Yaklaşık iki asır önce batıda türetilen kültür kavramının tutarsızlığını keşfeden Ziya Gökalp ve çağdaşları kültür kavramını atıp yerine “irfan mı hars mı diyelim” dediler ama bir kelime bulamadılar. Bulamazlar çünkü kültür talih oyunlarındaki ‘joker’ gibidir; Türkçe bilinmediği için kültür bir değil, her kavramın yerine kullanılıyor ama hiçbirisi değildir. Sonra Cemil Meriç sadece birkaç kavram üzerinde durdu ve “kültürden daha kaypak bir kavram yoktur, bu karanlık lafızların hakkından gelemedim” dedi. (Kültürden İrfana, S. 31-41) Günümüzde de kültüre itiraz edenler oldu ve öylece kaldı. Bütün kavramların yerine kullanılan kültür düşünceyi felç etti. Kültürü aklayamadılar. Çünkü ithal kavrama yerli vekâlet bulamazsın. “T. C. kültürü aklayabilir mi” demek; “Türkiye küllerinden doğabilir mi, küreselleşme çukurundan çıkabilir mi” demektir. Dilini aklarsa çıkar.  
   
Kültürün hakkından neden gelemediler? Kavramlar bir bütündür ve parçalanamaz. Kavramların tamamını göremiyorlar ve zaten kendileri türedi kavram kullanıyorlar. Hiç kimsenin kayıtlarında kavramlara ilişkin hiçbir şey yok. Bunun için pes ettiler. Kültür aklanamaz, üzeri çizilmeli; çünkü kaypak tanımı sineye çekilemez. Hakkından gelebilmeleri için kayıtlarında şöyle sözler olmalıydı:
    
Tanımlayan hükmeder; Türkiye’ye batı hükmediyor çünkü kavramlarımız ithal. Önce dil; dilden bir sonraki duraktır vatan. Gücünüzün menzilini silahlarınız değil, diliniz tayin eder. Söz konusu dilse gerisi teferruattır. Bir dil kendi kavramlarından ibarettir. Fırtınalar kavramlar üzerinden kopar. Kavramlar motor, kelimeler aksesuardır. Kavramlar mesaj, kelimeler makyajdır. Kavram kesinlikle kimlik içerir; içermiyorsa kavram değildir. “Lisanlarınızın ‘ayrı’ olması Allah’ın ayetlerindendir.” (Rum-22) Bir kavram ihdas etmek ya Allah’ın, ya da bir ideologun işidir; içeriği sabittir, sahibi doldurur, ikisi de bağlamından koparılamaz. Bir milletten kavram almak, din-kimlik almak gibidir. Kavramlar düşüncenin kablosudur. Kavramları 4T; “Teşhis, tanım, tasnif, tasfiye” ameliyesine tabi tutamayan (tutabilen yok) düşünemez. Kaderin fitilini kavramlar ateşler. Tevhidi kavramlar yama kabul etmez. Aynı kavramları kullananlar aynı kefeye (meclise) düşerler. Herkes ‘efendisinin dilini’ kullanır. Kavramlar; yazılım, parmak izi, DNA, MR gibidir; içerikleri sabittir. Temsil kabiliyetiniz yoksa kavramları güçlüler tayin eder; batı tayin etmiş. Kavramları bilmeyen; slogan, teslis, tuzak bilgileri ve hiçbir söz grubunu bilemez. Bu paragraf, doğru düşünmenin garanti belgesidir. 4T ameliyesini bilemeyen bir kişi veya ülke zannına, kuruntusuna inanır.    
   
“Kültür, iki asırdır batı dillerinin baş belasıdır ve batıda ‘süt mü şeker mi’ diyerek alay konusudur.” (Bkz. a.g.e.) Kültür, bela ile eşitleniyor. Kültürü insanlar kendi niyeti, zannı ile dolduruyor ve okuyan da kendi niyeti ile anladığını zannediyor. Burada bir niyet okur-yazarlığı var. Niyet okuryazarlığı, finans okuryazarlığı gibidir. Zandır, tahmindir, hakikate tekabül etmez. Kültürün yeryüzündeki kişi adedince tanımı var. Bu nedenle kültüre ‘bukalemun’ deniliyor. Kültür varsa şeffaflık yoktur.
    
Kültür nedir? “Bu memleketin temeli kültürdür.” (Gazi M. Kemal A.) Bu temelin bileşenleri nelerdir; maddeler halinde bir kişi saysın da görelim!/// “Kültür beka meselemizdir.” (Cbşk. R. Tayyip Erdoğan.) Nedir o beka meselemiz; bilen varsa maddeler halinde saysın da görelim. “Bu kilitli oda meyve dolu” derseniz ne olduğu bilinmez. Ama meyveler maddeler halinde sayılırsa anlaşılır; işte bunun gibi maddeler halinde sayılırsa o “temel ve beka” anlaşılır. Kimse sayamaz; çünkü kültür tanımlı bir değer yok. /// “Kültür en kaypak kavramdır.” (C. Meriç) Bu tanımı kurumlar ve kişiler buyursun aklasın!/// “Kültürel bakımdan bölünmüşüz.” (İ. Ortaylı)  Ortaylı’nın inandığı yerde, kimlikte, dinde, düşüncede olsaydık bölünmemiş olacaktık değil mi?/// “Kültürel kimlik…” (Prof.A. Davutoğlu) Dine, düşünceye, kimliğe ne ile atıf yaparsan matufun temeli odur. Kimliğin temeli İslam’dır; kültür değildir.///“Bir tane kültür var: İslam.” (İsmet Özel) Kaypak denilen kültüre İslam diyor; bu ne gaflet!///“Bizim kültürümüzde slogan olarak tekbir yoktur.” (Nabi Avcı) İslam’a kültür, tekbire (tevhidi lafıza) ‘slogan’ diyorlar. İslam’ın adının ‘İslam’ olduğu ayetle sabittir.
    
Hep şunu söylüyorum: Aklanamayacağı için üzeri çizilmesi gereken kavramlar yüz kadardır ve bunlar kitaplarımda var. Türedi ve ithal kavramları hangi cümlede kullandığını söyle; sana Türkçeden hangi kavramı katlettiğini söyleyeyim. İşte her kavramın hakkından bu cümle gelir. Her gelen neslin öncekini arattığı, dili olmadığı için düşünemediği ve fraksiyonlara ayrılıp birbirlerine ve devlete zarar verdikleri kayıtlarımda ispat edilmiştir. Türkiye’nin dili aklanmaz ise 2040’a kadar mazisi ile hiç alakası kalmaz. Bir ülke vatan olarak değil; önce vatandaş olarak elden gider. Dil aklanmamışsa vatandaş elden gitmiştir; sınırlar, semboller, semboliktir.