Siyasi tarikatlara vaziyet eden veya öncü olan kişilere lider, şef, baş, başkan, reis denir. Dini tarikatlara vaziyet edenlere şeyh denir. Dini tarikat, İslami tarikat anlamına gelmez. İslam’da öncü olan kişilere ise Elçi, Halife, İmam, Müminlerin Emir’i denir. Fikredebilmek yani doğru düşünebilmek için tüm kelime ve kelime gruplarını bilmek gerekir. Dünyada bunu bilen yok. Herkes için fikretmek yani doğru düşünebilmek neden zorunludur? Çünkü lehimizde ve aleyhimizde olan şeyleri bilmek için düşünme vasfımızın olması gerekir. Doğru düşünmek yoksa inanmanın yetmediğini Kuran haber veriyor. (Ankebut-2) Fikre ilişkin atalarımız; “akıl senin yelkenin, fikir dümenin, al eline dümeni, göreyim seni” demişler. Demek ki akıl yani yelken, potansiyel bir güçtür. Fikir ise düşünebilmektir, aklı kullanabilmektir, direksiyondur. Düşünemeyen kişi aklını kullanamaz ve kendini dahi sevk ve idare edemez. Sorumlusu olduğu ortama vaziyet edemez. Aklınızın ne çapta olduğu fikrinizden anlaşılır. Fikir/düşünebilmek yoksa akıl kontrolsüz bir güçtür. Nice felaketler, dalavereler, tuzaklar bu kontrolsüz güç yüzünden başa geliyor. Rasyonalizm (akılcılık) düşünce engellilerin çukurudur.
Günümüzde siyasi lider var, ticari lider var, teknoloji lideri var. 6M lideri; marka, market, makyaj, medya, moda, müzik lideri var. Dini lider var. Dini lider, İslami lider anlamına gelmez. On alan saydık; her alanda bir lider var. Ama iki asırdır “fikri lider” yok. Fikri lider yoksa direksiyona hâkim olabilen yoktur. Fikri lider yokluğunun kesin alameti: Dünyada; a. Kelimelerin tasnifini, b. Kavramların tasnifini, c. Doğru düşünmenin ‘prensiplerini’ bilen yok. Hal böyle olunca sadece lider bazında değil; şair, yazar, mütefekkir, kariyer ehli, din-diyanet, ilahiyat, tarikat, fraksiyon, say… Hiçbir kesimde fikri lider yok. İsim vermeden en güvendiğiniz bir liderin, en önemli üç cümlesini gönderiniz; kelimelere hâkim birisinin olmadığını ispat edelim.
Fikri lider yokluğunun alametleri: Eğer dünyada fikredebilen bir kişi olsaydı sefil ve yüce kelimelerin/kavramların (Tevbe-40) iki ayrı listesini çıkarırdı. Sefil olan listenin üzerini çizerdi. Bunu yapabilmek sadece bu kaleme nasip oldu. Düşünebilmek, bilen bir kişiden sadır olur. Bilmenin alameti kavramalara hâkim olabilmektir. Sn. Cumhurbaşkanı bir ödül töreninde “fikir kuraklığı yaşıyoruz, kavramlarımızı bilen varsa izah etsin, kendi kavramlarımızla düşünme ve konuşma imkânı bulalım” dedi. (16.12.2023) Bu çağrıya dünyada bu kalemden başka cevap veren olmadı. İmkânı yok, olamaz. Bu çağrıya bir kişinin cevap verebilmesi için önce bütün yazıp, konuştuklarını yakması, kendini resetlemesi lazım. Sefil düşünmek imkânsız saklanamaz bir şeydir. Sefil kavram kullanmak, sefil düşünmek bu kadar açık, seçik, aşikâr mıdır? Evet, bu kadar açık, seçik, aşikârdır! Çünkü bin dereden su getirmeden kimlerin düşünemediğini tek hamlede ifade ediyoruz. “Allah hakkı kelimeleri ile gerçekleştirir” (Yunus-82) ayetinin açık bir mucize olduğu görülüyor mu? Peki, sefil kavram kullananlar (kullanmayan yok) bu aşikârlığı neden göremiyor? Cevabımız “kelimeleri değiştiren hangi dindendir” başlıklı makalemizdeki otuz ayette saklıdır. O ayetler anlaşılmadığı zaman konjonktüre iman edilmiş olur. Kalpler kilitlenince aşikâr olan ayetler, hakikatler anlaşılamaz.
Dünyada biri diğeri ile zıt, yüzde yüz farklı görüş ve düşünceler yok. Bütün dünya tek düze. Neden? Çünkü herkes sefil kavramları kullanıyor. “İtikattan sefil” olanlar sefil kelimeleri kendileri ihdas ettiler. Onları geçelim. Kabak, İslami inançtan olduğu halde bu sefil kavramları kullananların başında patlıyor. Başında kabak patlayanlar uluslar arası toplum, uluslar arası hukuk, uluslar arası camia diyerek yardım istiyor. Demek ki dünyada rüştünü ispat edebilen bir toplum yok; uluslar arası toplum varmış. Kimmiş o uluslar arası toplum, hukuk, camia? İşte joker, türedi, sefil kavramlarla düşünmek böyle bir şeydir. En akıllı bilinenler, ayeti slogan, sloganı ayet yaptı.
Niceleri devlet falan kurmuş olabilir. Cümle kurmak devlet kurmaktan daha zordur. Bu nedenle kelimeleri bilen ile liderliğin aynı kişide toplandığı görülmez. Bütün dünya emperyalizmi suçluyor; Deniz Gezmiş de sehpada suçladı. Ama herkes emperyalizmin kavramlarını kullanıyor. Kullandığınız sefil kavramlar tarafından kesinlikle kuşatıldınız. Halep orada ise arşın burada!