HANGİ YÜZ…rnrnDÜM’cülerin kahvaltılı sabah toplantıları yeniden başladı.rnrnBilirsiniz, DÜM “dedikodu üretim merkezi”nin kısaltılmışı.rnrnDÜM’cüler; lokumcu, terlikçi, sarraf, optikçi, mermerci, muhasebeci, şekerci, tavukçu gibi değişik meslek sahiplerden oluşuyor.rnrnMasraflar ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

HANGİ YÜZ… DÜM’cülerin kahvaltılı sabah toplantıları yeniden başladı. Bilirsiniz, DÜM “dedikodu üretim merkezi”nin kısaltılmışı. DÜM’cüler; lokumcu, terlikçi, sarraf, optikçi, mermerci, muhasebeci, şekerci, tavukçu gibi değişik meslek sahiplerden oluşuyor. Masraflar muhasebeciden, organizasyon işleri lokumcudan. Afyon’da neler oluyor, kim kiminle iş yapıyor, kimler guruplaşıyor, araştırma, tartışma ve bu kalem nasıl kırılır onun muhasebesi yapılıyor. Bu kardeşinizin de kulağı orada… Skandal haberlere nasıl son verdirilir, siyasilere yılışarak neler yapılabilir, yasal tefecilik nasıl olabilir, vergi vermeden bütün gelirler nasıl cebe indirilir, indiragandi yöntemleri, gelene ağam gidene paşam taktikleri, tekel olarak nasıl para cukkalanır, yüzsüzlük üzerine mimik eğitimi, evdekinin gözünün içine baka baka nasıl yalan söylenir, nasıl piyon olunur, ispiyonun incelikleri, suratına gülünen kişilerin arkasına nasıl dolanılır, şak diye entel şak diye dindar kılığına girebilmenin usulleri, nasıl dalkavuk olunur, soytarılığın faziletleri, eşekten düşmemenin pratik yolları, birbilen  pozlarıyla manipülasyon sanatı, nasıl borazan olunur, suya sabuna dokunmadan nasıl ortadan gidilir, erkan yanında nasıl hareket edilir, kuralları filan… Kahvaltıyla başlayıp öğle yemeğine kadar bunları tartışıyorlar… Kısaca… DÜM’cülerin bireysel ilkeleri bunlar. Mesela her kahvaltıdaki tartışmaları; Şakir Kırmızıay’ın, şehirdeki en zengin üç kişi arasına nasıl girebildiği… Size ne? Bi çözebilseler, dağılacaklar… Daha önce dağıldıkları gibi… Birbirlerinin arkasından söylenmedik laf bırakmayan DÜM’cüler tekrar bir araya geldiler. Hiçbir şey olmamış gibi, birbirlerinin yüzlerine nasıl baktıklarını soracak olursanız? Hangi yüz? Suya sabuna dokunan yazıları “www.afyonmedya.com”da aynen okuyabilirsiniz. ************* Bak İbrahim Efendi… Demişsin ki “ Ben şahin gibiyim, tepesine konarım…” Önce sana Şahin’i tanıtayım. Şahin, atmaca familyasındandır. Yırtıcıdır. Deve gibi değil, alt tarafı bir kilodur… Ama, yüreklidir. Tehdit algılarsa, kendisinden katbekat büyük kartala dalmaktan çekinmez. En önemli özelliği tekeşlidir. El âleminkine sulanmaz. Asi ruhludur aynı zamanda… Yuva yapmaz. Kaya oyuğuna, ağaç kovuğuna yumurtlar; ana etrafı kollar, baba avlanır, yavru kanat çırpınca, pırrr, uçup giderler. İnsana faydalıdır, tarlalara dadanan zararlıları yok eder… Sınır tanımaz… Dağlar, vadiler memleketidir. Şahin olmak nerde sen nerde? Devekuşuyum deseydin… Belki uyardı…