Bu aralar fırsatçılara gün doğdu. Aslında işbirlikçiler hatta FETÖ'cülere demek lazım. Yani hainlere... Ya da vücut direncinin düşmesini kollayan mikroplara... Öyle değil midir; vücut direnci biraz düştüğünde karantina altındaki bütün mikroplar hücuma geçer. Havanın bulanmasını kirli emellerine alet etmek için pusuda bekleyen bu işbirlikçiler, küçük de olsa kitleden bir parça koparabilmenin ateşiyle yanıp tutuşuyorlar.

 

Neymiş Efendim; IMF'nin şu kadar milyar dolar yardım fonu varmış, en ucuz kredi de oradaymış, salgın nedeniyle de kredi musluklarını açmışmış... Güzelleme üstüne güzelleme yani... Tam bir FETÖ taktiği... Bir sonraki aşamada; 'bakın nasıl da el-avuç açtınız, nasıl da kapımızı çaldınız, nasıl da boyun eğdiniz, nasıl da diz çöktünüz...' diyebilmek için...

 

Şimdilerde bu ince FETÖ taktiğine bilen-bilmeyen kendisince mülahazalar getirerek FETÖ'nün (FETÖ de kimmiş; ipi elinde olanların) değirmenine su taşıyor. Bunların önemli bir kısmı öyle ya da böyle kuyruk acısı olan müzmin muhalifler... Birçoğunun da geçmişte FETÖ iltisakı var... FETÖ artığı yani… Bir kısmı da bir kaç hamle sonrası bir yana, burnunun ucunu göremeyen düşük vizyonlular... Tabi yakında geçmişte topladıkları nallara yenilerini ekleyecekler... Ama olsun, umut dünyası işte...

 

Hadiseyi bir başka açıdan değerlendirecek olursak, boşa kürek çektikleri yakında kabak gibi bir kez daha ortaya çıkacak... Ekonomik olarak da siyasi olarak da... Malum; virüs nedeniyle üretimde, ihracatta bir yavaşlama oldu. Bu yavaşlama aslında sadece Türkiye için değil, tüm dünya için söz konusu... Muhtemelen dünya ekonomisi bu yıl hissedilir derecede daralacak (ön değerlendirmelere göre % 10-15 arası) ve Türkiye de bundan hissesine düşeni alacak... Yani makro göstergelerde bozulma olacak; büyümede hedefler tutturulamayacak, kim bilir belki de ekonomi küçülecek, borçlanmada zaten nisbi olarak varolan artış biraz daha belirginleşecek, büyük ihtimalle kamu harcamalarındaki artış nedeniyle bütçe dengesi de olumsuz etkilenecek ya da kimi yatırımlar gecikecek... Biraz da enflasyonda oynama olacak... Belki de yeni ya da ek bir takım vergi yükümlülükler getirilecek… Bu fırsatçı işbirlikçiler de ülkenin bu kritik sorunla mücadelesini görmezlikten gelip, bu durumu tepe tepe kullanacaklar… Hiç arlanmadan-utanmadan...

 

Şimdi geçmişte topladıkları nallara nasıl katkı yapacakları üzerinde duralım. Malum; geçmişte nice oyunları bozuldu... Nice hevesleri kursaklarında kaldı. Gene kalacak... Avrupa Birliği üzerine çalışan bir öğretim üyesi olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim: Türkiye ekonomisi makro göstergeler bakımından AB üyesi ülkelerin hemen tamamından daha iyi... Büyük ekonomilerden Almanya hariç hiç birisinin göstergesi Türkiye ile kıyaslanamaz bile... Buna Fransa, İtalya ve artık Avrupa Birliği'nden ayrılmış olan İngiltere de dâhil... Türkiye, son yıllarda bir miktar yükselmesine rağmen; borç/GSYH bakımından sadece AB ülkeleri değil, birçok dünya ülkesinden çok daha iyi... Hele IMF'nin kapısını çalma ihtiyacı hiç bir şekilde yok...

 

Malum; Türkiye sık sık döviz operasyonuna maruz kalıyor; kimi zaman Amerika; kimi zaman İngiltere merkezli oluşturulan spekülasyonlarla... Şimdilerde yine böyle bir saldırı altındayız (bu seferkinin Londra merkezli olduğu söyleniyor). Dövizdeki hareketlenme bu yüzden... Onlar oradan vurdukça içerideki işbirlikçilere bir haller oluyor. Zil takıp oynuyorlar adeta... Etleri-butları nisbetinde de operasyon çekme derdindeler...

 

Bütçe açığı yine öyle... Türkiye neredeyse en iyisi... Avrupa’da % 15'e kadar tırmanan bütçe açıkları Türkiye’de % 2'lerde seyrediyor. İşsizlik orada da burada da... Öteden beri varolan cari açık son yıllarda aşıldı gibi gözüküyor. Yani ham hayalleriniz bir kez daha düşecek suya...

 

Ha bir de işin siyaset ayağı var tabi... Siz nasıl görüyorsunuz bilemiyorum tabii... Aslında gördüğünüz bir şey de yok. Temennileriniz var sadece... Boş hayaller yani... Bölgesinin, hatta dünyanın yükselen, engellenemeyen, parlayan yıldızı Türkiye mi gidecek IMF'nin kapısına... Siz ham hayaller görmeye devam edin... Nasıl olsa bir gün uyanacaksınız... Ve bir kez daha iç geçireceksiniz.