“İki kapak arasındaki” Kuran metni asla değiştirilemez.  Kâfirler, Kuran’ın kelimelerini pratikte değiştirmeye çalışıyorlar; başardılar. Mesela, Müslüman’a ‘muhafazakâr’ diyorlar. Müslümanlardan çoğu buna çanak tutuyor.  Kelimeler değişince; ezberle, hatmet, artık bereketi olmuyor. Kuran’ın kelimeleri üzerinden değiştirilme ihtimalini şu ayetler haber veriyor.

 

“…onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler…” (Maide-13 ve Nisa-46)

“O’nun kelimelerini değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur.” (Kehf-27)

“Kâfirlerin kelimeleri sefil, Allah’ın kelimeleri yücedir.” (Tevbe-40)

“Dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması O’nun ayetlerindendir.” (Rum-22)

“Allah’ın kelimeleri değiştirilemez…” (Yunus-64, Enam-34-115)

“Sen onları (kâfirleri) konuşmasından (dilbilgisi hatasından) tanıyacaksın!” (Muhammed-30)

“Bana Müslümanlardan olmam emrolundu.” (Yunus, 72 ve Neml, 91-92)

“…sözü değiştirip söylenenden başka bir şekle soktular.” (Araf-162)

“Allah size ve sizden öncekilere Müslümanlar adını/tanımını verdi.” (Hac-78 ve Fussilet-33)

“Hiç O’nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun?” (Hicr-9)

“O’nun isimleri hakkında eğri yolda gidenleri ( tanrı, zat diyenleri) bırakın!” (Araf-180)

“Sizin için din olarak İslam’dan (İslam tanımından) razı oldum…” (Maide-3)“     

“Biz onu Arapça bir hüküm olarak indirdik.” (Rad, 37)      

“Anlayabilesiniz diye biz onu Arapça bir Kuran olarak indirdik…” (Hud-2)

“Bu Kuran apaçık bir Arapçadır.”  (Nahl-103)

“Pürüzsüz Arapça bir Kuran indirdik ki böylece korunasınız.”  (Zümer-28)            

 

      Bu ayetlerle inancının sağlamasını yapmayanlar; hevasını ilah edinmek (Furkan-4), dinini öncülere ihale etmek (Saffat-28), dinini parçalamak (Rum-32), imanına haksızlık bulaştırmak (Enam-82), şirke düşmek (Yusuf-106), Kuran’ın kelimeleri değiştirmek (Maide-13) gibi daha onlarca ayetin tehdidi altındadırlar. Bunca tehditten sonra kişide din adına ne kalır; varın siz düşünün. Kuran’da; kâfirleri tehdit oranı azdır.  Bütün öğütler, riskler, Müslümanlar içindir.

       İslam yerine kültürü/ideolojiyi; Müslüman yerine muhafazakâr-sağcı-mütedeyyin’i, Allah yerine tanrıyı, Allah’ın tayin ettiği kul hakları yerine insan/kadın haklarını, felsefeyi ve böylece onlarca sefil kavramı telaffuz edenler, Allah’ın kelimelerini değiştiriyorlar. Kimse tersini söyleyemez. Bir Müslüman sefil kavramları sahipleniyor ve dilbilgisi üzerinden bunların üzerini çizemiyorsa hangi sebepten dolayı kelime-i şahadet getirecek? Çünkü kelime-i şahadete, sefil kelimelere ‘hayır!’ dedikten sonra ‘evet’ denilebilir. Sefil/ithal kavram kullananlarda, kullandığı anda değil; ömrünün bir çeyreğinde illa ki batıl din vaki olur.

      Allah, kavramlarının Arapçasının esas alınmasını emrediyor. Arapça üzerinden inanacaksın; Latince, kültür, ideoloji, felsefe, tanrı vs. –onlarca- üzerinden amel edeceksin öyle mi? İslam’a muhalefettir bu! En ünlü tam beş tefsire baktım; Yunus-64’ü (kelimeyi) korumaya yönelik hiçbir şey yok. Kuran’ın kelimeleri üzerinden değiştirildiğini dilbilgisi üzerinden izah edemeyen neye ve nasıl inanacak? Kuran’da; Kuranın bütünlüğünü korumaya yönelik bir ayetin, ama kelimelerini korumaya yönelik onlarca ayetin olması, bu değiştirme fitnesinin kesinliğine en büyük delildir. Bu değiştirme fitnesini yazan yok. Hani nerede; âlim, müfessir, fakih, üstat, öncü bildikleriniz?