Ninem Osmanlı kadını, 

Mahallede sözü geçer

Kapı önü sohbetlerinde dinlenir

Genellikle söylenir.



Demem o ki

Hani bi zamanlar yani

Kubeli mahallesinde ark önünde 

Zamanın birinde

Şimdi masal gibi gelir gençlere

Bulaşık için

Matıf toprağı satılırken sokak sokak, kapı kapı eşek sırtında 

Persil yok,

Henüz Tursil yok o zaman

Çamaşır makinası yok bizlerde

Bulaşık makinası yok.

Belki oje de yok!



O zaman esbab taşı vardı,

Çamaşır 

Çamaşır kazanında!

Çivit vardı,

O zaman kurna vardı hamamda, hamam tası

Duş yokken, duşakabin yokken evlerde.

Sabah ezanında

İstasyon memurlarının ellerinde sallanan

Sefertasları vardı 

Ve en güzeli muhabbet vardı, televizyonlar yokken

Radyo vardı lambalı, 

Sokakta, pencerede anteni vardı kocaman.

Sohbet vardı kahvede, gezekte,

Gündüzde, gecede

Hoş sohbet vardı.



Masal değil,

Bilen bilir

Potin vardı, lastik-lapçın vardı kışta kıyamette giymeye

Mes vardı, yemeni vardı, 

Tabanı otomobil lastiğinden çarık vardı

Pençe, gizli pençe vardı ayakkabılara 

Gömleklere yedek yaka yapılırdı eskiyince değişmeye 

Memurlarda siyah kolluk

Öğrencide siyah önlük,

Hokka, divit

Kalemlere bitmesin diye takılan kamış vardı.



Hani okulda yerli malı haftası için elma, armut, portakal

"Yerli malı, yurdun malı

Herkes onu kullanmalı"

Hani şarkı gibi dilimizde!



Sümerbank vardı,

Patiska vardı, pazen vardı

Hırkalarımız el emeği, göz nuru...

Bakır kap vardı

Tenekeci, kalaycı vardı.



Her taraf haşhaş tarlasıydı sanki köylerde

Mor

Beyaz,

Mor beyaz!

Yün, yapağı alıp satılırdı çarşıda

Afyon sakızı alınıp satılırken Uzun Çarşı'da sokak ortasında

Uluorta

Kimse dönüp bakmazdı bu nasıl iş diye

Alkoloit bilmezdik o zaman

Bir tüccarlar vardı afyon ticaretinde, 

Bir Toprak Mahsülleri Ofisi.



Huriye Aba diye bilinir

Kuduz mütehassısı sanki ninem

Köpek ısırmışsa gelirler, köpek dalamışsa gelirler

"Benim elim değil, Hasan-ı Basri'nin Dede'nin eli" diye okur-üfler 

Bir lokma ekmek verir hastasının ağzına 

Bin dua ederek gönderirdi ninem

Mutlu

Sevinerek çıkardı evden konu komşu 

Bin duayla

"Sağol Huriy'aba"



Ramazan'da bi sokak aşağıda Kubeli Camii'nde Teravihte

Hep aynı halının aynı yerinde.

"Gak gız!" demeye fırsat vermeden yeri açılır

Ya da ayrılmıştır her zamanki köşe Kubeli'de

Namazını kılar hep aynı yerde.



Abdullah Uluçelik İmaret'te ezan okurken 

Ya da bi türkü

Önce "Yeşil olur İmaret'in selvisi",

Yine

Abdullah Uluçelik; 

Cemal Altıniğne, Hulusi Yamaner eşliğinde 

Sonra bi kırık hava

"Gap'ardına da asa da goymuş galbırı

Bekarları yatağından galdırı"

Tahta kaşıklarla oynayan köçekler

Kimi şerbet, kimi rakı 

Çay bardağından içecekler!



Düğünde çorbayla başlayan, bamyayla biten

Yiyecekler

Börek, yaprak dolması, kaymaklı kadayıf tatlısı 

Deperotulu, etli pilav, kayısı hoşafı ve daha neler neler

Bazen yirmiiki çeşit sıra yemeği derler.



Çalgıcılar bi yanda

Gençler bi yanda

Yaşlılar bi yanda

Eğlence, muhabbet gırla!

"Hadi len!" demişse gaynata

Fırla!



Dedemin arka cebinde çevre vardı o zamanlar

Yeleğinin bir cebinde cep saati lokomotiflisinden,

Bir cebinde madeni paralar

Saat kaç dede deyince öğlen üzeri okul arasında

Şifreyi çözmüştür dedem

Kuru üzüm için delikli yüz para!

Ya da Muharrem'adan Şam tatlısı

Otpazar Camii'nin karşı köşesinden.



Babamın mendili arka cebinde

Pamuklu bezden

Henüz yoktu kağıt mendil bakkalda

En ala çukulata gofret

"Boş yok, boşa para yok!" diye çarşının pazarın bir köşesinde 

Kader, kısmet

Çekiliş!

En çok çıkacak olan yine gofret!



Pazar yeri ayrı bir eğlence mekanı 

"Otuziki dişine kemane çaldırıyor

Buz gibi gazoz"

Testereyle açmazsa olmaz,

Kalecik'in karında soğutmadıysa olmaz,

Gazoz köpürmeden açılmışsa yine olmaz,

Patlatarak ses çıkarmadıysa açarken olmaz!



"Ah ne güzel nane şeker!"

Mani okuyarak gezer

"Cambaza bak!"

"Sihirbaz Madreke gelmiş"

"Haldeki bütün portakallar

Arkasından gidermiş".



Masala bak deme

Sen delikanlı,

Sen hanım kız 

Masala bak deme

Hep masal gibi geçti

Bütün gençliğimiz

Hani masaldaki gibi:

Zümrütü Anka kuşu hariç 

Bir varmış,

Bir yokmuş misali

Gökten düşen elmalar sizin olsun,

Bütün ümitleriniz sizin

Anılarımız bizim

Bize kalan yaşanmış, yaşanmamış hayallerimiz,

Hayallerimiz bizim!



MEHMET ÜNAL TAŞPINAR