Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İnşaat Mühendisliği Kulübü tarafından Mühendislik Fakültesi konferans salonunda “Afyonkarahisar Depreme Hazır Mı?” konulu etkinlik düzenlendi.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı KurulduAfyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı Kuruldu

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İnşaat Mühendisliği Kulübü tarafından Mühendislik Fakültesi konferans salonunda “Afyonkarahisar Depreme Hazır Mı?” konulu etkinlik düzenlendi.

Etkinlikte AKÜ Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak ile Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Mehmet Buldan konuşmacı olarak yer aldı.

Dünyada meydana gelen depremlerin büyük bölümünün plaka tektoniği hareketlerine bağlı olarak kıtaların hareket etmesi, fayların oluşması, kabuğun kırılmasıyla oluştuğunu söyleyen AKÜ Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, “Bölgemize baktığımız zaman Arap Plakasının kuzeye doğru hareket ettiğini, kuzeyde Doğu Anadolu’yu sıkıştırdığını görüyoruz. Afrika Plakasının da kuzeye hareket ettiğini fakat Afrika kıtasının biraz daha yavaş, Arap Plakasının ise hızlı hareket etmesinden dolayı arada bir kırığın meydana geldiğini ve iki plakayı birbirinden ayırdığını görüyoruz. Arap plakasının günümüzden 11 milyon yıl önce Doğu Anadolu ve Avrasya plakası ile çarpışması sonucu bir zamanlar Kuzey Irak, Kuzey Suriye yani Akdeniz’in devamı kapandı. Burada kıta birleşmesi meydana geldi. Günümüzde halen devam ediyor. Bu sıkışmaya bağlı olarak Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı oluşarak bu fay sınırları boyunca Anadolu plakası Batı’ya doğru hareket etmeye başladı” diye konuştu.

Afyonkarahisar’ın üzerinde bulunduğu fay sistemi hakkında bilgiler aktaran Özkaymak, Erkmen beldesinde yer alan fayın kırılması halinde merkez üssünün Uydukent olarak da bilinen Selçuklu Mahallesi olacağını açıkladı. Özkaymak şöyle devam etti:

“Balıkesir’den başlayıp Simav üzerinden Afyonkarahisar’a doğru gelen, buradan Akşehir’e giden Akşehir-Simav Fay sistemi içerindeki bir alanda yaşıyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalar Türkiye Diri Fay Haritasının yenilenmesiyle, Batı Anadolu’daki bölgeler belli belli bölgelere ayrılmış. Kırıkların olduğu bölgeler tanımlanmış. Farklı farklı blokların tam kesişim noktası olan sınır noktasındayız. O yüzden Afyonkarahisar tektonik anlamda Türkiye’nin en aktif alanlarından bir tanesi. 1900 öncesi meydana gelen Akşehir-Simav fay sistemi içerisindeki depremlerin yoğunluğu aslında ne kadar aktif bir alanda yaşadığımızı gösteriyor. 2012 yılında Türkiye Diri Fay Haritası güncelleniyor. Güncellenmesi ile beraber bizim daha önce 1992’deki haritamıza göre eski diri fay hatların yerine yenileri bu haritaya işleniyor. Dolayısıyla fay hattı 485 segmentine çıkıyor. Afyonkarahisar’ın sınırlarına baktığımızda burada 31 tane fay tanımlanmıştır. Bölgemizde 31 tane depreme etki edecek fay var. Bu faylarda beklediğimiz büyüklükler 6,2 ile 6,9 arasında değişiyor. Bunlar beklenen depremler. Afyonkarahisar merkezine yakın faylara baktığımızda hemen kuzeyimizde Gazlıgöl Fayı var. 6,5 şiddetinde deprem üretebiliyor. Erkmen Fayı var. 6,33 büyüklüğünde deprem üretebilir. Erkmen Fayında deprem meydana geldiğinde merkez üssü Uydukent olacaktır.”

Afyonkarahisar ve çevresinde tarihsel dönemde birçok deprem meydana geldiğini ifade eden Özkaymak, “İlk deprem, tutulan kayıtlara göre milattan sonra 94 yılında kayıt altına alınmış. O dönemde depremi ölçen sismograflar olmadığı için oradaki kalem tutan kişi yazıyor. Günümüze doğru geliyoruz ve burada en büyük deprem 13 Mayıs 1876 yılında 6,7 şiddetinde, Afyonkarahisar merkezli olarak meydana gelmiş. Bu deprem 8-9 şiddetinde merkezi etkilemiş ve Afyonkarahisar’ın merkezinde yaşanan en büyük deprem olarak biliniyor” dedi.

Depremlerin insana zarar vermesinin 3 sebebi olduğunu söyleyen Özkaymak, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir tanesi depreme dayanıklı bina sayısının yetersiz olması. Günümüzde artık depreme dayanıklı bina inşa edilebiliyor. İkincisi, alüvyon ve gevşek sıvılaşan zeminler üzerindeki yapılaşmalar. Yani ovalık alanlardan, yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu alanlar. Kayalaşmış zeminde sıvılaşma riski sıfırdır. Üçüncüsü ise diri fay hatları üzerindeki yapılaşmalar. Diri fayların üzerinde kayalık zeminde bile olsa, binamız dayanıklı bile olsa fayın üzerine kurduğumuz zaman yine o binanın hayatta kalamadığını görüyoruz.”

Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Buldan ise AFAD’ın Afyonkarahisar’da yaptığı çalışmalara ilişkin bilgiler verdi. AFAD kurumunun AFAD Başkanlığının politikası doğrultusunda çalışmalarını yürüttüğünü dile getiren Buldan, şöyle konuştu:

“İl özelinde spesifik çalışmalarımız oluyor. Bunun ötesine geçmek için kaynak, insan gücü ve deneyimli personel gerekiyor.  AFAD Başkanlığının belirlediği pilot bölge olarak ortaya koyduğumuz hedeflere ilişkin deprem ve diğer afet türleri ile ilgili Japonlarla bir ortak çalışmamız olacak. Önümüzdeki 3-4 ay içerisinde bunun prosedürleri ortaya konduktan sonra üniversitemizi de dâhil ederek bu çalışmaları sahada gerçekleştirmiş olacağız. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 80’den fazlası deprem riski oldukça yüksek bir bölgede yer almakta. Bugüne kadar yaşanmış depremlere baktığımızda yıkıcı olarak 130’dan fazla deprem meydana gelmiş. Ülkemizde sel olayları daha fazla olmakta ama insan kaybı açısından da depremler daha fazla.”

Etkinlik, soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.