Emeklilerin isyanı sürüyor. Maaşlarına yapılması beklenen zam oranına tepki gösteren emekliler, "insanca yaşayacak bir maaş istiyoruz" dedi...
AK Parti grubu, memur maaşlarında artış öngören kanun teklifini dün TBMM Başkanlığı'na sundu. 17 maddelik teklifte emeklilerin maaşlarında yapılacak artışla ilgili düzenleme yer almazken milyonlarca emekli ve memurun beklediği enflasyon oranı da dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklandı.
Emekli ve memur maaşlarını belirleyecek olan söz konusu haziran ayı enflasyonu 3,92 ve yıllık enflasyon ise yüzde 38,21 olarak açıklandı.
Emekliler, aylıklarına yapılacak olan zamma ilişkin soruları yanıtladı. Memur emeklisi Emine Akbulut, emekli maaşının yetersiz olması nedeniyle yiyeceklerinden kıstığını belirterek şunları söyledi:
*Şu anda zar zor geçiniyorum. İki kişiyiz, kendi evimiz. Daha 10 yıldır ben evimin borcunu ödüyorum. Bu yılın ekiminde bitecek. Devlet memuru emeklisiyim, daha yeni bitecek Ekim'de. Benim aldığım maaş, 8 bin 300 lira. Memurlara 22 bin lira maaş verilecek herhalde.
*Ben de memur emeklilerinin en az 17-18 bin lira alması gerektiğini düşünüyorum. Benim özlük haklarım elimden alındı emekli olurken. Ondan dolayı yetersiz. Ben zar zor geçiniyorsam diğer 4 çocuk ailesi, 2 çocuk ailesi nasıl geçinecek? Evi kira olanlar nasıl geçinecek?
*Çoğu şeyleri kısıtlıyoruz, yiyeceklerden kısıtlıyoruz. Gezmiyoruz, tatile gitmiyoruz. Başımızdakilerin defolup gitmesini istiyorum. O kadar sinirimiz bozuk ki… Biz halk olarak çok mağduruz. Çok kötü durumdayız. Psikolojimiz zaten alt üst.
*Halka yapmadı, kendi memurlarına yaptı. Zaten ‘kendi memurum' demiyor mu? Kendi memuruna zammı yaptı. Halkı umursamıyor. Ölmüş mü kalmış mı? Yaşıyor mu yaşamıyor mu? Besleniyor mu beslenmiyor mu umurunda değil. Onun için ben bu hükümeti istemiyorum. Nefret ediyorum, defolsun gitsin başımızdan.
*Ben devlet memuru emeklisi olarak benim maaşım 8 bin 300, yani asgari ücretin altında kaldı. 33-34 yıllık devlet memuru emeklisiyim, o kadar hizmet verdim aldığım maaş bu. Bu hak mı? Ben soruyorum, bu hak mı?”
“BİR ÇAY PARASI BULUP DA BİR YERE GİDEMİYOR”
Güngör Bahadır ise mevcut emekli ücret ile ev kirası bile ödenemediğine tepki gösterdi. Bahadır, şunları söyledi:
“Bir adamın evi yoksa, emekliyse, aldığı para 7 bin 500 lira; bu para ile bu adam nasıl kira ödeyecek de geçinecek? Bir ülke kuzu pirzola 5 liraysa, hayvanların otu 10 liraya satılıyorsa o emeklilere yazık. Toptan sabun fabrikasına göndersinler. Bak, parklarda bütün oturanlar emekliler, bir çay parası bulup da bir yere gidemiyor. Akşama kadar burada oturuyor; eğer evi varsa, geçineceği bir oturacak evinde. Yoksa akşama kadar parkı bekliyor, akşam da eve gidip yatıyor. Bir bardak çay 5 lira. Nasıl geçinsin bu insanlar?”
Bahadır, emekli maaşının ne kadar olması gerektiğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
*Biz ne bilelim, büyükler bilir. Gönül ister ki bir emekli tatilini yapabilsin ama nerede? Gördün mü sen hiçbir emeklinin tatil yaptığını?
*Adam bir de iş buluyor geçineyim diye, tatili bırak. 2 bin 800 lira maaş alırken ben şekerin kilosunu 5 liraya alırdım. Şimdi 7 bin 500 lira maaş alıyorum, şekerin kilosu 25 lira. Yağı ben 35 liraya alıyordum, şimdi yağ 150 lira. Benim alım gücüm yok.
*Benim paramı ne kadar artırırsan arttır. Katladıktan sonra değişmiyor ki… Geçmişte daha iyi geçiniyordum. Sebze haline giriyorum, meyvelerin yüzüne bakıyorsun. Meyve var, 10 liraya da var ama yenmez.
Sezai Ceylan isimli bir başka emekli ise şunları söyledi:
*Emeklilerin büyük çoğunluğu asgari ücretin altında geçinmek zorunda kalıyor. Bu insanların bakmakla yükümlüm oldukları aileleri var. Aldığı parayı sadece kendine kullanmıyor. Hele ki ev sahibi olmayan insanlar için çok daha büyük sorun.
*Önceki dönemlere bakarsak şimdi, emekli ikramiyesi ile ev almak gibi bir avantajı vardı insanların. Şimdi o da yok. Ev sahibi olamıyorlar. Ev sahibi olmayınca bu koşullarda en az miktar olan 7 bin 500 lirayı kiraya vermek zorunda kalıyor.
*Emekli maaşını artırsın ama ondan önce piyasadaki artışa son verilmesi lazım. Hem kira olarak hem de ekonomik girdiler olarak. Bunların durması gerekiyor. Bunları durduramadığın ölçüde maaşları artırmak çok çözüm olmuyor.
*2018 öncesinde kısıtlı olsa da tatil yapılabiliyordu. Tatil artık bir hayal oldu. Çünkü tatilde yapacağı harcamayı bir yerde biriktirme şansı yok.
*Kıyaslama yapmak gerekirse şu anda piyasada insanların yaşamını sürdürdüğü ürünlerde artışı oranında en azından zam olması lazım. TÜİK verileri, gönderiyor ama kendileri de büyük ihtimalle inanmıyorlar.
*Çünkü inanılır gibi değil zaten. Biz gündelik yaşamımızda da görüyoruz zaten. Yaptığımız alışverişimizde de görüyoruz onu.