22 Haziran Pazartesi. Yeni haftamızın
ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Irak’ın
kuzeyine gerçekleştirilen Pençe-Kaplan Harekatı'nda çıkan çatışmada şehit düşen
kardeşimize Allah'tan rahmet diliyor, acılı ailesine sabr-ı cemil niyaz
ediyorum. Milletimizin başı sağolsun. Bursa’nın Kestel ilçesinde meydana gelen
sel felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, acılı
ailelerine ve yakınlarına sabırlar dilerim. Koronavirüs etkisi devam ediyor.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımız var. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına
sabırlar versin. Hastalarımıza acil şifalar versin. Bu sürecin en kısa sürede sona
ermesini temenni ediyorum.    SANAYİ ÜRETİMİ TARİHİ DÜŞÜŞ YAŞADI   Salgın sürecinde üretim durmuş, işyerleri
kapanmış ve birçok insan işsiz kalmıştır. Süreci ekonomik açıdan kısaca
değerlendirecek olursa; Nisan ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 31.4
azalma gösterdi. Bu Türk ekonomisi açısından tarihi bir düşüştür. OECD’ye göre
dünya ekonomisi yüzde 6-8 oranında daralacak. Türkiye ekonomisi ise 2020
yılında yüzde 4.8 daralacak. Salgında 2’inci bir dalganın gelmesi halinde ise
bu daralma yüzde 8.1’e kadar yükselecek, yani ülke ekonomisi o nispette
küçülecektir.   ADİL OLMAYAN BİR ÜLKEYE YATIRIM NEDEN
YAPILSIN?   Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde
işsizliğin kronik bir sorun olmaktadır. Sorunun temelinde, yatırımların
finansmanı için iç tasarruf kaynaklarının yetersizliği, kaynakların verimli
kullanılmaması, günübirlik siyasi çıkarların ve iktidarda kalma amaçlarının
öncelenmesi, yeterli teknolojik bilgi ve tecrübe birikiminin mevcut olmaması
gelmektedir. İstikrarlı bir ekonomi, insanımızın çalışıp rızkını temin edeceği
yeni istihdam alanlarının açılması ancak kaynakların üretici sektörlere
yönlendirilmesi ile mümkündür. Bunlardan da önemlisi, her türlü yolsuzluk,
rüşvet ve adam kayırmacılığın (nepotizm) ortadan kaldırıldığı güvenilir ve
güvenlikli, adaletin tam anlamıyla gerçekleştirildiği, artan milli gelirin adil
şekilde dağıtıldığı, huzur, sükûn ve güven dolu bir ekonomik, sosyal ve siyasi
yapıya ihtiyaç vardır. Adil olmayan, güvenlikli olmayan, yatırım ortamının
bulunmadığı bir ülkede yerli veya yabancı neden yatırım yapsın ki? Bu nedenle,
ülkemizin yatırım yapılabilir normal düzene en kısa zamanda geçmesi en büyük
dileğimizdir.   EV 
KREDİLERİ AÇIKLANDIKTAN SONRA EV FİYATLARI %25 ARTMIŞ!   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Faizsiz bir İslam
finans sisteminin gerekliliği’ açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak,
faizsiz finans sisteminin ülke ekonomisine katkıda bulunabilmesi için, kuruluş
amaçlarına uygun olarak, krediler vermesi gerekmektedir. Faizsiz finans sistemi
bu ifadelerle savunulmasına rağmen, uygulamada bireyler de dâhil büyük küçük
tüm ekonomik birimler faizli finans sistemine muhtaç haline getirilmektedir.
Özellikle korona sonrası düşük olduğu savunulan (%0.64 ile % 0.75 arası, bu
yıllık % 8 ila % 9,5 arası bir faiz anlamındadır) faiz oranlarıyla konut ve
araba kredileri verilmektedir ki bu oranlar Arjantin’in uyguladığı faiz
oranlarından sonra dünyada en yüksek oranlardır. Birçok ülke bu tür kredilerde
negatif faiz uygulamaktadır. Ayrıca düşük(!) faizli krediler vatandaşın işine değil,
müteahhitlerin işine yarar hale gelmiştir. Krediler açıklanmadan önceki ev
fiyatları ile, açıklama sonrası ev fiyatlarında % 25 artış olduğu
söylenmektedir. Yetkililerin bu durmu takibe alarak, gerekli işlemleri
yapmalıdır.    TARIM STRATEJİK SEKTÖRDÜR.   Önemine binaen tekrar belirtmek istiyorum;
Tarım sektörü stratejik bir sektördür. Sadece normal zamanlarda değil özellikle
küresel krizler, salgınlar, savaşlar vb. durumlarda halkın zorunlu gıda
ihtiyacının karşılanması tarım sektörüyle sağlanabilir. Topografik, iklim ve
çeşit zenginliğine bağlı, dünyanın başlıca zengin üretim desenine sahip
Türkiye, üzülerek belirtmemiz gerekiyor ki, tarımdaki potansiyel imkân ve
gücünü kullanamayan bir ülke konumunda. Tarımsal sektörde etkin örgütlenme
bilincinin yeterli düzeyde gelişmemesi sonucu tarlada ucuz, pazarda pahalı
ürünler ile karşılaşılmakta. Üstüne üstlük yeterli düzeyde kazanç sağlayamayan
çiftçilerimiz nisbi olarak yüksek faizli kredilerin altında ezilmekte, gittikçe
fakirleşmektedir.   YETERLİ TOHUMUNUZ YOKSA AÇLIKLA KARŞI
KARŞIYA KALIRSINIZ   Son zamanlarda yerli tohumlara önem veren
teşebbüsler varsa da, şimdiye kadar uygulanan yanlış tohum politikaları ülke
tarımını tohumda dışa bağımlı hale getirmiştir, bu durum her geçen gün artmaktadır.
