DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Başkanlık Divanı üyeleri 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i Günüz Sokaktaki evinde ziyaret etti.
Demirel: “Sap döner, keser döner, bir gün de hesap döner”
“Siyaset sabır işidir, çalışma işidir. Sabredin, gayret edin, milletin hakkını, hukukunu koruyun. Sesinizi çıkarın, koşun, öncesinde yaptığımız gibi. Biz size başarılar diliyoruz, hoş geldiniz. “Esasen Türkiye’de siyaset kolay değildir. Çünkü siyasetin bir takım şartları çarpıtılmıştır. Bütün bunlara rağmen Türkiye sorunlarını mutlaka meşru zeminlerde kalarak, meşru hedefleri gözeterek halledecektir.”  6 Mayıs 2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Kongresinde Genel Başkanlığa seçilen Gültekin Uysal,  Başkanlık Divanı üyeleri 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i Günüz Sokaktaki evinde ziyaret etti.
Genel Başkan Uysal ve Başkanlık Divanı Üyeleri Güniz Sokakta Konuklarının elini tek tek sıkarak karşılayan Demirel yaptığı konuşmada “Sap döner, keser döner, bir gün de hesap döner” diyerek “Siyaset sabır işidir, çalışma işidir. Sabredin, gayret edin, milletin hakkını, hukukunu koruyun. Sesinizi çıkarın, koşun, öncesinde yaptığımız gibi. Biz size başarılar diliyoruz, hoş geldiniz.” şeklinde konuştu. Süleyman Demirel konuşmasında şunları söyledi:   “Sap döner, keser döner, bir gün de hesap döner” Hepinize hoş geldiniz diyorum ve Demokrat Parti kongresinde görev aldığınız için sizleri tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. İşiniz kolay değildir, onu bilerek bu görevi aldınız. Esasen Türkiye’de siyaset kolay değildir. Çünkü siyasetin bir takım şartları çarpıtılmıştır. Bütün bunlara rağmen Türkiye sorunlarını mutlaka meşru zeminlerde kalarak, meşru hedefleri gözeterek halledecektir. Meşruiyet dışında bir şey düşünülemez. Meşruiyetin temelinde de serbest halk iradesine dayalı milli hakimiyet yatar. Biz bunu 60 senedir savunuyoruz. Demokrat Parti, bunun savunuculuğunu herkesten iyi yapacaktır, buna hiç şüphe yok. Senelerce beraberce koştuk bir çoğunuzla. Ama şimdi bayrak sizin elinizde. Sizin başarılı olacağınızı canı gönülden diliyorum.  Hep söylüyorum;  Sap döner, keser döner, bir gün de hesap döner. Siyaset sabır işidir, çalışma işidir. Hemen bir görev alınca ertesi gün, kimseyi kucağında iktidar getirip koymaz. Ama sabrederseniz, muhalefet yoluyla hizmet yapmak olduğu gibi, iktidar yoluyla da hizmet yapmak gelir. Millet, sağolsun bize bu görevleri geçmişte verdi. Sabredin, gayret edin milletin hakkını, hukukunu koruyun. Sesinizi çıkarın, koşun, öncesinde yaptığımız gibi. Biz size başarılar diliyoruz, hoş geldiniz. “Görüşlerinizi almak üzere buradayız” Genel Başkan Gültekin Uysal da konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
Demirel konuşmasında sabredin dedi. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Genel Başkanım ve siz değerli basın mensupları. Başta sayın cumhurbaşkanımıza şahsımı ve heyetimi kabul ettiği için, nezaket gösterdiği için, sizlerin huzurunda şükran ve minnet duygularımı ifade ediyorum. Türkiye’de 10 yıl yüksek devlet memurluğu, 21 yıl milletvekilliği, 10 yıl başbakanlık, 7 yıl cumhurbaşkanlığı yaparak bu milletin ve devletin, cumhuriyetin, medeniyet mücadelesinin ortak hafızası olmuş, sayın cumhurbaşkanımızın huzurundayız. Türkiye’nin kısıtlı imkanları ile, önce mühendis, sonra genel müdür, sonra milletvekili, sonra başbakan, sonra cumhurbaşkanı olarak pek çok dünya ülkesinde hiçbir devlet büyüğüne nasip olmayacak bir çizgi ile bu ülkeye, bu millete hizmet etme şerefine nail olmuş sayın cumhurbaşkanımızın huzurunda olmaktan, geçmiş misyonumuza verdiği emekleri bir kez daha sizlerin huzurunda şükran ve minnet duygularımızı ifade  etmekten dolayı ayrıca büyük bir  mutluluk içerisindeyim. Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi mücadelesini uç noktaya taşımak için verilen mücadelenin bugün bayraktarları olarak sorumluluğumuza uygun bir şekilde yapılan büyük kongremizde mesuliyeti aldık ve bugünlere geldik. Bundan sonra da bu bayrağı geçmişten devraldığımız değerler, misyonumuz, hizmetlerimiz ve bugünkü sorumluluklarımızla beraber yarınlara taşıma ümidiyle, mücadelesiyle, azim ve kararlılığıyla bu mücadeleyi vermek için var gücümüzle çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bu hafızanın bize devrettiği bu bayrağı, Türkiye’nin de beklentisi doğrultusunda daha iyi bir noktaya taşıyacağımıza inancımız tamdır.
Genel Başkan Uysal 9. Cumhurbaşikanı Süleyman Demirel’i ziyaret etmekten duyduğu
memnuniyeti dile getirdi Demokrasiye inandık, millete inandık, çare vardır dedik. Beraberimizde mücadeleci arkadaşlarımızla bu göreve talip olduk. Bugün de milletlerin, toplumların yaşama hakkının mücadele azimleriyle ölçüldüğü bir noktada, mücadele azmimizi ortaya koyduk. İnşallah bu süreçte Cenab-ı Hakk’ın ve başka çok değerli büyüklerimizin yardımlarıyla, bu mücadeleyi hep beraber yapacağımızın inancını bir kez daha sizlerin huzurunda azim ve kararlılıkla ifade etmek isterim. Bugün çok değerli Cumhurbaşkanımızın hem emirlerini, hem görüşlerini almak üzere buradayız. Tekrar bizleri kabul ettiği için kendisine bütün heyetimiz adına şükran ve minnet duygularımı ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. Demirel gazetecilerin sorularına da şu cevapları verdi: “Asarsınız katil olursunuz” Süleyman Demirel: Evet. Basın mensubu arkadaşlar hepinize teşekkür ederim. Gazeteci Soru: Öncelikle Beşir Atalay’ın bugün bir açıklaması vardı, 28 Şubat süreci ile ilgili. ‘Sayın Demirel bu sürecin koordinatörüdür’ dedi. Sizin bununla ilgili bir açıklamanız olacak mı?
Yaklaşık bir saat süren ziyaretten sonra aile fotoğreafı çektirildi Süleyman Demirel: Ben şimdi teker teker kimseye cevap verecek durumda değilim. Ben söyleyeceğimi söyledim. Soru: Peki bir sorum daha var o zaman. Geçen hafta Darbe Komisyonuna açıklamalarda bulundunuz. Bununla ilgili tutanaklar yayınlanıyor. 1966 yılında Giresun’daki bir konuşmanızda tehdit içeren bur not bırakılmış sanırım. ‘Menderes’i astık, sizi de asarız’ yazılı bir not. Bunun içeriği nedir efendim? Süleyman Demirel: Giresun’da bir miting esnasında, bu zabıtta da yazıldı. Orada bir çınar ağacı vardır. Eski haliyle duruyorsa Giresun. Orada kısmi Senato seçimine gidildi. Dolayısıyla ben konuşurken bana birisi getirip önüme bir kağıt koydu. Açtım baktım, “Sayın Menderes’i astık seni de asarız” dendi. Ben de döndüm dedim ki, “kim bunu gönderen?” O kişi kaybolmuştu.  Ben de “Asarsınız katil olursunuz” dedim. Soru: Peki oldu daha sonra notu ileten? Süleyman Demirel: Bu tür işleri yapanlar çok çabuk kaybolur. “Ben Özal’ın öldürüldüğüne inanmıyorum” Soru: Efendim, 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili bir denetleme kurulu bir rapor yayınladı. Bu ölümün şüpheli olduğunu söyledi. Gerekli araştırmaların incelemelerin yapılmadığını söyledi ve bir otopsi yapılması konusunda bir öneri getirdi. Siz de o dönemde yaşananları, çevreyi, ortamı biliyorsunuz. Sizce o ölüm aydınlatabilinir mi? Önümüzdeki süreçte ne yapılmalı? Sizin görüşünüz ne? Süleyman Demirel: Tabii hadiselerin üzerinden 15 seneden fazla zaman geçti. 19 sene geçti. 19 sene zarfında zaman zaman böyle bir şey ortaya atıldı konuşuldu. Şu ana kadar böyle bir şey ortaya çıkmadı. Ben şimdi şahsi kanaatimi söylersem, yani o araştırmaya ters düşmüş olurum. Ama ben söyledim şahsi kanaatimi. Ben böyle bir şeye inanmıyorum. Ben inanmıyorum. Soru: Neye inanmıyorsunuz efendim. Süleyman Demirel: Yani öldürüldüğüne, zehirlendiğine vesaireye inanmıyorum. Çünkü ölümünden hemen kısa süre sonra yani 5 – 6 saat sonra; 5 – 6 saat sonra değil 10 saat sonra gelebildim ancak ben. Çünkü İzmir’deydim. Bana o gün doktorların söylediği, hep bir ağızdan ‘buraya ölü geldi’ dediler. Ondan sonra ben de doktor değilim ki zaten bunlara inandım. Ben Başbakanım. Elimizden gelen her şeyi yaptık. Eğer bir şey varsa. Ondan sonra ailesi bir süre sonra hadisenin vadesiyle ölme değil de, öldürülme şeklinde olduğu üzerinde ısrarla duruldu. İşte mesele şeye gelmiş; bir de adli tıp mailesinde söylüyor. Tabi ki, bu tür şeyler gizli kalmamalıdır. Laf bitmiyor çünkü bu lafı tüketmek lazım bir yerde. Neyse ne. Öyleyse öyle. Öyleyse kim yaptıysa onu bulmak lazım. Değilse kesmeleri lazım. 19 sene 20 sene sürmez. Mesele bu iddialar çıktığı günden itibaren böyle birşeyin olabileceğine ben ihtimal vermedim. Benim şahsi kanaatim bu. Söz konusu olan Devlet Başkanı’dır. Devletin bir sürü imkanları var. Araştırır bulur, çıkarır ortaya. Ama Türkiye’de devletin bulup çıkardığı ya da bulamadığı şeylere de inanmıyor kimse. Yani devlet bunu çıkardıktan sonra, bir şey dese de kimse inanmıyor. Varmış dese inanmıyor. Evet çocuklar teşekkür ederiz.