26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Azerbaycan’ın Karabağ zaferine ilişkin Cumhuriyet gazetesinin “Olaylar ve Görüşler” köşesinde bir yazı kaleme aldı.

“Ermenistan 29 yıl önce işgal ettiği Karabağ topraklarını genişletmek üzere, 27 Eylül 2020 günü Azerbaycan topraklarına tekrar saldırdı. Ermenistan hangi düşünce, hesaplarla ve neden Eylül 2020’de böyle bir saldırıyı başlattı? Bu soruya net bir cevap hâlâ verilemedi” diyen İlker Başbuğ, “Geçen bu 29 yıl süresince, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin büyük desteği ve yardımlarıyla gerçek bir ordu niteliklerine sahip oldu” şeklinde yazdı.

Başbuğ yazısında Türkiye ile Azerbaycan arasında oluşan karayoluna dikkat çekti ve Atatürk’ün 100 yıl öncesindeki öngörüsünü hatırlattı.

“Mustafa Kemal Atatürk, Nahçıvan’ı 1921 yılında ‘Türk Kapısı’ olarak isimlendirmiştir” diye yazarak o dönem Atatürk’ün yaptığı Moskova Anlaşmasına dikkat çeken İlker Başbuğ, şöyle devam etti:

“Mustafa Kemal Atatürk’ün bu gerçekleştirdikleri onun ileri görüşlüğünün, yani vizyonerliğinin inanılmaz örnekleridir.Onun için Atatürk ölümsüzdür. Türkiye’nin ebedi lideri, başkomutanıdır. Atatürk’ün 1921 yılında attığı adımlar, tohumlar, neredeyse 100 yıl sonra bugün sonuçlarını veriyor.”
 

İlker Başbuğ’un yazısı şöyle:

 

“Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tarihsel ilişki, “bir millet”, “iki devlet” olarak tanımlanan ve kabul edilen bir ilişkidir. Hatırlanacağı gibi 13 Nisan 1991’de Karabağ’da Ermenistan ile Azerbaycan arasında çatışmalar başlamış ve Ermenistan 1992 yılında Rusların da desteğiyle bütün Karabağ’ı işgal etmişti. İşgal edilen Azerbaycan toprakları neredeyse Azerbaycan’ın beşte biriydi.

1991’de başlayan işgal sürecinde 20 bin Azerbaycanlı şehit olurken, sivillere yönelik saldırılar sonucunda mülteci ve göçmen sayısı da bir buçuk milyonu aşmıştı.

Ermenistan 29 yıl önce işgal ettiği Karabağ topraklarını genişletmek üzere, 27 Eylül 2020 günü Azerbaycan topraklarına tekrar saldırdı.
 

KOŞULSUZ DESTEK

Ermenistan hangi düşünce, hesaplarla ve neden Eylül 2020’de böyle bir saldırıyı başlattı?

Bu soruya net bir cevap hâlâ verilemedi.

Geçen bu 29 yıl süresince, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin büyük desteği ve yardımlarıyla gerçek bir ordu niteliklerine sahip oldu. Ermenistan’ın bu büyük farkı görememesi bile inanılmaz bir durum.

44 gün süren Karabağ savaşı sonrasında, Azerbaycan ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri büyük bir zafer kazandı. İşgal altında bulunan Fuzuli, Cebrail, Zengilan, Gubadlı, Şusa ve Hadrut kasabaları Ermeni işgalinden kurtarıldı. Dağlık Karabağ’ın çevresinde bulunan, üç bölgenin; Ağdam, Kelbeçer ve Laçin’in Azerbaycan kontrolüne geçmesiyle bölgede yeni bir dönem başlamış oldu.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 44 gün süren savaşta 2 bin 783 Azerbaycan askeri şehit oldu.

Savaşın 44. gününde 10 Kasım 2020’de Rusya savaşa son veren taraflar arasında bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasında ağırlığını koydu.

Türkiye bu savaşta koşulsuz olarak Azerbaycan’ın yanında yer aldı. Bundan daha doğal bir şey de olamazdı.

23 Ekim 2020 günü devam etmekte olan savaş hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştık:

Rusya, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında sonucu etkileyecek en güçlü devlettir. Reel politik/gerçekçilik bunu bize göstermektedir. Dolayısıyla, Rusya’nın bu sorundaki durumu ve etkisi dikkate alınmak zorundadır.”

