Chp Afyonkarahisar il başkanı Yalçın GÖRGÖZ Hükümet yerel seçimler öncesinde oy kaybetmemek için her yıl Ekim ve Kasım aylarında iki aşamalı olarak gerçekleştirdiği doğal gaz ve elektrik zamlarını bu yıl erteledi. Ancak seçimlere kadar zam yapmama yönündeki seçim ekonomisi uygulamasına ekonominin gerçekleri izin vermedi. Merkez Bankası Başkanının yıl sonunda 1,92 TL olacak dediği Dolar/TL paritesi 6 aydan bu yana 2 TL’nin altına inmediği gibi zaman zaman 2 TL’nin de üzerine çıktı ve halen de bu konumda. Böyle olunca da hükümet daha fazla direnemedi bir önceki hafta art arda önce sıvılaştırılmış petrol gazının (LPG) litresine tek kalemde 30 kuruş, ardından benzinin litresine 10 kuruş, son olarak da motorinin litresine 8 kuruş zam yaptılar. Dünyanın en pahalı akaryakıtını tüketen ikinci ilke konumundaki (Birinci sırada Norveç bulunmaktadır) ülkemizde yapılan bu zamlarla zincirleme zamların da yolu açılmış oldu. Tüpgazı, LPG’yi ülkemizde en yaygın olarak yoksul ve dar gelirli aileler, doğal gaz bulunmayan bölgelerdeki yurttaşlarımız kullanıyor. Bunun yanı sıra benzine ve motorine göre daha ucuz olduğu için ulaşım sektöründe, kent içi ulaşımda, taksi esnafının en çok tercih ettiği akaryakıt türü. TESK Başkanı, bu zamlar üzerine milyonlarca şoför esnafı adına açıklama yapmak zorunda kaldı. TESK, TOBB, TZOB gibi meslek, esnaf, işadamı, çiftçi kuruluşları maalesef mensuplarının içinde bulunduğu içler acısı ekonomik koşullara rağmen, hükümetle karşı karşıya gelmemek adına konuşmaktan, ekonomik gerçekleri açıklamaktan kaçınıyorlar. Ancak yapılan zamlar o kadar yüklü düzeylerde ki TESK Başkanı bu zamlara isyan etmek, üyelerinin perişanlığını dile getirmek zorunda kaldı. Benzinin litresi son zamla 5 TL’ye yaklaştı. Bunun 3 TL’den fazlası ise dolaylı vergi, ÖTV, KDV, ATV olarak alınıyor. Hükümet yaptığı bu zamlarla bütçe açığını gizlemeye, bütçeyi yamamaya çalışıyor. Akaryakıta, tüpgaza zam demek, ulaşımdan, taşımacılığa, elektrikten, gıdaya, ekmeğe, simite varana kadar her şeye zam demek. Aynı zamanda, bu zamlarla birlikte, enflasyonda artış demek! Kasım ayı enflasyon rakamları düşük çıkmış olsa da yıllık bazda bakıldığında yüzde 8’e yaklaşan bir enflasyon artışı söz konusu. Aralık ayına ertelenen akaryakıt ve tüpgaz zamlarından sonra, yılın son ayında aylık enflasyonun daha da yüksek çıkacağını öngörebiliriz. Bu da, 2013 yılının başlangıçta hedeflenen yüzde 5’lik oranın oldukça üzerinde bir enflasyonla kapanacağının göstergesidir. Buna karşılık hükümetin gelecek yıl için de öngördüğü enflasyon hedefi yine yüzde 5. Bugünden bu hedefin de mevcut ekonomik tabloda tutmayacağı açık. Halkı enflasyon ve zamlarla ezen, kredi ve kredi kartı harcamalarına kısıtlama getiren, kredi kartıyla yapılan gıda ve akaryakıt harcamalarını taksit dışında bırakan hükümetin bu uygulamaları bir anlamda ekonomideki kötü gidişi frenlemeye yönelik. Ancak, kendileri de bu tablonun böyle günübirlik ve yapay önlemlere düzelmeyeceğini biliyorlar ve panik içinde zamlara sarılıyorlar. Halkın bu zamlar sonrasında daha da yoksullaşacağını, yaşam koşullarının zorlaşacağını söyleyebiliriz. Yüzde 8’e yaklaşan enflasyona karşılık hükümetin ücret ve maaşlar için öngördüğü yıllık artış yüzde 6’lar seviyesinde. Bu da toplumun geniş bölümünü oluşturan ücretli, dar gelirli, emekli ve işsizleri 2014’te çok zor bir yılın beklediğini işaret ediyor.