CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz ve yönetim kurulu ile Merkez İlçe ve Gençlik Kolları başkanlarının katıldıkları Basın Toplantısında Beyyazı’da meydana gelen olaylar hakkında açıklama yaptı. Görgöz, “Merkez ilçemize bağlı Beyyazı kasabamızda son günlerde yaşanan olaylar hepimizi derinden üzmüştür. 4 yıl önce taş ocağı açma ve işletme ruhsatı verilen firmaya, haftada sadece246 kg. dinamit patlatma yetkisi verildiği bilinmektedir. Firma daha önce ocağın bulunduğu yere kongasör (taş kırma mak.  sistemi) de kurmuş, ancak Beyyazı halkının tepkileri üzerine kurduğu taş kırma sistemini sökerek organize sanayii ne taşımak durumunda kalmıştır.  Beyyazı halkının taş kırma sistemine tepki göstermesinin nedeni, aşırı tozdan dolayı ürünlerinin zarar görmesi ve pazar payının giderek düşmesi hatta sattıkları malların yurtiçi ve yurtdışı pazarlardan geri iade edilmesinden kaynaklanmıştır. Hepimizin bildiği gibi Beyyazı beldemizin toprağı son derece verimlidir. Yöre halkının yetiştirdiği ürünler, ülkemizin tanınmış markaları tarafından (penguen, tamek, tukaş  vb.) ve yurtdışından  rağbet görmektedir. Taş kırma sisteminin kasabadan götürülmesi üzerine, yeni yılda yetişen ürünler yine aynı pazarlarda aranır hale gelmiştir. Dolayısı ile verimli topraklar tozdan fazlaca etkilendiğinde ürünler zarar görüyor, buna bağlı olarak üretimde düşüyor. Hem ülke ekonomisi hem de kasaba halkı zarar görüyor” Yalçın Görgöz, “Son günlerde Beyyazı halkı ile güvenlik güçleri arasında sıkça yaşanan arbedenin sebebine gelince; 1. si taş ocağını çalıştıran firma, sürekli olarak, bir defada 5-7 ton arasında dinamit patlatmaya başlamıştır. Bu ağırlıkta patlatılan dinamit, 3-4 şiddetindeki deprem şiddetine eşit olup, beldede yaşayan halkın dengelerini ve psikolojisini alt-üst etmiştir. Büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvanlar aynı şekilde olumsuz etkilenmektedir. Yine, 5-7 ton dinamit patlatıldığında çıkan toz bulutu yetişen ve yetişmekte olan mahsulün üzerine çökerek toprakları ve ürünleri perişan etmekte, aynı zamanda çevreye de yüksek ses ve kirlilik bakımından aşırı zarar vermektedir. En son geçen hafta, iş makinaları yeni bir yol yapmaya başlayınca, kasaba halkı buna müsade etmek istememiş, yetkililer gelene kadar yapılacak yolun üzerine oturarak tepkilerini göstermek istemişlerdir. İstedikleri tek şey, bu yolun neden yapıldığını ve nereden geçeceğini öğrenmek, birde giderek daha sık ve yüksek tonajlı patlatılan dinamitlerin verdiği zararı yetkililerle paylaşarak seslerini duyurmaktı. Böylece bugüne kadar yapılanların yanlış olduğunu ve bu yanlıştan dönülmesini ve taş ocağının kasabalarından gönderilmesini talep edeceklerdi. Ama istedikleri gibi olmadı. Beyazı lılar yoldan kalkmadıkları için, verilen emir üzerine, üzerlerine tazyikli su, biber gazı sıkılarak püskürtülmeye çalışılmış, beklemedikleri bu müdahale karşısında panik yapan halk ile güvenlik güçleri ( jandarma, polis) arasında hiçte istenmeyen bir arbede yaşanmıştır. Bunun sonucunda, 32 kişi gözaltına alınmış, hem halktan hem de güvenlik mensuplarından onlarca kişi yaralanmıştır.” Dedi. İDARECİLER NEREDE? “Bu olayların olmasının nedeni; ne masum halk, nede güvenlik güçleridir. Orada yaşayan insanları dinlemek zahmetine katlanmadan zor kullanılmasına müsaade eden yetkililerdir. 4000 kişinin yaşadığı bir beldede sürekli yaşanan bir sorun varsa, o sorunu gidermek için, halkı dinlemekten ve gidip malum yeri incelemekten daha doğal ne olabilir ki. Taş ocağının işletimine ait ruhsat daha önceden verilmiş olabilir. Eğer bir yanlışlık varsa ve hala devam ediyorsa, binlerce insana ve doğaya zarar veriyorsa, sürdürmenin ne anlamı var. Bu durum  siyaset malzemesi olmayacak kadar ciddidir. Çünkü siyasi görüşü ne olursa olsun o kasabada yaşayan herkes zarar görüyor. Olaylara tamamen insani açıdan bakmak gerekir. Bu arada, MHP’ nin il ve merkez ilçe başkanının konu ile ilgili yaptığı basın açıklaması da manidardır. Yıllardan beri süregelen bu olayları, bir takım provokatörlerin yaptığını söylemeleri, o beldede yaşayan insanları farklı bir yere koyduklarını ifade eder ki, bu çok yanlıştır. Biz CHP il örgütü olarak, bu beldemizde yapılan çalışmaların takipçisi olacağız. Partimizin Çevre Komisyonu üyeleri ve milletvekillerimiz ile birlikte konuyu daha ayrıntılı araştırarak üst boyutta gündeme taşıyacağız. Aynı veya benzeri durumlar başka yörelerimizde de yaşanmaması için, insanlık için üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız”