Simavi’nin dürüstlüğü mü, Atatürk’ün öngörüsü mü?   Alıntı yazılara devam ediyoruz…   Gazeteci Emin Çölaşan Hürriyet gazetesinde uzun yıllar çalıştığı dönemde yaptığı mülakatları kitap haline getirmişti:“Unutulmayan Söyleşiler: Tarihe Düşülen Notlar” Bu mülakatlardan en uzununu Hürriyet gazetesinin o zamanki patronu Erol Simavi ile yapılan söyleşi oluşturmaktadır. Erol Bey babasının ahlakı ve gazeteciliği hakkında tafsilatlı açıklamalarda bulunur. Hürriyet gazetesinin kurucusu Sedat Simavi’nin bu gazeteden önce -önemli bir kısmı da Osmanlı döneminde olmak üzere- 68 gazete ve dergi çıkardığını belirtir. Sedat Simavi’nin babasından düşen mirası almadığını vurgular. Dürüstlüğüyle ilgili bir anekdot anlatır. Söz konusu olay Simavi’nin dürüstlüğünden daha ziyade Atatürk’ün temkinliliğine güzel bir örnek olsa gerektir. Harf inkılabı sırasında gazete ve dergilerin tirajlarında çok düşüşler yaşanır. Basınının iflas etmemeleri ve mağduriyet yaşamamaları için hükümet gazete ve dergilere doğrudan süspansiyon ödemiştir o dönem için. Mustafa Kemal Paşa o dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya hangi gazeteye ne kadar para verdiniz, diye sorar. Bakan da dağıtılan paranın listesini Atatürk’e verir. Paşa bu listeyi kontrol ederken, Sedat Simavi’nin hakkına düşen 15000 lirayı almadığını görür. Sözü Erol Simavi’ye bırakıyorum: “…Atatürk, Şükrü Kaya’ya diyor ki: ‘Sen git bak bakalım. Bu adam, bizim verdiğimiz parayı almadı. Sakın, komünistlerden falan alıyor olmasın?..’ Şükrü Kaya, bu işi soruşturmak için İstanbul’a geliyor ve sonuçta Atatürk’e bir rapor veriyor. Diyor ki: ‘Bu adam, pırıl pırıl bir insan olduğu için enayiliğinden parayı kabul etmemiş. Kendi hurufatını, kendi kazandığı parayla almayı tercih etmiş, şimdi işine tekrar devam ediyor…’ Sonra babam, Şükrü Kaya’yla çok iyi dost olmuş..” (Emin Çölaşan, Tarihe Düşülen Notlar: Unutulmayan Söyleşiler, 4.baskı, 2006, İstanbul, Doğan Kitap, s.19)