Anadolu Gençlik Derneği, Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir yandan bölgedeki arama kurtarma ve yardım çalışmalarına destek vermeye devam ederken diğer yandan ise bölge halkından evi yıkılan veya hasar gören ailelere diğer illerdeki şubeleri aracılığı ile kucak açıyor. 

Yaşanılan depremde evi hasar gören veya yıkılan aileler farklı şehirlere giderek bireysel, devlet imkanı ile veya çeşitli yardım kuruluşları aracılığı ile barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Şehrimize gelen depremzede aileler için çalışma başlatan Anadolu Gençlik Derneği Afyonkarahisar Şubesi, barınma ve diğer ihtiyaçların karşılanması konusunda kendi içerisinde bir komisyon kurarak taleplere hızla cevap veriyor. 

ANADOLU İNSANININ İRFANINI GÖRDÜK

Konu ile ilgili açıklama yapan Anadolu Gençlik Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Muharrem Coşkun; ‘’ Başta deprem bölgesinde vefat eden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifa, geride kalanlara ise sabır niyaz ediyorum. Rabbimiz bir daha ülkemize veya dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. Öncelikle ülkemiz açısından çok zor bir süreç içerisindeyiz. On ili kapsayan ve derinden sarsan iki tane depremi yaşadık. Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak Anadolu’nun, Anadolu insanının irfanın çok yüksek olduğuna yine bu dönemde şahit olduk. Burada insanlarımız ilk günden bugüne kadar çok ciddi bir şekilde hem yardım faaliyetleri hem de manevi açıdan da çok ciddi destekleri oldu. Bu depremlerin ardından imar ve ıslah çalışması yapılacaktır. Öyle inanıyorum. Maddi açıdan evet devletimiz üzerine düşeni yapacaktır. Halkımız, sivil toplumumuz da üzerine düşeni yine yapacaktır.’’ dedi. 

AİLELERİMİZİN TÜM İHTİYAÇLARINI KARŞILIYORUZ

Afyonkarahisar’a gelen depremzede ailelere AGD Afyonkarahisar Şubesi olarak yaptıkları yardımlardan bahseden Coşkun şöyle devam etti; ‘’AGD Afyonkarahisar Şubesi olarak bizlere başvuru yapıp, yardım isteyen ilk etapta beş tane aileye biz en az bir yıl boyunca kalabilecekleri bir ev imkânı sağladık. O bir yıllık süreçte de bu beş ailenin toparlanıp kendi düzenlerini tutabilmeleri için destek olup herhangi bir kira bedeli, elektrik, su, yakıt faturası almayacağız. Bunların dışında da dört aileye de eşya, gıda ve nakdi yardımlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Biz hepsini Allah’ın izniyle, vatandaşlarımızın desteğiyle inşallah karşılayacağız. Ama bunlar yetmez. Buraya depremden gelenlerin çocuklarının eğitimlerine devam etmeleri için de elimizden geldiği kadar yardımlarımızı sürdüreceğiz. Bununla beraber buraya gelen insanlar sonuçta bilmedikleri, tanımadıkları bir memlekete geldiler. Hasbelkader birilerinin aracılığıyla veyahut devlet desteğiyle buraya geldiler. Biz onları kadın komisyonumuz aracılığı ile evlerinde ziyaret edip bire bir dertleriyle ilgilenmeye gayret ediyoruz. Kendilerini yalnız hissettirmemek, adaptasyon sürecini tamamlamak için. Tabi bu çalışmalarımız dokuz evle mi sınırlı kalacak? Hayır. Bize başvuran, her aileye bir ev ve eşyalarını temin edebilmek için vatandaşlarımızın kapısını çalıyoruz. Bu noktada iki gündür konuyla ilgili bir ilan verdik. Konuyu eşimize, dostumuza duyurduk. Haberdar olanlar arasından kimisi ‘Benim evim müsait. Buyurun gelin.’ derken Bazı aileler ise ‘Buyursunlar bizde evimizin bir odasını açacağız.’ dediler. Tüm bunlar milletimizin ne kadar yüce gönüllü olduğunu gösteriyor elhamdülillah.’’ 

4 BİN GÖNÜLLÜMÜZ SAHADA ÇALIŞIYOR

Coşkun: ’’Deprem bölgesinde kalan arkadaşlarımız, vatandaşlarımız var. Orası için de biz Anadolu Gençlik Derneği ve Cansuyu Derneğimiz ile birlikte ortaklaşa yapmış olduğumuz çalışmada şu anda 4 bin tane gönüllümüz sahada gece gündüz demeden çalışıyorlar. Yani bütün deprem bölgelerinde aş evleri, bütün deprem bölgelerinde güvenilebilecek, devletin de oturulabilir dediği noktalarda faaliyetler sürüyor. Misafirhane veyahut çadır kent veyahut konteyner kent kurmaya gayret ediyoruz. Bununla beraber asıl mesele şu. Oradaki aileler evlerini kaybettiler. Oradan çıkmak istemeyip bir çadıra sığındılar. Sonuçta bu insanların işe ihtiyacı olacak bir konuta ihtiyacı olacak. Sosyal hayata dönmeleri gerekecek. Bu noktada benim tavsiyem şu; Her birimizin nakdi olarak ön görebileceği bir miktar vardır. Bu kişiye göre değişir. Örneğin bir iş adamı vardır yüz bin TL verebilir. Dar ve sabit gelirli biri vardır o da kendisine göre katkı sağlar. Peygamber Efendimizin (SAV) bu noktada bir tavsiyesi var. Diyor ki Efendimiz, ‘İbadetin makbul olanı az da olsa sürekli olanıdır.’ Bu yardımlar şu anki durumda en büyük ibadetlerin başında gelir. Çünkü olağanüstü bir hal var. Şu anda insanların yardıma ihtiyaçları var. Bu açıdan verebileceğimiz yardımlar yapabileceğimiz bütün ibadetler kadar değerlidir. Hatta belki en değerlisi olduğuna ben inanıyorum.’’dedi.