Gün FM’de yayınlanan Basın Odası dinleyicileriyle buluştu. Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu programa Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim yorumcu olarak katıldılar. Basın Odası’nda bu hafta önümüzdeki Çarşamba günü kutlanacak olan 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla işçi hakları ile eksenindeki diğer konular değerlendirildi. “Emek-sermaye çelişkisi sürerken 1 Mayıs bence özel bir anlam taşıyor” Önümüzdeki Çarşamba günü 1 Mayıs kutlamasının yapılacağını anımsatan Gazeteci İsmail Akar, “Bu yıl yine İstanbul’daki kutlamaların Taksim’de olup olmayacağı kamuoyunda gündeme geldi. Yetkililer Taksim’de devam eden çalışmalar dolayısıyla bu yıl Taksim’de 1 Mayıs’ın kutlanamayacağını açıkladı. İlimizde ise bundan on-on iki yıl önce 1 Mayıs kutlamaları başladı. Geçmişteki kutlamalara 100–150 kişilik bir grup katılırdı. Bu yıl ise daha geniş çapta kutlama yapılması için çalışmalar olduğunu biliyoruz. CHP İl Başkanlığı ve KESK İl Temsilciliği işbirliğinde 1 Mayıs alanda kutlandıktan sonra bir konserle kutlamalar sürecek. Ünlü sanatçılar Tolga Çandar ile Sevinç Eratalay 1 Mayıs akşamı Kapalı Spor Salonu’nda konser verecek. Emek-sermaye çelişkisi sürerken 1 Mayıs bence özel bir anlam taşıyor” dedi. “Günümüzde 1 Mayıs’ın özüne yakışan bir kutlama yok” Geçmişten günümüze 1 Mayıs’larda çeşitli sıkıntılar yaşandığını söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “1 Mayıs bazen kutlandı, bazen yasaklandı. Bu yıl yine İstanbul’da Taksim’de kutlanmasıyla ilgili suni bir tartışma yaşanıyor. İlimiz özelinde değerlendirecek olursak Afyon’da işçi yok ki. En fazla kamu işçileri var. Onların da grev hakkı falan ellerinden alınmış. Çok ciddi manada emekçi bir gücü ilimizde görmek mümkün değil. 1 Mayıs’ı işçilerin kendi oluşturacağı komitelerin kutlaması gerekirken bir siyasal partinin organizesinde kutlamalar yapılıyor. Bu da 1 Mayıs’ın ne kadar içinin boşaltıldığını gösteriyor. 4–5 milyon sendikalı işçi vardı. Bugün bu sayı 1 milyon 700 bine indirildi. Asgari ücret bugün 800 Lira civarında. Buna kimse karşı çıkmıyor. Günümüzde 1 Mayıs’ın özüne yakışan bir kutlama yok. Sadece bir bahar bayramı gibi kutlanıyor” diye değerlendirmede bulundu. “1 Mayıs’ı alın terinin ve işçinin bayramı olarak görmek istiyorum” 1 Mayıs denince akla hep acı ve kötü olayların geldiğini belirten Gazeteci Ahmet Tunca, “1 Mayıs 1977’de birçok insan ne yazık ki hayatını kaybetti. Geçmişte kutlamalarda hep ideolojiler ön plana çıkartıldı ve topluma yanlış mesajlar verildi. Toplumla çelişkiye düşüldü. Son yıllardaki kutlamalarda ortalık biraz daha yatıştı. Ben 1 Mayıs’ı alın terinin ve işçinin bayramı olarak görmek istiyorum. Sendikaların gerçekten gariban işçilerin haklarını savunduklarını görmek istiyorum. İstanbul’da 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için yıllardır tartışmalar yaşandı. Bu ısrarı anlamsız buluyorum. Bir başka alanda da kutlanabilir. Umarım bu yıl kutlamalarda üzüntü verici olaylar yaşanmaz” dedi. “Birçok kimse için 1 Mayıs Kabotaj Bayramı gibi bir şey” İlimizde işçi haklarıyla ilgili bir şuur olmadığının altını çizen Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Bugün mevcut olan anlayış işçi, emek hakkı falan dinlemiyor. Kapitalizm tüm eziciliğiyle yaşanıyor. 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi ama 1 Mayıs’ta ilimizdeki özel sektör işçilerinin yüzde 99’u çalışıyor. Hiçbiri bundan dolayı ek ücret almıyor. 1 Mayıs’ın bayram olduğunu bile bilmiyor. Bayramı sendika ağası kutluyor. Birçok kimse için 1 Mayıs Kabotaj Bayramı gibi bir şey. İnsanlara Kabotaj Bayramı ne diye sorsanız, çoğu kimse bilmez. Taksim dayatmasını doğru bulmuyorum. İstanbul’da işçi var da Ankara ve İzmir’de yok mu? Dünyayı sadece İstanbul’dan ibaret görenler, 1 Mayıs’ı da sadece Taksim’e hapsediyor. Bugün ilimizde kaç tane asgari ücretli maaşını alamıyor? Maaşını alamayan nereye başvuracak? 1 Mayıs’ta işçiler izinli sayılacaklar mı? Bu soruların cevaplarını yetkililerin vermesi lazım. Bu şartların mevcut olduğu bir ülkede İşçi Bayramı’ndan söz etmek oldukça zor” diye konuştu. Programda ayrıca ilimizde geçtiğimiz hafta yaşanan basın mensuplarına yönelik saldırı kınandı. Dinleyicilerin soru, görüş ve önerileriyle yoğun olarak katıldıkları Basın Odası yaklaşık iki saat sürdü.