KAZANAN ÜÇ ÜLKE

Sayın Alev Coşkun’un belirttiği gibi Karabağ askeri operasyonunda kesin olarak kazanan üç ülke; Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’dir.

Azerbaycan 29 yıl önce kaybettiği işgal edilmiş topraklarını geri almıştır. Bu çok önemli bir sonuçtur. Azerbaycan ordusunun bu başarısı Azerbaycan Devleti ve halkının özgüvenini artırmıştır.

Rusya, son anlaşma ile bölgenin siyasi, ekonomik ve askeri denetimini artan bir şekilde eline geçirmiştir.

Bölgeye Rus barış gücü askeri yerleşmeye başlamıştır.

Türkiye için en önemli olan husus ise kardeş Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarına tekrar sahip olmasıdır.

EN DOĞAL İSTEĞİMİZ

Rusya ve Türkiye Savunma Bakanları tarafından imzalanan anlaşmaya göre, Türkiye denetim merkezi içinde yer alacaktır.

2008-2010 yılları arasında, Genelkurmay Başkanı iken, kardeş Azerbaycan yetkilileri ile yaptığımız bütün görüşmelerde, bir gün, bugün elde edilen bu başarıların, nasıl gerçekleşeceğini değerlendirdik. Bir gün bunların mutlaka gerçekleşeceğine olan inancımız tamdı.

En çok arz ettiğimiz hususlardan birisi ise Türkiye ve Azerbaycan’ın karayolu ile kesintisiz olarak bağlanabilmesiydi. Bu noktayı, harita üzerinden konuşurken bile heyecanlanırdık. “Bir millet” ve “iki devlet”in bundan daha doğal nasıl bir isteği olabilirdi?

Bugün Türkiye ve Azerbaycan arasında Iğdır’dan başlayıp Bakû’ya ulaşan karayolu yaklaşık 927 kilometredir.

TÜRK KAPISI

10 Kasım 2020’de taraflar arasında imzalanan anlaşmaya göre Nahçıvan ile Azerbaycan’ın batı illeri arasında bir ulaşım koridoru açılacaktır. Yeni açılacak bu karayolu ile mesafe 650 kilometreye inecektir. Mesafe elbette önemlidir. Ama asıl önemli olan husus, bu 650 kilometrelik yolun, iki kardeş devletin topraklarından geçecek olmasıdır. Bunun manevi değeri her şeyden önemlidir.

Mustafa Kemal Atatürk, Nahçıvan’ı 1921 yılında Türk Kapısı” olarak isimlendirmiştir.

ATATÜRK’ÜN ÖNGÖRÜSÜ

Bilindiği gibi Nahçıvan’ın statüsü 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması ile belirlenmiştir. Bu antlaşma ile Nahçıvan’ın, Azerbaycan’ın koruyuculuğunda özerk bir bölge olması kararlaştırılmıştır. Sovyetler Birliği ile Türkiye, Nahçıvan’ın garantör ülkeleri olmuştur.

Moskova Antlaşması için Sovyetler Birliği’ne gidecek TBMM Heyeti Başkanı Yusuf Kemal (Tenginşenk) Bey’e Mustafa Kemal Paşa şunu söylemiştir:

“Nahçıvan Türk Kapısı’dır. Bu hususu dikkate alarak elinizden geleni yapınız.”

Günümüzdeki Türkiye-İran sınırına son şekil de Atatürk döneminde verilmiştir. 23 Ocak 1932 antlaşmasının ardından, 27 Mayıs 1937’de imzalanan bir antlaşmayla, Ağrı Dağı, tümüyle, Küçük Ağrı dahil Türkiye’ye bırakılmıştır. Karşılığında ise Van’ın Kotur bölgesinden bir kısım arazi İran’a verilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu gerçekleştirdikleri onun ileri görüşlüğünün, yani vizyonerliğinin inanılmaz örnekleridir.

Onun için Atatürk ölümsüzdür. Türkiye’nin ebedi lideri, başkomutanıdır.

Atatürk’ün 1921 yılında attığı adımlar, tohumlar, neredeyse 100 yıl sonra bugün sonuçlarını veriyor.

Atatürk’ün “Türk Kapısı” olarak isimlendirdiği, iki kardeş ülkeyi, Türkiye ve Azerbaycan’ı kesintisiz olarak birbirine bağlayacak karayolu yakında açılacak.

Bunu görmekten daha mutlu ne olabilir ki?
 

İLKER BAŞBUĞ

26'NCI GENELKURMAY BAŞKANI”