CHP Grup Başkanvekili ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, AKP'nin ekonomi politikasının kira, faiz ve kar payı elde edenlere yaradığını söyleyerek, “AKP emeklilerimizi açlığa, sefalet içinde yaşamaya mahkûm etti” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yine vatandaşın sesi oldu.

SAĞLIK KURULUŞLARINI BOMBALAMAK CANİLİKTİR, VAHŞETTİR, CİNAYETTİR, KATLİAMDIR

İsrail’in Gazze’deki hastanelere saldırısına sert tepki gösteren Grup Başkanvekili Av. Burcu Köksal, “İsrail'in Gazze'de bir hastaneye yaptığı saldırı ile hepimiz sarsıldık. İnsanların tedavi olmak için gittiği, sağlık çalışanlarının şifa dağıtmaya uğraştığı sağlık kuruluşlarını bombalamak caniliktir, vahşettir, cinayettir, katliamdır. Bu konuda Filistin halkının sonuna kadar yanındayız. TBMM'den de bütün siyasi partiler, bütün milletvekilleri adına bir ortak bildiri yayınladık. ve dünya parlamentolarını, bütün uluslararası sivil toplum örgütlerini, bütün kuruluşları bu konuda sorumluluk ve inisiyatif almaya davet ettik. Saldırıda hayatını kaybeden bütün Filistinlilere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. ve artık daha fazla masumun, daha fazla sivilin ölmesini istemiyoruz. Bir insanın dahi burnu kanamasın diyoruz. Gazze halkının sonuna kadar yanındayız.” şeklinde konuştu.

2023 HEDEFLERİNİN YARISINA BİLE ULAŞILAMADI

AKP’nin, 2011 yılında 2023 yılına yönelik hedeflerini açıklayarak halktan oy istediğini hatırlatan Köksal, “Buna göre Türkiye 2023 yılında 2 trilyon dolarlık bir ekonomik büyümeye ulaşacak, dünyada ilk 10 ekonomi arasına girecek, 25 bin dolarlık kişi başına geliri olacak, 500 milyar dolarlık ihracat yapacak, işsizlik ve enflasyon yüzde 5'e inecekti. Aslında halkını ve ülkesini düşünen, bilime ve akla dayanan bir parti iktidarda olsa bu hedeflerin gerçekleşmesi işten bile değildi. Ancak bugün gelinen noktada hedeflerin ancak yarısı bile gerçekleşememiş durumda. Türkiye 2023 yılında bırakın en büyük 10 ekonomi arasında olmayı, ilk 20'nin içinde bile kalmakta zorlanıyor, hatta bu gidişle 20'nin bile altına düşme ihtimali yüksek gözüküyor. Kişi başına gelir 2023 yılında 25 bin dolar olacak dediler, 12 bin dolarda kaldı. İhracat 500 milyar dolara ulaşacak dediler, 250 milyar dolarda kaldı. İşsizlik yüzde 5'e inecekti, yüzde 10'dan aşağıya inmiyor ve sürekli gerçek işsizlik rakamları artıyor. Enflasyon 2023'te yüzde 5'e inecekti, yüzde 70'e doğru gidiyor, TÜİK'e göre bile yüzde 85'lerde gözüküyor. 2023 yılı için konulan ancak yarısına bile ulaşılamayan hedeflerin bu kez 12'nci Kalkınma Planında 2053 yılı hedef olarak gösterildiğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

YALANLARLA TÜRKİYE’NİN 20 YILINI ÇALDILAR

AKP’nin yalanlarla Türkiye'nin 20 yılını çaldığını kaydeden Burcu Köksal, “Plana göre Türkiye 2053 yılında en büyük 10 ekonomi arasına girecekmiş. Şimdiye kadar seçmene 2023 yılı hedeflerini satarak oy alan AKP, şimdi de 2023 olmadı, 2053 verelim diyor. Yalanlarla Türkiye'nin 20 yılını çalanlar, şimdi aynı yalanlarla Türkiye'nin önümüzdeki 30 yılını çalmaya çalışıyorlar. 12’nci Kalkınma Planı'nın eksenlerine gelince, AKP iktidarının Türkiye ekonomisini uzun süredir plan ve programla değil, tek adamın sorgulanmayan, tartışılmayan yalan yanlış teorilerine göre yönettiğini sadece biz değil, dünya alem bilmekte. Planı hazırlayanlar 12'nci Kalkınma Planı'nın 5 ana eksenden oluştuğunu söylüyorlar. Bu eksenlerden birincisi istikrarlı büyüme, güçlü ekonomiymiş. Şimdi Türkiye ekonomisine bakıyoruz, 2019 yılında yüzde 0.8, 2020 yılında yüzde 1.9, 2021 yılında yüzde 11.4, 2022 yılında yüzde 5.5 büyümüş. Büyüme oranlarının bu kadar dalgalandığı, bir aşağı bir yukarı salındığı, enflasyonun gerçekte üç haneli rakamlara ulaştığı ve TÜİK'e göre bile yüzde 85'lere tırmandığı bir ekonominin istikrarlı büyüdüğü söylenebilir mi? Bir ülke gücünü parasının gücünden alır, yani ekonominin gücünü paranın gücü gösterir.” dedi.

