DEVA Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Kadir Daylık, partisinin Genel Başkanı Ali Babacan’ın gündeme taşıdığını belirttiği Merkez Bankası rezervlerinde eriyen 130 milyar doların akıbetinin kamuoyunda merak edildiğini ifade etti.

DEVA Partisi İl Başkanı Kadir Daylık, Merkez Bankası rezervlerinde eridiğini belirttiği dövizle ilgili hükümet yetkililerine halk adına bazı sorular sordu. Daylık, “Satan varsa mutlaka bir alan da vardır. Halkımıza ‘Şükredin ki hayali ve bedava döviz satışı gerçekleştirmedik’ mi demek istiyorlar?” dedi

İl Başkanı Kadir Daylık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yaptığı açıklamaların halkı yanılttığını belirtti. Daylık, “AK Parti seçmeninde emanetlerinin, varlıklarının iyi korunup iyi bir şekilde değerlendirilmediğinden partimizceaçıklama bekleyen soruları kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduk. Birileri riskini azaltırken ülkenin riski tarihî seviyeye çıktı. Gerek Sayın Canikli’nin gerek Merkez Bankası Başkanı’nın ‘Bu rezervler şu kaleme, bu alana gitmiştir.’ şeklindeki açıklamalarının hiçbir anlam ifade etmemektedir. Satan varsa mutlaka bir alan da vardır. Halkımıza ‘Şükredin ki hayali ve bedava döviz satışı gerçekleştirmedik’ mi demek istiyorlar? Elbette satılan bu dövizleri birileri risklerini azaltmak ve pozisyonlarını kapatmak için aldı. Onlar riskini azaltırken, pozisyonlarını kapatırken Merkez Bankası rezervi eksi 60 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. İşte bu nedenle ülkemizin riskleri tarihî en yüksek seviyelere çıktı. Halkımız ağır bir bedel ödemeye mahkûm edilmiştir.” dedi.

Gerçek tabloda döviz rezervlerinin iyi bir şekilde değerlendirmekten kaçınıldığını ileri süren Daylık, “Merkez Bankası Başkanı ve diğer yetkililer, bu satışları finansal istikrarı sağlamak, kurları, faizleri, enflasyonu kontrol etmek için gerçekleştirdiklerini söylüyorlar. Gerçek, fiili tabloda döviz kurları da faizler de enflasyon da çok daha yüksek seviyelerde. Bu, döviz rezervlerinin çarçur edilmesi olarak değerlendiriyoruz. Yapılan açıklamaların hepsi kısmî, yanlış ve yanıltıcıdır. Hükûmet adına bir yetkili, ‘Aslında bu kadar rezerv hiç olmadı ki satalım.’’ diyor, diğer yetkili ‘Aslında satılan döviz 128 milyar dolardan da fazla, 160 milyar dolar civarında’ diyor. Yapılan açıklamaların hepsi kısmî, yanlış ve yanıltıcıdır. Doğru olmayan bilgi ve verilerle halkımız yanıltmak istenmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Merkez Bankası bir döviz satış bürosu değildir.” diyen Daylık şunları kaydetti: “Döviz talebinde geçici şoklara bağlı ani sıçramalar söz konusu olduğunda finansal istikrarı korumak için düzenli döviz satış ihaleleri gerçekleştirebilir. Ancak bu ihalelerin ve döviz müdahalelerin açık ve şeffaf biçimde yapılması gerekir. DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanlığımız olarak, vatandaşlarımız adına Merkez Bankası Başkanlığına iletmek isteğimiz, cevabını aradığımız sorularımız var. Türkiye’nin büyük bir ekonomik güven krizinden geçmekte olduğunu ve yapılan açıklamaların güveni iyice sarstığını belirtmek isteriz. ‘Hazine’yle protokol yaptığınızı ve dövize müdahale edeceğinizi niçin paylaşmadınız?’ Döviz piyasalarına müdahale etmek gerekli idiyse bunu Merkez Bankası olarak neden siz doğrudan yapmadınız da Hazine Müsteşarlığı’yla bir protokol yaparak kamu bankaları üzerinden dolambaçlı bir şekilde gerçekleştirdiniz? Niçin Hazine ile bir protokol yaptığınızı ve kamu bankaları üzerinden döviz piyasalarına müdahale edeceğinizi ve ettiğinizi kamuoyuyla paylaşmadınız? ‘Botaş’a döviz satışını bile duyurdunuz, kat be kat fazlasını niçin açıklamadınız?’ Merkez Bankası 16 Aralık 2014’de yaptığı bir basın açıklamasıyla ‘Olağan döviz satış mekanizması’ dışında olduğu için Botaş’a doğrudan satış yapacağını kamuoyuna duyurmuştu. Botaş’a gerçekleştirilecek döviz satışını bile kamuoyuna duyururken, bunun kat be kat fazlası olan döviz satışlarını niçin önceden kamuoyuyla paylaşmadınız?

Daylık vatandaş adına partisinin sorularını şöyle sürdürdü: “Niçin her yılbaşında açıkladığınız ‘Para ve Kur Politikası’ metninin ‘Döviz Likiditesi Yönetimi’ bölümünde bu mekanizmaya ve satışlara hiçbir bilgiyi paylaşmadınız? Niçin dalgalı kur rejimine aykırı biçimde bu satışları gerçekleştirdiniz? Yapılan bu işlemlerin serbest dalgalı kur rejimini fiilen ortadan kaldırmak olduğunu düşünüyor musunuz? Niçin bu satışları geçmişte olduğu gibi piyasalara açık bir şekilde duyurarak ve ihale yoluyla yapmadınız? Niçin bu satış ve müdahalelerin sonuçlarını geçmişte yapıldığı gibi şeffaf bir biçimde Merkez Bankası’nın internet sitesinden duyurmadınız? Pandemiden önce ne kadar satış yaptınız? Satışları pandemiyle ilişkilendiriyorsunuz. O zaman niçin 2017’de Hazine Müsteşarlığı’yla böyle bir protokole ihtiyaç duydunuz? Bu protokol kapsamında pandemi öncesinde 2020 Mart’ından önce ne kadar satış yaptınız? Sattığınız rezervleri bugünkü kurlar ile yerine koymak isterseniz arada ne kadarlık bir fark söz konusudur?”