TBMM’de düzenlediği basın
toplantısında Afyonkarahisarlı kiraz üreticilerin talep ve isteklerini basın
toplantısı aracılığıyla ileten MHP MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili
Mehmet Taytak, Afyonkarahisar’da yılda ortalama 30 bin ton kiraz yetiştirildiğini
söyledi. Milletvekili Taytak, “Bilindiği gibi Afyonkarahisar ilimizin en önemli
geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Sultandağı ilçemizin dünyaca ünlü kirazı
iki yıl önce yapılan çalışmalar sonrasında tadiki markasını almıştır. Göl ve
dağ havası içinde adeta bir klima havası etkisinde yetişen kirazlar, aroma,
renk ve koku olarak hiçbir kiraza benzememektedir. Yılda ortalama 30 bin ton
kiraz yetiştirilmekte, yetiştirilen kirazların %60’ı ihraç edilmekte, kalan
kirazların %20’si sanayi %20’si ise iç piyasaya verilmekte, Türkiye'nin kiraz
ihracatı yılda 60 bin ton civarındadır, Sultandağı ve Çay ilçelerimiz bölge
olarak, ülke ihracatının yüzde 30'unu karşılamaktadır. Sultandağı’nda 23-25 bin
dekarlık alanda 1400-1500 üreticimiz vardır” dedi. “Girdilerin her sene yükselmesi
çiftçimizi mağdur etmektedir”Kiraz üreticilerinin yaşadığı
sorunlara da değinen Milletvekili Taytak, tarladan alınan fiyat ile pazardan
satılan fiyatın arasındaki uçurumdan bahsetti. Taytak, “Sultandağı eteklerine
yapılan sulama amaçlı küçük barajlar Akşehir ve Eber Gölü’nden suların
gelmesini engellemekte bu durumda taban suyu ve iklim olumsuz etkilenmekte,
5.400 nüfuslu olan ilçemizde küçük olması sebebi ile işçi sıkıntısı da
yaşanmakta, gelen mevsimlik işçilerimizin bu alanda uzman olmaması nedeniyle
kirazlar toplanırken ağaçlar zarar görmekte ve zaten doğru sulama alamayan
kirazlar iyice verimini kaybetmektedir. Birlik ve kooperatiflerin bu alanda
ortak bir karar alamaması yıl boyu çiftçimizin emek sarf ederek yetiştirdiği
kirazları düşük rakamlara satmasına sebep olmaktadır. Tarladan alınan fiyat ile
pazardan satılan fiyatın arasındaki uçurumun alıcılar tarafından kazanılması
gübreleme, ilaçlama, sulama, budama ve toplama gibi pek çok gideri olan
çiftçimizin hakkını alamamasına sebep olmaktadır. Girdilerin her sene
yükselmesi çiftçimizi mağdur etmektedir. Bölgemizin en büyük sorunu kirazın
değerinde satılamamasıdır. Her sene maliyetler bir önceki seneye oranla %30-%40
artmasına rağmen kiraz fiyatları hep yerinde saymaktadır. Ayrıca bu sene
yaşanan don olayı sebebiyle %40-%45 verim düşüklüğü olmuştur. Bu yıl da kiraz
üreticimiz, kirazını maliyetinin altında vermek durumunda kalmıştır. Bu nedenle
son 10 yıl içerisinde Sultandağı, Çay ilçelerimizde ve bazı köylerinde kiraz bahçeleri
sayısı artmasına rağmen kiraz rekoltesi gitgide düşmektedir. Normal şartlarda
yılda ortalama 30 bin ton olan rekolte bu sene don olayından sonra 17-18 bin
tona düşmüştür. Bu sebepten dolayı üreticilerimiz sıkıntılar yaşamaktadır"
dedi.  “Don olayları acil şekilde TARSİM
sigortaları kapsamına alınmalıdır”Geçen yıl ve bu yıl yaşanan don
olayları nedeniyle çiftçilerin ciddi kayıplar yaşadığını da dile getiren
Milletvekili Taytak, “Don olayları acil şekilde TARSİM sigortaları kapsamına
alınmalıdır” dedi. Taytak, “Ayrıca geçen senelerde yaşanan sel felaketleri ve
bu sene yaşanan don olayları çiftçimizin gelirlerinde ciddi kayıplara yol
açmıştır. Bu kayıpları giderebilmek için, ülkemizin tarımsal üretim yapılan her
yöresine, tarımı yapılan her ürüne, mümkün olan en geniş kapsamlı sigorta
güvencesini sağlaması gereken, TARSİM ile ilgili şikayetler giderilmeli,
üreticilerimizin istekleri doğrultusunda daha çok risk çeşidi ve teminat
kapsamı poliçeye dâhil edilmelidir. Don olayları da acil şekilde TARSİM sigortaları
kapsamına alınmalıdır. Sadece meyveyi kapsayan TARSİM sigortalarının aynı
zamanda tüm ülkemizde yetişen; sebze, buğday, arpa, haşhaş, ayçiçeği, biber,
patates ve çavdar gibi ürünleri de kapsam altına alması gerekmektedir. Çiftçi
kayıt sisteminde yaşanan problemler halen tam olarak giderilmiş değildir. Daha
önce taahhütname ile ekim yapan çiftçilerimize bu sene ekim yapabilmek için ÇKS
belgesi alma zorunluluğu getirilmiştir. Miras intikali yapamayan çiftçilerimiz
ÇKS belgesi alamamış, bu sebeple TARSİM sigortasına başvuramadıkları için
zararlarını tam anlamıyla giderememişlerdir. Kısa vadede mağduriyetlerin
giderilmesi için muhtar beyanı ile çiftçimiz ÇKS belgesi olmadan da ekim
yapabilmelidir. Bu durum çiftçimizin ve kontrol açısından devletimizin de işini
kolaylaştıracaktır. Bu dönem Afyonkarahisar ilimizde don olaylarından ciddi
kayıplar yaşanmıştır. Yaşanan doğa olayları sonrası yapılan hasar tespitleri
zamanında ve aynı kriterler uygulanarak yapılmalıdır. Gelen şikayetlerde aynı
ölçüde zarara uğramış tarlaların birinde %30 diğerinde %50 hasar tespit
edilmiştir. Bu da çiftçilerimizi üzmüştür” ifadelerini kullandı. “Çiftçilerimizin haklarını
gözetelim”

















Milletvekili Taytak, “Patatesi,
biberi, arpası, buğdayı, çavdarı, kirazı, vişnesi, haşhaşı, mısırı, gül ve
lavantası büyük ölçüde zarar gören çiftçilerimiz mağdurdur.  Yaşanan pandemi süreci bizi bir gerçekle
karşı karşıya bırakmış, gıdanın, hayvancılığın, tarımın, üretimin, bahçenin ve
tabiatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Çiftçimiz-hayvancımız mağdur olur ise, mutsuz olur ise, ürettiğinin hakkını
alamaz ise, çiftçi üretmekten vazgeçer, başka işlere yönelirse, gıda ve tarımda
dışa bağımlılık artar ve milletçe kaybederiz. Bu sebepten mümkün olduğunca
çiftçimizin borçlarını erteleyelim, zararlarını giderelim. Desteklerini
artıralım,  çiftçimizi yeni
teknolojilerle ile tanıştıralım, çiftçilik dünyanın ilk mesleğidir,
çiftçilerimizin haklarını gözetelim. Bu duygu ve düşüncelerle basın mensubu
arkadaşlarımı ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.