25 Eylül Çarşamba günü gazetemiz Odak’ın manşetinde bir haber yayınlandı. “Öğrencilerin erzakıyla babaya mevlüt yemeği” başlığı atılan haberin altında ise aynen şu ifadeler yer alıyordu: “Bolvadin Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde, Okul Müdürü arkadaşının babası için öğrenci erzağıyla yemekli mevlit düzenlendi” * Gazetenin manşeti açıktı. Bolvadin İmam Hatip Lisesi idarecileri hakkında ağır iddialar vardı. Habere imza atan değerli dostum Ömer Mazi’den başkası değildi. Çünkü haberin altında konu ile ilgili köşe yazısı haberin içine gömülmüştü. Haberin devamını ve Ömer Mazi’nin köşe yazısını okuyan bir insanın iddialar karşısında sinirlenmemesi, okul idarecilerine kızmaması işten bile değildi. Neler diyordu Ömer Mazi tekrar hatırlayalım: “Benim en çok dikkatimi çeken iddia Bolvadin Anadolu İmam Hatip Lisesinde yaşanan bir olay.
Bildiğiniz gibi Anadolu liseleri farklı illerden ya da ilçe ve köylerden gelen öğrencilerin kaldıkları pansiyon, yatakhane, yurt gibi yerleri vardır.
Yakılı olan bir yerin doğal olarak mutfağı ve üç öğün çıkan yemeği olur.
Devlet burada kalan öğrenciler için yiyecek içeceklerini gönderir.
Geleceğimizin teminatı olan İmam Hatip Lisesi öğrencileri bu erzaklardan yesinler, doysunlar, kafaları daha iyi çalışsın diye. Gelelim zurnanın zırt dediği yere.
İddiaya göre Bolvadin Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrenciler dışında bir toplu yemek veriliyor.
İmam Hatip Müdürünün eğitimci olan bir arkadaşının babası vefat ediyor.
Allah rahmet etsin.
Yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Ancak iddia edildiğine göre Bolvadin Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yatılı kalan öğrencilerin erzakları ile İmam Hatip’te mevlit yemeği olarak veriliyor.
Devletin yatılı kalan Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri için verdiği erzak Müdür beyin arkadaşının babasının mevlit yemeğinde kullanılıyor.
Kazanlar kaynıyor ve yapılan yemekler gelen misafirlere dağıtılıyor.
Afiyet olsun. Üzerine birde dua okunuyor.
Allah kabul etsin.
Ama ya Devletin öğrenciler için gönderdiği erzak, çocukların hakkı ne olacak?-Ömer MAZİ Odak” * Tüm bunları şimdi neden hatırlattım? Çünkü olay maalesef gazetemize aksettirildiği gibi değil. “Gazete yalan haber yazdı, Ömer Mazi Bolvadin İmam Hatip İdarecilerine iftira attı” manasında demiyorum. Bilakis gazetenin manşeti ve Mazi’nin yazısı bundan üç buçuk yıl önce teftiş edilmiş ve aklanmış bir olayın sadece iddiasından ibaret. Kısacası bunlar iddia olarak ortaya atılmış, ama aksi ispat edilmiş hadiseler. Tüm bunları nereden biliyorum. Çünkü ben Bolvadin’de yaşıyorum. Bu olayın muhataplarını da çok iyi biliyorum. Olay tamamen okul yönetimi ile problem yaşayan bir idarecinin diğerleri hakkında uydurduğu ve gerçekle alakası olmayan hadiseler. Bir defa okulda verilen mevlit yemeği sanki dışarıdan gelen misafirlere verilmiş gibi bir hava estirilmiş, işin aslı öyle değil, yemek sadece okul öğrencilerine yedirilmiş. İkincisi babası vefat ettiği için Mevlit okutturan hemşehrimiz ilçenin çok saygın ve köklü ailelerinden birisine mensup ve ekonomik durumu son derece iyi olduğu için babasının adına ilçedeki iki tane özel eğitim kurumundaki öğrencilere yemek ikram ediyor. Bunu haber alan dönemin İmam Hatip Müdürü arkadaşından kendi okulunda da, kendi öğrencilerine de menüde et yemeğinin olmadığı bir gün öğrencilere katkı olsun diye yemek vermesini rica ediyor, hatta sitem ediyor “bu okulda sizin okulunuz” diyerek ısrar ediyor. Bu nedenle yemek malzemelerini alıp okul mutfağına teslim eden hemşehrimiz o gün de okula gelip öğrencilerle bir arada olup duaya katılıyor. Ayrıca okul müdürünün ısrarı üzerine ilerleyen günlerde o günkü bedeli 700 lira olan su arıtma sistemini öğrenciler kireçli su içmesin, yapılan yemekler ve çaylar kötü olmasın diye okula armağan ediyor. Bu yapılanlar suç ise, bu arkadaşlarımız bu suçu işliyorlar. Yapılanların kamu vicdanında ve ilahi adalette suç olduğuna şahsen ben inanmıyorum. Benim inanmadığım gibi ilçe halkı da inanmıyor, Milli Eğitim Müfettişleri de inanmıyor. Birde Bolvadin bu konulara çok hassas bir memlekettir. Bu tip akçeli sorunları olan insanlar idareci yapılmazlar. Bizim memlekette ideolojik suçtan görevden alınan görürsünüz ama yolsuzluktan cezalandırılmış adama pek sık rastlayamazsınız. * Olayın aslı esası bu şekildedir. İnanmayan soruşturma raporlarını, o gün olaya şahit olanları dinleyebilir. İşin özü şu; kamu adına haber yapacağız, kamunun haklarını savunacağız diyerek kimseye suizanda bulunma hakkımız yok. Oldu ki bir hata yaptık, birisini incittik, özür dilemesini de biliriz, olayın doğrularını yazmayı da biliriz. Bugün yaptığımız da ondan ibarettir. Ertuğrul SEVİM