinlerini parçalamak (Rum-32), şirk koşmak (Yusuf-106) gibi onlarca ayet vardır. Bunlardan birisi bile Müslüman’ı helak eder. İşte bu helak olmak kültürün bileşenlerine itibar edildiği içindir.

    Yıllardır “şu kültürel değerlerinizi maddeler halinde sayınız” dediğim halde kimse sayamıyor. Saymaya kalkan olursa batıl bir dinin bileşenlerini saymış olur. Bir insan ya İslami değerlere inanır; ya da sözde kültürel değerlere inanır.  Günümüzde yapılan, her ikisine de inanmaktan (İslam’ı karma karışık etmekten) başkası değildir. Yarın ölen birisine ertesi gün Allah; “ neden İslam devleti kurmadın” demeyecek. Harcadığı saniye kuruşlardan soracak. Bu çağın ulu camileri stadyumlarda neden zaman harcadın? Moda, müzik, marka, makyaj, medya mezhebi; bütün fiillerini masaya yatır: Besmeleyi kabul etmeyeler kesin bellidir ve bu fiillerin toplamının çatı adı kültürdür. Kültür, Allah’ın inzal buyurduğu haklara değil; kendi bileşenlerine, insan haklarına iman ettirir.