Afyonkarahisar'da seri dolandırıcılık olayı... Radyoculuk ve habercilik kisvesiyle dolandırıcılık çarkı kurmuş!..
Afyonkarahisar'da, radyoculuk kisvesi altında uzun yıllara yayılan ve birden fazla mağdur bırakan şaibeli bir kişi, yerel medya camiasında derin yaralar açtı.
Geçtiğimiz yıllarda, radyo spikerliği yapmış ve bir gazeteci bayanı dolandırdığı iddia edilen, yurt dışından evli bir kişiyle tanıştıktan sonra bu kişinin eşinin ani ölümü üzerine kadın tarafından tüm mal varlığına ve Almanya'dan eşinin maaşı ve paralarına el koyduğu öne sürülen bir isim, bu kez de kiraladığı radyo ve iş yerlerinden borçlarını ödemeden, demirbaşları tahrip ederek kaçmakla suçlanıyor.
Güven istismarı: Dost görünümlü tuzak...
Olaylar, söz konusu kişinin, kendisine maddi ve manevi destek veren bir kadını "dost" ve "sevgili" olarak tanıtmasıyla başlıyor. Afyonkarahisar'ın köklü radyolarından birini kiralamak isteyen şahıs, kadının kefaletiyle radyo sahibine başvuruyor ve radyoyu kiralamayı başarıyor. Ardından, bir şirket ofisi olarak kullanacağı ikinci bir iş yerini daha kiralıyor. Yapılan sözleşmelerde, radyo ve ofisteki tüm demirbaş eşyaların kendisine teslim edildiği ve işyerlerini çalışır durumda teslim edeceği maddeleri yer alıyor.
Masraflar dost hayatı yaşadığı kadından!..
Bakın sonra ne oluyor!..
İddiaya göre, takip eden sekiz yıl boyunca, kiralanan tüm mekanların kira ve aidat ödemelerini, "dost" olarak tanıtılan kadın üstleniyor. Ancak, kadının çocuklarının, annelerinin Almanya'dan ve babalarından kalan paraları bu kişiye yedirdiği gerekçesiyle mahkemeye başvurması üzerine, finansal kaynağı kesilen sözde radyocu, kiraları ödememeye başlıyor.
Kiraladığı ofisi ve milyonluk cihazları tahrip etti!..
Kira bedellerinin ödenmemesi üzerine, radyo ve iş yeri sahibi, noter aracılığıyla ihtarname gönderiyor ve ardından yayınları durdurma kararı alıyor. Borçlarını ödemek yerine, "Ben buraya masraf yaptım" iddiasıyla hareket eden kişi, icra takibi başlatılacağı söylentisi üzerine harekete geçiyor. Şirket ofislerinin ve radyo vericilerinin kapılarını, elektrik tesisatını söktüğü, demirbaş eşyalarla birlikte ortadan kaybolduğu belirtiliyor. Bu kaçış sırasında, yönetici ve kapıcıyı atlatarak, mekanlara büyük maddi zarar verdiği görülüyor.
Kiraladığı cihazları, demirbaşları ve vericileri kaybetti!..
İlginç olan, tüm bu yaşananların ardından, kiraladığı yerlerde tahribat yapıp, demirbaşları alıp kaçan kişinin, "Yayınımı kestiler, yayınımın üzerine yayın basıyorlar" gibi gerekçelerle şikayetçi olma cüretini göstermesi. Oysa ortada, çiğnenen sözleşmeler, verilmeyen sözler ve açılan maddi zararlar bulunuyor. "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali, mağdur pozuna bürünmeye çalıştığı ve sözlerinde benim arkamda Ak Partili Milletvekilleri ve Ak Partinin Avukatları var, Benim arkamda Ak Parti Basın Danışmanı Oktay Yüksel bile benim arkamda size bu Afyon'u dar edeceğim dediği ifade ediliyor.
A.Ş. yönetim kurulu başkanı ama, üzerinde hiç bir mal varlığı yok!..
Bütün alışveriş işlemlerini başkalarını banka hesapları üzerinden yürütüyor
Afyonkarahisar kamuoyuna seslenen radyo ve iş yeri sahibi, "Yuva yıkanın yuvası olmaz" diyerek, bu kişinin borçlarını ödemeden, başkalarına ait vericilerle yayın yapmaya devam etmesini kınıyor. Üzerine kayıtlı hiçbir şey olmadığı iddia edilen bu kişinin, Afyonkarahisar'da daha kaç kişiyi dolandıracağının endişesini taşıdıklarını belirtiyorlar.
*Adalet ve Kamu Vicdanına Düşen Görev*
Yaşanan bu skandal, güven ve iş ahlakının nasıl istismar edilebileceğinin acı bir örneği olarak hafızalarda yer ediyor. Afyonkarahisar halkının ve yerel yargının, bu tür dolandırıcılık çarklarının hesabını sorması gerektiği vurgulanıyor. Mağdurlar, adaletin yerini bulacağına ve yargının peşlerini bırakmayacağına inanıyor. Şehrin vicdanı, bu skandalın hesabını soracak olanın yalnızca mahkemeler değil, aynı zamanda kamuoyu olduğunun altını çiziyor.


