Sonbaharın son ayı, kış mevsiminin habercisidir Kasım…  Gözümüzün önünde değişiyor mevsimler. Sararıp solan yapraklar usul usul dökülürken hiç şaşmıyoruz da sonbaharın bu kadar büyüleyici olmasına hayret ediyoruz. Değişen mevsimlerle birlikte kış kapıda ve bu kapının ardında bizi neler bekliyor göreceğiz ömrümüz varsa.  Divan Edebiyatı şairi Baki;

‘’Nam ü nişane kalmadı fasl-ı bahardan

Düşdü çemende berg-i dıraht itibardan’’

diye devam eden gazelinde sonbaharın hüznünü, şikâyetini dile getirirken; Yahya Kemal Beyatlı’da;

‘’Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.

Yaprak, çiçek ve kuşlar dağılır tarumar olur.

*

Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;

Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.

...

İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu;

Bir başka musikiye geçiş farz eder bunu’’

diyerek sonbahar duygularını şiire döker. Pek çok şairlerimiz hazan mevsiminden duygulanıp şiirler yazmış, kimi rengine kanmış, kimi hüznüne dalmış. İşte bir mevsim daha geçip gidiyor. Ve bir Kasım şiiri de benden.

 VE KASIM

Günler sökülür çile çile, yapraklar dökülür

Doğa doğasını yaşarken, toprak büzülür.

 

Mevsimlerin ömrü biterken suskunum,

Yağmur ararım bakıp bulutlara. Bekler umudum.

 

Kasım; olunur mu bu kadar vicdansız?

Savrulurken hayaller, gidenler sessiz vedasız.

 

Geldin teşrinisani, bitmeyecek mi sonbahar?

Düşüyor yaprak, acı içinde toprak, her yer tarumar.

 

Kasım kasım kasılıyor Kasım,

‘’İşte gidiyorum ‘’ diye bu ne hışım,

 

Kışa uzatmış iki elini,

Meydan okuyor aleni,

 

Bu havalar nedir? Kime?

Sen de gideceksin geldiğin yere.

 

Otuz gün sürecek senin de saltanatın,

Sen mi bizi eskiteceksin, biz mi seni?

Hodri meydan, hadi bakalım…

 

Mürşide OKLU AYHAN