Üstün ve özel yetenekli çocukların eğitimiyle ilgili bir yazı yazacağım zaman mutlaka bu örneği vermeyi bir elzem kabul ediyorum:   Dünya Üstün Yetenekli Çocuklar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Wu—Tien Wu : “Üstün Zekalı çocuk, yaşıtlarından farklıdır. O büyüyünce ya Einstein gibi dünyaya faydalı bir bilim adamı, ya da Hitler gibi bir diktatör olur.” diyor.   Hacettepe Üniversitesi Rektörü’nün söylediği “Türkiye’de yılda 30 bin dâhi çocuk doğduğu öngörülüyor  ama bunların sadece binine ulaşabiliyoruz. Geriye kalan 29 binine ne oluyor belli değil…” cümlelerini Tien Wu’nun yukarıdaki cümleleriyle yan yana koyduğunuz zaman ortaya ülkemiz açısından acı bir gerçek çıkıyor.   “Üstün yetenekli veya dahi olduğu düşünülen 29 bin Türk çocuğu nerede, ne yapıyor, nasıl yetişiyor, belli değil…”   Yani binlerce üstün yetenekli çocuğumuz potansiyel birer Enistein ya da hitler olarak kontrolsüz bir şekilde, tanılanmadan, zeka (akademik) yaşının  gerektirdiği ihtiyaçları karşılanmadan örgün eğitim veren okullarımızda özel eğitime tabi tutulmadan kaybolup gidiyor.   Kontrolsüz güç, güç değildir…   Eğer ülkemizin öyle bir gücü, öyle bir avantajı, öyle bir fırsatı varsa bunu değerlendirmemek, heba etmek saha önce kaybettiğimiz nesiller gibi bu nesillerin kaybedilmesine sebep olacaktır.   Vakit geç olmadan üstün ve özel yetenekli çocuklarımızın tanılanması ve eğitimi konusunda milli bir politika, stratejik planlar ve uygulanabilir planlar geliştirilmelidir.   Üstün ve özel yetenekli çocukların eğitiminde ecdadımızın Enderun okulları; İsrail, Japonya, Amerika gibi ülkelerin çalışmaları bizlere örnek olabilir.   Bu konudaki örnek uygulamalara önümüzdeki haftalarda değinelim.   Son söz: “Vicdansız, maneviyatsız, duygusuz yetiştirilen megaloman dâhilerin katlettiği milyonlarca masum insanın canlarından, dâhiler mi, yoksa onları ihmal edenler mi sorumludur?”   www.ustunveozel.com