Geçtiğimiz günlerde Afyonkarahisar’ımızın yetiştirdiği en değerli şahsiyetlerinden duayen üstadımız Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu’na; Afyonkarahisarlı Yazar ve Şairler Derneği’nce (Afyaşad)  vefa gecesi düzenlenmişti. Bu geceye ben de Ankara’da bulunan Kamu yararına Dernekler Statüsüne giren Afyonkarahisar Kültür ve Turizm Derneği adına büyük bir heyecanla katılmıştım.

Vefayı anlat bana deseniz anlatamam, resmini çiz deseniz çizemem ama bu gecenin tablosunu çerçeveletip gönül duvarıma asabilirim.

Vefa nedir diyecek olursanız? Hz. Mevlânâ şöyle dile getirmiş;

 “Vefa; arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır.

Vefa;  dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.

Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”

Vefa; özverileri ve güzellikleri asla unutmamaktır. Sevgi ile saygının devamı demektir. Kısaca yazın gölgesinden faydalandığın ağacı, kışın ziyaret etmektir.

 Vefa insanları birbirine bağlayan, kaynaşmayı, bütünleşmeyi sağlayan yüce bir duygudur. Sevdiklerimizin sevinciyle sevinmek, iyi ve zor günlerde kenetlenmek, dimdik durmaktır. Emeği, sevgiyi, iyiliği Unutmamak, unutturmamaktır. Küçük bir dokunuş, iyi zamanlar gibi kötü günde de, gülerken olduğu gibi ağlarken de gözlerdedir vefa…

Bir sevgi seli vardı bu vefa gecesinde. Sevgiyi sürdürme, sevgi bağlılığını gösterebilme yarışması vardı diyebilirim. En içten konuşmalarını, en duygulu şiirlerini dile getirdi Afyonkarahisar’ın yazarları, şairleri. Her konuşma, her şiir çok güzel, çok özeldi.  Üstadımız, orada bulunanlara dokunmuş, yol göstermiş, elinden tutmuş, ağabeylik yapmış, ellerinden tutmuş, rehber olmuş. Kendisini nasıl sevdirmiş anlatamam.

Böylesine anlamlı gecede vefamızı göstermek istediğimiz üstat Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nun kendisine sunulan sevgi gösterisini duygusallığının doruklarında dolaştı durdu. Ne güzel ki yaşarken gönülden gönüle köprü kuranları, değerini bilen dostlarını, ona minnet duyanları gördü.  

Ben değerli üstadımızı Afyonkarahisar Kültür ve Turizm Derneği’nde tanıdım. Bu derneğin kurucuları arasında yer alan Sayın Nasrattınoğlu, 1975 yılında birçok hemşehrimizi bir araya getirerek kuruluşundan bu güne başkanlık görevini sürdürmüştür Aynı zamanda Afyonkarahisar Kültür ve Turizm derneğimizin onursal başkanıdır.  

Türk Halk Kültürü araştırmaları konularında 100'ün üzerinde kitap, dergi, makale ve benzeri yayınları vardır. Afyonkarahisar’ın geleneklerini göreneklerini anlatan kitapları meraklı araştırmacıların kaynağı olmuştur.

 Aynı zamanda defalarca Türk devletlerinde ve Balkan ülkelerinde çok önemli konferans, brifing ve toplantılar düzenlediğini;  oralardaki Türk dostlarımıza da hocalık ağabeylik ve rehberlik yaptığını biliyoruz.

Afyonkarahisar Kültür ve Turizm Derneği kurucu genel başkanı olarak;  kurulduğu gün bayraktarlığını yaptığı, bugün onursal başkanımız olan değerli hocamız halen yol göstericimiz olarak her zaman yanı başımızda hissettiğimiz rol modelimiz olmaya devam etmektedir.

Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum. Vefa ektik, gönül tarlalarına bundan sonra sevgi, saygı, muhabbet içinde açmasını bekliyoruz nice dostlarda…  

 

Nasrattınoğlu’na

Afyonkarahisar’ın kalesinde dağında,

Mevsimleri geçti,

Dumanında, rüzgârında, karında,

Çavuşbaşı’nın yorgun dik yokuşları

Koştu çocukluğu Olucak’ın yolunda.

Çakı gibi Asker oldu görevinin başında,

Kendini anlattı ‘’işte hayatım’’ dedi kitabında

Açıldı hızla başarının anahtarı,

Sayfa sayfa kaleminde, yazısında satırında…

Gezdi ülkeleri, tutkularının peşinde,

Nasraddınoğlu, Türk kültürünün izinde

İçinde Atatürk, elinde bayrağı

Taşıdı dalga dalga yüreğinde gönlünde…

Hazine yatar bu şehrin Kalesinin bağrında

O değerli mücevher işte durur karşımda

Memleket aşkı, milletinin sevdası,

Dolaşıyor gürül gürül damarında kanında.

 

Mürşide OKLU AYHAN