Gastronomi üzerine bir proje nedeniyle iki hafta Barselona’da kaldık. Bu süre içinde gözlemlerde bulunduk. Mimari yönden dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Mimar Gaudi’nin şehri, kentin her köşesinde Gaudi’nin eserlerini görmek mümkün. 1884 te Gaudi’nin yapımını devraldığı bazilika; La Sagrada Familia nam-ı diğer ‘Bitmeyen Kilise’ halen yapım çalışmalarının devam ettiği bir yapıt. Park de Guel dünyanın en güzel parklarından biri, çok geniş alana oturuyor manzarası çok güzel. Gaudi’nin eserleri olan Casa de Mia ve Casa de Battlo’da en çok ziyaretçi çeken mekanlardan. Barselona’da ulaşım çok rahat, metro ağı müthiş işliyor bunu normal caddelerdeki otobüslerde destekliyor.


Üstü açık Büs otobüsleriyle 30 avroya bütün Barcelona’yı gezebiliyorsunuz, istediğiniz durakta inip daha sonra arkadan gelen aynı guruptan araçlara binebiliyorsunuz. Trafik kurallarına uyum üst seviyede, yayalara saygı dikkate değer. Sokaklar caddeler çok temiz. Gece el ayak çekilince sokaklar temizlik araçlarıyla yıkanıyor. İspanyollar veya Katalanlar rahatlarına çok düşkünler, ağır işlerde genelde yabancıları çalıştırıyorlar. Kendileri daha kolay ve parası daha yüksek işleri tercih ediyorlar.



Barselona aynı zamanda bir spor şehri. Futbol ve basketbol takımları şehrin en önemli lokomotiflerinden. Nou Camp görkemli etkileyici bir stat. Barselona’nın en kötü tarafı hırsızlık olaylarının çok fazla olması. Şebekeler şehrin imajına çok zarar veriyor böyle giderse turizm ve spor şehrinin adını hırsızlar şehrine çevirecekler. Polis çok etkisiz hissedilmiyor bile, bu da şehrin asayişine ciddi anlamda zarar veriyor. Ahlaki çöküntüyü de orada müşahede etmiş olduk.



Barselona dahil birçok Avrupa şehri gezilip görülecek yerler lakin yaşanılacak yerler değil.

Yabancılar için hayat çok pahalı, asgari ücret 1200 avro, ev kiraları 800 avrodan başlıyor. İspanyollar, Katalanlar için hayat güzel ancak yabancılar için oldukça zor.

İspanya geneline de baktığımızda, İslam medeniyeti eserlerini yok etmişler diyebiliriz sadece Kurtuba Camii ayakta duruyor orayı da kilise olarak da kullanıyorlar. Endülüs’ün yerinde yeller esiyor, bizlerdeki hassasiyet onlarda yok. Oralarda en çok ezan sesini özlüyorsunuz ve camii, ibadet yeri eksikliğini en derin boyutta hissediyorsunuz. Velhasıl kelam oralara bakıldığında, bizim ülkemiz cennetten bir köşe adeta, yeter ki kıymetini bilelim. 

Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar
[email protected]