Milli Gazete Erbakan’ın sesi ve sağ koludur. Gazetenin başlığındaki, “hak geldi, batıl zail oldu”,  ayettir. İkaz edilmelerine rağmen ayetin kaynağı, “Kuran, İsra suresi, Ayet-81” yazılmıyor. Yazılsa mesele yok. Önemli sözler, kime ait ise altına yazarı veya kaynağı yazılır. Kaynağını yazmayan o cümleyi kendine ait bir cümle, bir slogan gibi kullanmış olur; buna intihal, çalma denir. Kulun kuldan aşırdığı çalmaktır. Aşırılan Allah’ın ayeti ise artık o çalmaktan da öte, fetvalık bir konudur.
   
Allah’ın her biz sözü, delili, mucizesine, ayet denir. Slogan ise ideolojilerin ayetidir; teşbihte hata olmaz. İdeolojiler vahyi kabul etmeyen görüşler olup, kendilerini hızlı ve vurucu bir şekilde slogan ile ifade ederler. “Ayet ve Slogan” Ruşen Çakır’ın yazdığı önemli bir kitaptır. Bir insan kendini ya ayet(İslam); ya da slogan (ideoloji) ile ifade eder. Bu ayrımı bilmeyen helak olur.  
  
Gazetedeki ayetin devamına kaynağı yazılmıyor; yazılırsa Hakkın kaynağının Allah olduğu anlaşılacak. Kaynağı yazılmadığı için hakkın yegâne temsilcisi, kaynağı o gazete gibi algılanıyor. Bu Ayet, ilgilinin kendi sözüymüş gibi, duvara, logoya yapıştırılmış bir slogan vazifesi görüyor. Logo civarındaki vurucu sözler slogan konumundadır. Mesela “Tek yol devrim” kimin sloganı olduğu bellidir. “Hak geldi, batıl zail oldu” ise kaynağı yazılmadığı için vahyin amacına hizmet etmiyor; ilgili siyasi görüşün sloganı konumundadır. Ayetler bir gruba hasredilemez. Ayet, hâşâ Allah’tan değil, ilgili siyasi gruptan menkul bir söz seviyesine indirgenmiş. Mesele bundan ibarettir!
   
Ayetin neden slogan yapıldığı sorusunun cevabına gelelim. Bir insanın kendine istikamet çizebilmesi, namaz kılması, “maneviyatçıyım” demesi ile değil; “…bu apaçık Arapça bir dildir…” (Nahl-103) ayetinin “emrettiği dil üzerinden” istikamet çizilebilir. İslami düşüncenin istikamette olması “din dili” üzerinden olur. Kültür, slogan, felsefe, tanrı, vs. gibi bütün ithal kavramlar Macron’un, Merkel’in, Trump’ın dilidir. Bütün kavramlar, sloganlar, teslis inançları ve tuzak bilgi sistemleri (felsefe grubu vs.) bu dört grubu; din dili üzerinden filtre edemeyenin İslami düşünceden nasibi yoktur. Bu dörtlü tasnif bir ilktir. İşte ayetin slogan yapılmasının sebebi bu bilgisizliktir. Ayeti slogan yapmanın, siyasal İslam demenin İslam’da bir hükmü vardır; onu da kelime-i şahadete inananlar düşünsün. Ayeti çalıp slogan yapmak; inkâr etmekten beterdir.
     
Gazete kendini “milli görüş” sloganı üzerine bina ediyor. Milli görüş; slogandır, ideolojidir.  Sloganlar ideolojilerin makyajıdır. Doğrusu, ‘İslami görüş’ olmalıydı. ‘İslami görüş’ diyebilmek basiret ister. Tanım ve tasnif ne üzerinden ise din onun üzerinden oluşur. Diliniz, dininizin ne olduğunu ele verir. “İlla ki Kuran’ın kelimeleri” diyen onlarca ayet var. Trump’ın, Merkel’in, dilini telaffuz eden, İslam üzerinden sonuç alamaz. Dil, Nahl-103’ün emrettiği dildir.
    
Erbakan İTÜ’de rekor kırdı ama bu başarısı, ayeti slogan yapmaktan kaçınmaya, ‘İslami görüş’ demeye yetmedi. Cümle kurmak devlet kurmaktan daha zordur. Milli gazetenin ve görüşün içersinden kimler geldi geçti? “Kültür beka meselemizdir” diyenler, C. Meriç’in kaypak kavram dediği kültür’ü, İslam’ın yerine ikame etmiş oluyorlar; doğrusu;“İslam beka meselemizdir.” Bugün durum yine vahim. Çünkü Türkiye’de; kavram, slogan, teslis, tuzak bilgi sistemlerini, İslam adına test edebilen yok. Bir ideoloji olan milli görüşün bugün en az dörde bölündüğü ve kimlerle dirsek teması yaptıklarına girmem. Daha da bölünecekler çünkü ideolojiler mutasyona uğrarlar.
      
Anne-babalar çocuklarının güya yetişmesi için her türlü özel dersi aldırıyorlar. Ama doğru düşünme dersi nedir, nasıl olur bilmiyorlar. Doğru düşünme testleri yüz yıldır negatif. Çünkü Kuran’ın “sefil kelimeler” dediği kelimeler herkesi sefil eder. Herkes yazılı ve sözlü beyanlarında, “kimlik iddiamız yok” diyor. Kimlik yoksa herkes “kül-duman” olmuştur. Afyonhaber’in sayfalarındaki yazdıklarımı okursanız belki küllerinizden doğabilirsiniz. “Kavramlarınızı başkalarından alıyorsanız o sizin gerçekliğiniz değildir artık.” (İbrahim Kalın) Sadece kültür kavramını kullanmak Türkiye’yi helak ediyor. Daha böyle yüz kavram var. Kendi gerçekliğini yüz kere helak eden bir ülke düşünün. Kimlerin düşünmekten nasibi yoktur; onu hatırlayalım. Düşünemeyenlerin düşüşü dikey olur. Kavram, slogan, iddialı bir cümle, bunlar üsluptur, beyandır; “üslubu beyan, aynıyla insan.”