AKP’NİN EKONOMİ POLİTİKASI KİRA, FAİZ VE KAR PAYI ELDE EDENLERE YARIYOR

Grup Başkanvekili Köksal, AKP'nin ekonomi politikasının kira, faiz ve kar payı elde edenlere yaradığını dile getirerek, “Ücretleri tam anlamıyla ezdi geçti. Birleşik Kamu-İş Federasyonu'nun açlık yoksulluk sınırı araştırmasının Eylül ayı sonuçlarına göre açlık sınırı 14 bin 542 liraya, yoksulluk sınırı 41 bin 651 liraya yükseldi. Asgari ücret 11 bin 402 lira, en düşük emekli maaşı 7500 lira. Ama gelin görün ki, Türkiye'yi ekonomik buhrana teslim eden iktidarın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon artışını yüksek maaş artışlarına bağlamış durumda. Emekliye, işçiye, memura, asgari ücretliye sanki büyük bir lütufmuş gibi sundukları üç kuruşluk zamlar sebebiyle enflasyon tetikleniyormuş Şimşek'e göre. Vatandaşa sadaka verir gibi ücret artışlarını duyuran, güzelim fabrikaları babalar gibi satan iktidar, şeker fabrikaları içerisinde en çok kâr eden ikinci fabrika olan Afyon Şeker Fabrikasını her türlü itirazlarımıza rağmen kimseyi dinlemeden özelleştirme adı altında adeta yandaşlarına peşkeş çekti ve Afyon Şeker Fabrikasının satışıyla beraber ülkede bütün vatandaşlarımızın cebine girmesi gereken para satın alan o şirketin cebine gitmiş oldu. Yine Kütahya Şeker Fabrikası, özelleştirme adı altında bir yandaş şirkete daha satıldı. O ortaklık fabrikadan1,5 yılda 609 milyon 194 lira kâr elde etti. Bu fabrikalar milletin fabrikalarıydı, aslında satılan çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği oldu. Özelleştirmeyle AKP ile yakın olan şirketlere bu fabrikalar adeta peşkeş çekildi. Enflasyonu şimdi bu özelleştirmeler tetiklemiyor, açlığa, yoksulluğa mahkûm edilen, halkın alın teri olan ücret artışları tetikliyor, öyle mi? Eylül 2021 ile 2023 arasında emeklilerin satın alma gücünde yüzde 120, asgari ücretlilerin ise yüzde 70 bir kayıp var. Ama buna rağmen hala enflasyonun nedenini yüksek ücret artışları olarak göstermek, iktidarın beceriksizliğinin sığındığı koca bir yalandır arkadaşlar. ” ifadelerini kullandı.

EMEKLİ SEFALET İÇİNDE YAŞIYOR

Köksal, açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Emekliye Cumhuriyet ikramiyesi adı altında bir kereye mahsus olmak üzere 5000 lira ikramiye vereceğiz diye davulla zurnayla müjdelediler. Biz komisyonda bir önerge verdik, bu teklife karşı dedik ki: 15 bin lira verin ve emekli ayrımı yapmayın. Ama AKP ve MHP oylarıyla komisyondaki bu önergemiz reddedildi. Şimdi teklifi reddetmek için eller kalkıyor ve emekli açlığa mahkum ediliyor, ondan sonra Türkiye ekonomisi büyüyor deniyor, fakat bir tarafta emekli sefalet içinde yaşıyor. Bir kereye mahsus 5000 liralık bir emekli ikramiyesi de adeta bir lütuf gibi anlatılıyor. Emeklisine, işçisine, öğrencisine, memuruna, gencine, yaşlısına bakamayan iktidar sözcüleri, kalkmış enflasyon artışına pişkinlikte sınır tanımaz bir şekilde yüksek ücret artışlarına bağlıyor. Enflasyonu tetikleyen maaşlara yapılan artışlar değil, saray ve çevresine yapılan kıyaklardır, huzur hakkı adı altında eş dost, akrabalara yönetim kurulundan verilen üçer beşer maaşlardır. Yine dünyada en çok kamu ihalesinde ilk 10'a giren beşli çete dediğimiz şirketlere kamuda verilen ballı ihalelerdir. Vatan evlatları işsiz gezerken CEO yapmaya doymadıkları bakan evlatlarına yapılan kıyaklardır.”