Bu saatten sonra beni de onu da dinliyorlar sözlerine, hiç itibar etmeyeceğim. Genelkurmay Başkanı’nın karargâhta yaptığı konuşma, dinleniyor ve basına sızıyorsa bu ülkede tuz da kokmaya başlamış demektir. Bu konuşmanın kamuoyuna sızmasından sonra “Bu ordu mu, terörle mücadele edecek” diye telaşlananlar artmaya başlamıştır. Ki, bende böyle düşünmeye başladım. Gelişmiş ülkelerde böyle bir olay yaşansa devleti yönetenler utanç içinde dolaşırdı. Tüm güvenlik birimleri işbirliği yaparak kimin nasıl dinlediğini bulmaya çalışırdı. Bizde ise her konu adamına ve kurumuna göre şekilleniyor. Bu konuşmadaki hiçbir sözü nasıl savunamazsanız; Bu konuşmayı kaydeden ve basına sızdıranlar içinde iyi yapmış diyemezsiniz… Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in itirafları eğer gerçekse söylenecek tek şey var; Büyük skandal, hatta rezalet.. Öte yandan; Koşaner’in konuşmalarından şu sonuç çıkıyor. Ordunun morali de duruşu da inancı da bozulmuş… Üzgünüm, üzgün… ********** EFENDİLER… Hac’ca gidip, tövbekar olmuş, zemzem içmiş efendiler… Mübarek günde, gıyabımızda küfretmeye utanmıyor musunuz? Sizler, hac’da şeytan yerine birbirinizi mi, taşladınız? Biz sizleri yanlışlarınızdan dolayı sadece eleştiriyor, ipliğinizi pazara çıkarıyoruz. Asla hakaret veya küfür etmiyoruz, etmeyiz de… Ki, Damat’ın, lokumcunun, İbrahim’in, Hüseyin’in, Mustafa’nın, Sümbül’ün, Hidayet’in, Karun’un seviyesine inmiyoruz, inmeyiz de.. Biz sadece gerçekleri yazıyoruz… İçinizden bize bilgi akışı olmasa olaylarınızı bütün çıplaklığıyla nasıl yazabiliriz? Mesala; son günlerde lokumcudan herkesin uzaklaştığını, sadece ibret’in bal’lı moral ziyaretlerini nerden bilebiliriz? İbrahim Efendi’nin sekreteriyle kırıştırdığını, Jeep’in bagajını garsoniyer gibi kullandığını nasıl öğrenebiliriz? Damat Efendi’nin İstanbul ve Ankara seyahatlerinde kırdığı fındıkları nerden bilebiliriz? Tefeci Dallama Hüseyin’in, emekli bir astsubayın evini çok düşük değerle elinden nasıl aldığını nerden öğrenebiliriz? Bunlar son numaraları… Şimdi… Bende senin… demem, diyemem… Ve… Geri vitesim yoktur. Takarım beşinci vitese, gazlar sonuna kadar giderim… İçinizde olanlar; “Şunu bilmiyorsan incele onu da yaz, Allahaşkına..” deyip vebal veriyor… Yazmayıp ta vebal altında mı kalalım, bu mübarek günde? Hergün bilgi, haber yağıyor, inceleyip yazıyoruz, yazacağız da…