Iki gün önce mermerci Mustafa Nazıroğlu’nun, Kobiden dergisine bir demeç verdiğini ve bu demecinde Afyon Belediyesi’nden 3 milyon dolarlık ihale aldık” ifadesini kullandığını yazmıştık.   Ancak, Afyon Belediyesinin dolarla ihaleye çıkmadığını ve bu miktarda bir ihalesi olmadığına emin olduğumuzdan, bir yanlışlık olacağını belirtmiştik.   Afyon Belediyesi duyarlılığını gösterdi ve mermerci Mustafa Nazıroğlu’nun demecini tarafımıza gönderdiği cevabi yazısı ile çürüttü.   Belediyenin verdiği bilgide;   “..Belediyemizin son 5 yıla ait ihale dosyalan tek tek incelenmiş, yine son 5 yıla ait satın almalar incelenmiş olup yazıda belirtilen şahsın ve şirketlerinin hiçbir ihale almadığı ve kendisinden hiçbir satın alma yapılmadığı tespit edilmiştir. Esasen Belediyemizin 3 milyon dolarlık ya da TL karşılığında bir ihalesi de olmamıştır. Sit alanı bölgesindeki tüm mahallelerimizin doğal taşlan önümüzdeki yıllarda peyderpey yenilenecektir. Bu konuda Afyonkarahisar Belediyemiz Organize Sanayi Bölgesine kendi doğal tas fabrikasını kurmaya başlamış, makineleri satın alınmış, montaj çalışmaları devam etmektedir. Bu fabrikadaki üretilen taşlarla Sit alanındaki mahallelerin yol düzenlemeleri yapılacaktır. Afyonkarahisar Belediyesi bu amaçla kendi doğal taş fabrikasını kurmak üzeredir…”   Gerçek olanı bu…   Mermerci Mustafa Nazıroğlu, hangi amaçla o demeci verdiğine açıklık getirirse onu da aynen yayınlarız.   Bu köşe, resmen gönderilen gerçek cevaplara, düzeltmelere her zaman açıktır.   ********   Afyon bir şantiye şehri gibi.   Bir yandan su hatları yenileniyor, Asbestli Çimento AÇB borular iptal edilerek son derece sağlıklı polietilen plastikten imal edilen yüksek yoğunluklu HDPE boru bağlantıları yapılıyor.   Şehrin içme suyu şebekesinin yüzde 80’i aspest ya da demir pik boru.   Şebekenin eski olmasından dolayı 7.5 milyon metreküp su, yeraltında kaybolup ziyan oluyor. Bu demektir ki; Akdeğirmen Barajından gelen ve şehir şebekesine verilen suyun yarısı heba oluyor.   Şu andaki su hattı zaten yamalı bohça gibi ve her türlü mikrobunda şebekeye sızması muhtemel.   Ayrıca aspest ve pik’in kansorejen etkisi olduğu iddia ediliyor.   Şehrin en önemli sorunlarını bu günkü yönetimde görmezlikten mi, gelsin?   Yenilenmesi içinde kazı lazım, o zaman bu sıkıntıya katlanacağız.   Yapılan hizmet bizler için…   ********   DEĞİŞİM…   Uzun süre baktık; lokumcu değişti mi?   Kimisine göre değişmedi, kimisine göre değişti.   Rafıkları her fırsatta sordular:   “Değişti mi?..”   “Kim?..”   “Lokumcu…”   “Valla sanki değişti ama eskisi gibi…”   Daha da açıkçası; uygun olmayan bir dost, yaren, rafık, arkadaş, sırdaş seçip, sonra onun değişmesini bekleyen ilk saflarız biz.   Değişmek öyle kolay değildir.   Bir köşeye çömelmiş, burnu kızarık, saçları dik dik, gözleri fıldır fıldır dönen bu zadeye, zavallı diye bakan kürekçizade sordu;   “Hani değişmiştin lokumcu?..”   “Değiştim…”   Evet, o “değiştim” der ama, önce Hüseyin Efendi’nin davulunu çalar; sonra yine “değiştim” der, bu defa İbrahim Efendi’nin zurnasını çalar…   Duymayan kalmaz…   Hiç haberi yokmuş gibi bıyık altından güler, “Yaaaa… Nasıl olmuş?..” diye de sorar.   Değişiminde sınır yoktur.   Allah cümlemizi onun gazabından korusun…   ********   HAŞEMALI DAMAT PAŞA…   Damat Paşa ve ortakları Bodrum’da kendilerine ait yatla Mavi Tur’dalar.   Paşa, yatta haşema giyiyor…   Bu arada önemli iş görüşmeleri de yapıyor.   Bektaş Paşa görüşmeleri ayarlıyor, damat görüşüyor…   Sümbül Ağa, tüm organizasyonun eksiksiz olmasına çalışıyor.   Ki, Damat Paşa’nın görüştüğü kişiler Damat Paşa’nın çok ünlü kişi (çük) ve çok önemli kişi (çök) olduğunu anlasınlar…   Bu işleri iyi beceriyorlar…   Damat Paşa Afyon’a getirmediği üstü açık son model kırmızı renkli arabasını da Bodrum’a getirdi.   Bodrum caddelerinde caka satıyor…   Nerden geliyor bu değirmenin suyu demeyin, geliyor işte…