BİR aralık



Bilinç, zeka, irade ve ruh birlikte kuruyorlar aklı. Akıl bilinç, zeka, irade ve ruhun  bileşkesi . Akıl sorgulama aracımız. Bütün kadim öğretilerin kendini bilmeye yaptığı vurgu boşuna değil. Kendini bilmezken nasıl bileceksin başkasını. Konunu komşusu, eşini dostunu hatta evladını bile tanıyamaz , bilemez insan kendini bilmeden. İllaki kendini bileceksin. Kendimizi bilmek için insanlara bakmak da bir yol elbette. Lakin çıkmaz bir yol.  İki bilinmezin birbirine bakması gibi bir şey.  Göz herşeyi görür bir tek kendini görmez derler. Aynada baktığımızda ise görebildiğimiz yalnızca  suretimizdir. Öte yandan bilim dünyasına göre insan gözü; elektromanyetik spektrumun yaklaşık ortalarında yer alan 750 ile 400 nanometre (milimikron, nanometre = metrenin milyarda biri) arasındaki kırmızı ve mor arasında renkleri görebilecek yetenektedir. Yani gözlerimiz   ışığın yalnızca küçük bir bölümünü (dalga boyu) çıplak gözle görebilir. Kendine gelmek, kendini bilmek ve bulmak amacıyla başkalarına yani diğer insanlara  bakmak ışığın elektromanyetik spektrumda insan gözüne görünür kılınmış “görünür  bölgesine”   bakarak ben bütün ışığı görüyorum demeye benzer. 

 





 

 

Gözünle görsen inanma diyenler doğru söylüyor galiba. Kendini bilmek için kendine bakmak lazım. Kendi içine, kendi  sözlerine, dualarına, davranışlarına, yüz ifadene, söylenmelerine, kalbine …İnsan genellikle kendi tarafını tutar.   “Her ne ararsan kendinde ara”. Kalbinizi korkmadan, saklamadan, sansürsüz açabileceğiniz dostlarınız var mı? Kendini bilmeye ulaşmak, kendiyle tanışmak; hesapsız, kalpten yaşayanlar yahut böyle samimi yakın dostları olanlara belki kolaydır.  Öte yandan kimisi için kendi içine bakmak dipsiz bir kuyuya yahut  ışıksız bir mağaraya  girmek veya  okyanusun ortasında kayıksız, küreksiz ya da lüks bir geminin içinde dümensiz ve rüzgarsız kalmak  gibi  de gelebilir.  Koçluk konusunda akademik çalışma yapmış biri olarak diyebilirim ki yetkin bir koç,  kişinin kendisini görmesi, tanıması ve potansiyelinin yani olması gereken kişiye olan mesafesini ölçüp bu mesafeyi kapatmak için gereken bilgi,  beceri, yaşantı  edinme yönünde keşiflere çıkmasına, kaynakların farkına varmasına cesaret veren, ayna olan,   yetkin kişidir.

Bilinç, zeka, irade ve ruh birlikte kuruyorlar aklı ve akıl şüphesiz muhakeme, sorgulama organımızdır. Kendini bilmek kendini sorgulamaktır. Sorgulanmamış bir hayat ise neredeyse hiç  yaşanmamış bir hayattır. Potansiyelimizi (gizil güç, imkan, mümkün, kuvve)  keşfedip, hayatımıza yansıttıkça , yansıttığımız sürece kendimiz oluruz ve kendimiz olarak bitimsiz mutluluğa kavuşmayız lakin hep ve daima bizim ve bizimle  olana kavuşuruz.  Potansiyelimiz adeta bize çıkmış büyük bir ikramiyedir. Ya o ikramiyeyi alırız ya da almayız bütün mesele de bu değil mi zaten?

Koçluk; Danışanı kişisel potansiyelini keşfetmesi ve bu potansiyeli hayatına geçirmesi için destkeleyen, işbirliği ve ortaklıktır.

 

Dr. Kadriye Işıklar Pürçek