Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koalisyon görüşmelerinde sorumluluk çağrısı yaparak ‘Peşrev faslını bırakıp hizmet faslına geçilmeli’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜMSİAD) iftar yemeğinde gündeme ilişkin mesajlar verdi.
MİLLET İRADESİNE SAYGISIZLIK
Koalisyon görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığı makamının masaya yatırılmasını eleştiren Erdoğan, başbakanlığı döneminde temellerini attığı dev projelerin de ‘durdurulmasını’ isteyenlerin karşısında kendini bulacağını söyledi. Erdoğan satır başları ile şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı olarak şahsımın anayasaya aykırı tek bir işlemi, tek bir eylemi yoktur. Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle birlikte yine anayasa sınırları içerisinde kalmak kaydıyla yeni bir dönemin başladığını hep söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Kampanyada söylemiştim, ‘Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağım, anayasanın, yasaların verdiği yetkiyi de sonuna kadar kullanacağım’ demiştim. Yaptığım iş budur. Artık cumhurbaşkanı diğer görevlerinin yanı sıra millete karşı da doğrudan sorumludur. Bu gerçeği görmek, anlamak istemeyenler, en başta milletin iradesine karşı saygısızlık ettiklerini bilmelidirler.
Koalisyon görüşmelerini daha başlamadan sulandırmaya, kendi sorumluluğunu bırakıp başka partilere akıl vermeye kimsenin hakkı yoktur. Hele hele Cumhurbaşkanlığı makamı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi üzerinden bu meseleyi tartışmak, sorumluluktan kaçmanın en sakil şeklidir. Milletimizin sabrı giderek azalıyor. Peşrev faslı bırakılıp hizmez fazlına geçilmeli. Tüm siyasi partilerimizden olumlu katkıları noktasında beklentimi hatırlatıyorum.
KARŞILARINDA BENİ BULURLAR
Eğer bir koalisyon hükümeti kurulacaksa milletim burada yer alacak partilerden, geriye doğru değil ileriye doğru neler yapacaklarını duymak, bunun emarelerini görmek istiyor. Eğer illa geçmiş 12 yıl üzerinden bir koalisyon tartışması yapılacaksa bu sürede eksik kalmış bulunan daha iyisi ortaya konabilecek olan işler üzerinde durulmalıdır. Türkiye’nin büyük projelerini rafa kaldırma tartışmasıyla başlayan bir koalisyon görüşmesi, karşısında herkesten önce beni bulur. Ne demek o? ‘Üçüncü havalimanını yaptırmayacaklarmış’. Böyle bir mantık olabilir mi? ‘Üçüncü köprüyü durduracaklarmış’. Ne demek o? Değerli kardeşlerim bunların zaten ömürlerinde dikili bir ağacı olmadı, hala aynı anlayışla, hala aynı yaklaşımla yola devam ediyorlar. GÜÇLÜ HÜKÜMETE İHTİYAÇ VAR
Yeni hükümetin bir an önce kurulmasını samimiyetle diliyor ve bekliyorum. Şayet bu 3 günlük ilk tur görüşmelerden sonuç alınamazsa Ramazan Bayramı’ndan sonra süreç devam edecektir. Buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin önemli kararlar alabilecek ve bunları güçlü şekilde uygulayabilecek bir hükümete ihtiyacı var. Koalisyon hükümetinin bu anlayışla oluşması gerekiyor. Birbiriyle ve diğer makamlarla didişme halindeki partilerin koalisyonu, Türkiye’ye fayda değil, zarar getirir.
Densizler!
Huber Köşkü’nde dün spor ve sanat camiasına verilen iftara yönelik eleştirilere de değinen Erdoğan, “Çok güzel ve nezih bir ortamda geçen bu iftarda ülkemizin önde gelen sanat ve spor insanlarıyla birlikte olduk. Bu güzel akşamla ilgili haber ve görüntülerin medya da yer almasıyla birlikte iftara katılan sanatçı ve sporcularımıza belirli çevreler tarafından yoğun bir saldırı başlatıldı. Sosyal medya üzerinden yürütülen bu saldırılar sebebiyle sanatçı ve sporcularımız adına gerçekten üzüntü duydum. Üstelik bu kadarla da kalınmadı, işi sadece bizim iftarımıza katıldığı için sanatçılarımızdan bazılarının önceden programlanmış konserlerini iptal etmeye, ettirmeye kadar vardıran densizler çıktı. Lafa geldiğinde demokratlığı, özgürcülüğü, hoşgörüyü, insan haklarını kimseye bırakmayan bu çevrelerin gerçek yüzünü bir kez daha görmüş olduk. Halbuki bizim aklımıza dün iftar soframızı paylaştığımız sanatçılarımızın hangi partiye mensup belediyelerin konserlerine katıldıklarını sormak dahi gelmedi. Çünkü biz bu sanatçılarımızın dünya görüşlerine, nerelerde konser verdiklerine değil, sanatlarına, sanatçı kişiliklerine bakıyoruz. Sadece ve sadece bizim davetimize icabet ettikleri için saldıranlar kendi ahlaklarının, kendi karakterlerinin, kendi tıynetlerinin gereğini yerine getiriyorlar. Adalet ve irfan terazisinde tartıyor” dedi.