Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet BULDAN yaptığı yazılı açıklamada; ”Sultandağı, Çay, Bolvadin, Çobanlar ilçeleri ve beldeleri ile köyleri 11 yıl önce, 03 Şubat 2002 günü saat 09.11’de 6.4 büyüklüğünde meydana gelen ilk depremle sarsıldı ve gün içinde meydana gelen çok sayıdaki artçı depremle 39 kişinin yaşamını yitirmesine neden olduğu gibi maddi ve manevi yıkıma da yol açmıştı. Afyonkarahisar, yerleşim yeri olarak; merkez ilçe ile birlikte 18 ilçe, 107 belde ve 388 köy merkezinden oluşan, 14.230 km2 alan üzerinde yer almaktadır. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre % 45’i 1 nci, % 53’ü 2 nci, % 2’si de 3 ncü Derece Deprem Bölgesi içerisinde kalmaktadır. İlimiz ve çevresini etkileyen tektonik sistemler; Gediz Çöküntü sistemi, Dinar Fay sistemi ve Akşehir Fay sistemidir. Bu yönüyle ilimiz afet riski yüksek olan iller içerisinde yer almaktadır. Afyonkarahisar ve çevresinin yaklaşık 5 ayda bir, en az. 4.0 büyüklüğünde bir deprem üreten aktif bir tektonik sistemin içinde yer aldığı, bu özelliğiyle, 6.0 büyüklüğündeki bir depremi 30 yılda % 78, 7.0 büyüklüğündeki bir depremi ise aynı sürede %35 yaşama olasılığının olduğu, 6.0 büyüklüğündeki bir depremin 20 yılda bir tekrarlayabileceği, 7.0 büyüklüğündeki bir depremin tekrarlanma süresinin ise 72 yıl olduğu, 100 yılda, bu bölgede meydana gelebilecek maksimum büyüklüğün 7,3 olacağı sonucuna varılmıştır. yeraltı suyunun yüksek olduğu alüvyon çökeller üzerinde yer alması nedeniyle, bir deprem sırasında zemin büyütmesi faktörünün önemliolduğu bir bölge karakteri sergilemektedir. Bu gerçeği göz önünde tutarak, il bazında kurumsal ve bireysel olarak afete hazır olmak durumundayız. Afet önleyici tedbirler kapsamında, can ve mal kayıplarını önlemek ve sağlıklı, güvenli kentler oluşturmak için; Devletimiz son zamanlarda yaptığı yasal düzenlemeler ileçok önemli değişiklikler uygulamaya koymuştur. Aradan yıllar geçse de acıların hala taze olduğunu, kaybedilenlerin hiçbir zaman unutulmadığını ve unutulmayacağını biliyoruz. Bu itibarla herkesin geçmişteki acı tecrübelerini unutmadan, üzerine düşeni yerine getirmesi en büyük sorumluluğu olmalıdır. Biz sorumluluğumuzun farkındayız. Sorumluluğumuzun gereği olan bu yöndeki tüm hazırlık ve çalışmalarımızı yaptık ve yapmaktayız. Bu bilinçle; el ele, işbirliği ve gönül birliği içinde hepimiz bu hassasiyetin oluşturulması ve uygulanması konusunda kararlı bir şekilde biran önce hayata geçirerek farkındalık oluşturmalıyız. Nerede, ne zaman, ne büyüklükte ve şiddette olacağı kesin olarak bilinmeyen depremin her an olabileceğini unutmadan, yaşanan bu felaketlerden ders çıkararak depreme karşı hazırlıklı bir toplum haline gelebilmek için daha hızlı hareket etmek zorundayız. Bu gerçekten hareketle, devlet ve toplum olarak hep birlikte beraberce, sivil toplum kuruluşların katkıları ve bireylerin bilinçlenmesi son derece önemlidir. Bugünden itibaren kanun ve yönetmeliklerin vermiş olduğu görev ve vazifelerle, toplumumuzun afet ve acil durumlara karşı göstermiş olduğu duyarlılığa güvenerek yaşayabileceğimiz tüm afet ve acil durumlara birlik ve beraberlik içinde göğüs gereceğimize eminim. “Bir adımda sen at hayata değer kat” sloganıyla bugünden itibaren çalışmalarımıza ara vermeden süratle devam edeceğiz. İlimizin, bir daha böyle felaketlerle karşılaşmamasını temenni ediyorum. Depremde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı ve sabırlar diliyor, acılarını paylaşıyorum” dedi.