Niteliği ne olursa olsun, küresel bir krizde yeterli tohum bulunmaması halinde
Anadolu platosunda tarımsal faaliyet yapılamayacak duruma gelir. Bu da açlık
tehlikesiyle karşı karşıya kalmak anlamına gelir. Tarımsal politikalarda
istikrar sağlanmalı, çiftçi eğitimine yeterli önem verilmeli.  Hatalı tarım politikaları nedeniyle köyden
kente aşırı göç önlenmeli ve bu göçün getirdiği sorunlar çözümlenmelidir.  Tarım Bakanlığı’nın ülkede tarım
politikalarının dizaynında, yeni tarımsal teknolojiler üretiminde etkin hale
getirilmeli, tarımsal politikaların yürütülmesinde Üniversitelere sorumluluk ve
yeni fonksiyonlar verilmelidir.   VATANDDAŞI KAYNAK OLARAK GÖRMEKTEN VAZGEÇİN.   İktidarın ekonomik sorunlara bulduğu kaynak
her seferinde vatandaş oluyor. Emeklilik maaşlarını yükseltmek için, gene
vatandaştan alıp güya vatandaşa verecekmiş. Kıdem tazminatları bir fonda
birikecekmiş, 65 yaşından sonraki 15 yılda taksitler halinde vatandaşa geri
verilecekmiş. Buda emekli maaşını yükseltecekmiş. Buldukları çözüme bakın.
işsizlik fonundaki paraların halini düşünün, deprem vergilerini düşünün. Şimdi
birde kıdem tazminatlarını toplayacaklar. Bu düşünceden en kısa sürede
vazgeçmelerini bekliyoruz.   VATANDAŞTAN KORONA İÇİN 10 TL İSTE,
SANATÇIYA(!) 30 MİLYON VER!  
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından organize edilen ve
koronavirüs salgını nedeniyle "seyircisiz" gerçekleştirilen ‘yeditepe
konserleri’ için , yaklaşık 60 ismin yer alacağı ve 30 milyon TL harcandığı
iddia edilmektedir. İletişim başkanlığından yapılan açıklamada bunun yalan
olduğu söylenmiş ancak rakam verilmemiştir. Bu konserlerin maliyeti ne
kadardır? Burada sahne alacak sanatçılar neye göre belirlenmiştir? Sanatçılar
arasında halk ozanları da var mıdır? Sanatçıları desteklemek için yapıldığı
söylenen bu konser gibi, esnafı destekleyecek projeleriniz var mıdır? esnafa
faizli kredi verirken, vatandaştan 10 tl yardım mesajlarının gönderildiği bu
dönemde böyle bir organizasyon doğru mudur?   SEÇİMDEN ÖNCE BAŞKA, SEÇİMDEN SONRA BAŞKA!































   Son olarak sayın Veysel Eroğlu beyin, askeri
havaalanının ‘vatandaştan talep olursa sivil uçuşlara açabiliriz’ şeklinde bir
ifadesi olmuştur. Bu açıklamanın en dikkat çekici kısmı ‘talep olursa’
şartıdır. Sayın vekil seçimlerden önce hiç bu kelimeleri duymamıştık. Hepiniz,
her seferinde açacağız, açacağız diyordunuz şimdi ne oldu? Seçimden önce
verdiğiniz sözler ne oldu? Yoksa Binali Yıldırım beyin “seçimden önce verilen
her sözün tutulmasını beklemeyin” başkışı sizin için de mi geçerli? Bakınız
burada tartıştığımız yapılacak işin doğru yada yanlış olması değildir. mesele
‘vaat etmekle mal tükenmez’ diyerek gerçekleştirilip- gerçekleştirilemeyeceği
düşünülmeden, seçimi kazanmak için, vatandaşa verilen sözlerdir. Şimdi ak
partiye oy veren kardeşlerimizin bunların hesabını sorması gerekir.