Karahisar TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Emre’nin hazırlayıp sunduğu Yerel Gündem programına bu hafta Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın konuk oldu. İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın, Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavında (YGS) ilimizin 52. sırada yer alması durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yönetici olarak sancı duyduğunu söyleyen Yalçın, aynı sancıyı öğretmenlerinde duyması gerektiğini ifade etti. Yerel Gündem’e katılan İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın basın mensuplarının sorularını yanıtladı.   Afyonkarahisar’ın eğitim sorununun baştan aşağı masaya yatırıldığı program bu haftada dop dolu geçti. Son günlerde çok sık konuşulan YGS sınavındaki başarısızlık hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Yalçın, konuşulan, söylenen ve merak uyandıran tüm sorulara cevap verdi. YGS’deki kötü sonuç hakkında ‘sancı duyduğunu’ söyleyen Yalçın, aynı sancıyı öğretmenlerinde çekmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü; ” Bizim çektiğimiz bunu sancıyı çabayı onlarında çekmesi lazım, bu derdi hep beraber öğretmenlerimizle beraber çekersek burada bir ilerleme yaşarız. Kesinlikle bir öğretmende buna üzülür. Yani üzülmesi özel ilgi göstermesi gerekir” dedi.   “Yüzde 25 öğretmen açığıyla çalışıyoruz” İlimizdeki öğrenci ve öğretmen sayılarına da değinen Yalçın, şu anda 6 bin 907 kişilik kadrolu öğretmene sahip olduklarını, bunlara ilaveten 800 tanede sözleşmeli öğretmen kadrosunun olduğunu ifade etti. İlimizde 140 bin 690 öğrencinin de bulunduğunu söyleyen Yalçın, Afyonkarahisar’da yüzde 25 öğretmen açığının olduğunu kaydetti. Yalçın, “Bakanlık olarak en büyük bakanlık olduğumuz gibi kurumlarımızda oldukça fazla bir yapımız mevcut. Şu an için 2 yüz 45’i merkezde 9 yüz 27 kurumumuz var. 88 kişi müdürlüğümüzde bin 351 kişi diğer kurumlarda toplamda bin 439 yöneticimiz var. Öğretmen olarak 8 bin 935 normumuza karşılık 6 bin 907 öğretmen kadromuz var. 800’e yakında ücretli öğretmenimiz var. Toplam 140 bin 690 kişi öğrencimiz mevcut. Geçen yıl 137 bin idi. 18 halk eğitim merkezimiz ve 35 özel dershanemiz var. 42 sürücü kursu, bir rehberlik merkezi 8 özel rehabilitasyon merkezi bir işitme engelli ilk orta okulu merkezi, 4 özel eğitim uygulama merkezimiz 1 otizm okulumuz var. 4 özel ilköğretim 1 özel Anadolu Lisesi 1 özel fen lisesi 8 tanede özel okul öncesi kurumumuz mevcut. Kurumlar ve personel olarak oldukça büyük bir teşkilatız. Öğretmen açığımız 2 bin 28 öğretmen ihtiyacımız var. Bu açık 800’e yakın ücretli öğretmenle idare ediliyor. Akademik başarı noktasında ilimiz istemediğimiz bir yerdedir. Bu başarının artmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Bizim çevre illerimize göre dezavantajlarımız neler? Biz bunları tespit etmek için bir araştırma yaptık.Tespitimize göre; Öğretmen açığımız var. Yüzde 25 açıkla çalışıyoruz. Çevre illerde fazlalık var. Açık alanlarda bu kadar açık yok. Atamalar devletin elinde bizim buradaki çabamız öğretmen kontenjanlarını artırmak istiyoruz. Alınan öğretmenler illere kontenjanlar dahilin de dağıtılıyor. Geçen yıl bin 81 tane öğretmen talebinde bulunduk. 400 öğretmen kontenjanı verildi. Bu kontenjanın artması gerekiyor. En önemli konulardan birisi budur” şeklinde konuştu.   “Boş bir koltuk devraldık” Göreve ilk geldiği gün hakkında da konuşan Yalçın, ” İlk geldiğimizde boş bir koltuk vardı oturduk. Sonrasında yeniden bir personel kadrosu dörtten 13 e çıkan ekip kadrosu oluştu. Bu tür yerlerde ekibi tek başınıza kuramazsınız. Ama şunu ifade edebilirim bizim arzu etmediğimiz bir arkadaşımız yok. Fiziksel birçok eksik vardı tamir bakım onarım okul yenileme gibi şeyler vardı. 200’e yakın okul onarımdan geçirildi. Hala eksiklerimiz var. Yeni açılan derslikler oldu 140 civarı derslik açıldı. Okul bahçesi düzenlemesi konusunda bir hayli mesafe aldık şu noktada bu benim oradaki tespitim. Okullar ile teşkilat arasındaki kopukluğun giderilmesini amaçlıyoruz. Öğrenci veli öğretmeni geçtik normal bir vatandaşa bile kapılarımızı açtık. Kurum okul- okul veli arasındaki bağları kuvvetlendirmek için uğraşıyoruz” dedi.   “Sınıfta kalmama diye bir olay yok ancak?” Sınıfta kalma durumu hakkında da konuşan Yalçın, ” Bakanlık ders kitaplarını ücretsiz dağıtıyor. Öğrencilerin kitap bulamayışları ve maddi imkanlar olarak düşünülmüştü. Bunun paralelindeki tartışma bizim sınav sistemimiz olacaktır. Okuldaki bilgiler yetersiz dershanedeki konular mı sınavı kazandırıyor bunlar hep birer tartışma konusu olarak devam ediyor. Kaynak kitabın zorla aldırılması yasak. Veli almak istiyorsa müdahale edilmiyor. Mevzuat alacaksınız şeklinde konuşmayı yasakladı. Yayın evlerini destekleme anlamında şikayetler oluyor. Zorla aldıran olursa en cüzi konuda ceza uygulaması oluyor. Sınıfta kalmama diye bir olay yok ancak?. Ama kalma ihtimali çok az. Bütün önlemler alındıktan sonra geçemiyorsa kalsın diyor. Okul yönetimi öğretmen veli bu başarısız çocuk için ne yaptı? diyorlar. Zorlu bir süreci var. Zorlu süreci yaşamaktan ise öğrenciyi geçirmek daha kolay geliyor. Dışlanmış ve okuldan uzak bir öğrenci olmasın diye yapılan bir proje aynı zamanda fakat öğretmenler bu konuda haklılar sabır nitelik gibi eğitim kalitesi konusunda kan kaybettiriyor.” şeklinde konuştu.   “Afyon’da çok fazla kitap okunmuyor” Afyonkarahisar’ın kitap okuma seviyesi hakkında da konuşan Yalçın, ilimizdeki kitap okuma seviyesinin düşüklüğünden şikayet etti. Kitap okuma seviyesinin artırılması gerektiğini savunan Yalçın, ” Z kütüphaneler okullar hayat olsun projesinde ortaya çıkmış bir şey. Okullar hayat olsun proje nedir? diyecek olursak; bu biraz önce ifade ettiğimiz gibi 2 ayağı olan bir konu. Bunlardan bir tanesi fiziki olarak düzenlenmesi. Belli program dâhiline getirilmesi. İkincisi de velilerimizin vatandaşımız ve öğrencilerimizin okullardan faydalanması okulların salonlarında istifade etmesi. Kitap okumama alışkanlıkları var eksikliklerden bir tanesi de bu. Okullarımızda yarışmalar yapılıyor. Bizler bu noktada teşvik ediyoruz ama en büyük zaaflarımızdan bir tanesi de genel manada millet olarak özelde de Afyonkarahisar olarak çok fazla kitap okumuyoruz. Bunun geliştirilmesi lazım. Okulda öğrenciyi öğretmen takip ederken düşünmesi gerekiyor ve kontrol altında tutması gerekiyor. Okul dışında da ailesi kontrol etmesi gerekiyor. Okul dışında veya evde ailesi ‘eğer oğlum ödevin yaz şuraya çıkar götürürsün’ derse öğrenci hazır getiriyor. Ama biz ailelerden bunu bekliyoruz. Bizim aile yapımızda sosyal olarak böyle bir sıkıntı var. Bunlardan destek verilmesi lazım” dedi.   “Para isteme olayı yok denecek kadar azaldı” Okullarda para isteme konusuna da değinen Yalçın, para konusunda okulları sürekli uyardıklarını söyleyerek, şu anda para isteme oranının yok denecek kadar azaldığını kaydetti. Yalçın sözlerine şöyle devam etti; ” İsteyen olursa biz okullarımızı uyarıyoruz. Şuanda para isteme olayı yok denilecek kadar azaldı. Vatandaşlarda zorla para isteme olayı söz konusuysa ki şuanda öyle bir şey olduğunu zannetmiyorum. Okul yöneticilerimize bir hayli yüklendik. Zorla kimseden para almayın 1 kuruş bile olmasın. Veli kendi gönlünden çıkartıp veriyorsa bu bağıştır. Kabul etmeme gibi bir şey söz konusu değildir. Kimseden para isteme gibi bir talebimiz olamadı” dedi.   “Öğretmenlerimiz ya sistemi öğrenecek ya da sistem onları dışarıya atacak” Gelişen teknolojinin okullara da yansıdığını söyleyen Yalçın, öğretmenlerin kendilerini sürekli geliştirmesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu; ” Öğretmenlerimize 30 yıllıkta olsa bilgisayar kullanım kursunu zorluyoruz. Fatih projesi kapsamında etkileşim tahtası kullanacaklar. Şuanda başlayıp devam eden kurslarımız var. Bu bilgisayar kullanımına yönelik olarak. Şunu söylüyoruz arkadaşlar ya bu teknoloji öğreneceksiniz yada sistem sizi dışarıya atacak. Burada psikolojik bir durum var. Bunu öğrenen belki kurtarıyor. Öğrenemeyende o sınıftaki konumunu siz düşünün. Öğrenci biliyor öğretmen bilmiyor. Öğrenci kullanıyor öğretmen kullanamıyor. Öğretmen o aletten o donanım ve makineyle ders anlatması gerekiyor. Eğer öğretmen kullanamıyorsa kendi rızasıyla ayrılması lazım. Eğer ayrılmadıysa kusur bulunursa gerekli işlem o zaman yapılıyor. “ifadelerini kaydetti.