Afyonkarahisar CHP Merkez İlçe Örgütü yaptığı basın açıklamasında;
Öğretmen yetiştiren okul 16 mart 1848 de İstanbul Dar’ul Muallimin adıyla eğitime başlamış bu okula alınacak öğrencilerin iyi Arapça bilmesi istenmiş ve ilk yıllarda medreseden öğrenci transfer edilmiş. Daha sonra ilk öğretim ve yüksek öğretime öğretmen yetiştiren okullar açılmış.
3 mart 1924 günü kabul edilen devrim yasalarıyla hilafete son verilip öğretim birliği sağlandıktan sonra yeni okullar açılırken ‘fikri hür vicdanı hür ve irfanı hür’ gençlerle ‘fikren bedenen ve ilmen güçlü’ gençler yetiştirilmesi isteniyor. Bu yönde eğitim alacak gençlere de cumhuriyeti ve bağımsızlığı sonsuza denk savunma sorumluluğu veriliyor.
1926 da Konya’da açılan orta öğretmen okulu 1930 da Ankara ya Gazi Eğitim Enstitüsü olarak taşınıyor. Okula en az üç yıl ilkokulu öğretmenliği yapmış kişiler sınavla alınıyor. Bu okulu bitirenler öğretmen okullarında görev alıyor. 1930’larda köylere öğretmen yetiştirme arayışları başlıyor. 1936 yıllarında askerliğini çavuş-onbaşı olarak bitirenler altı aylık kurslardan sonra köylere eğitmen olarak görevlendiriliyor. 1940 yılında köy çocuklarının öğrenci olarak alındığı köy enstitüleri açılıyor. Köy enstitüsü mezunları hem köy ilkokulu öğretmeni olarak çalışıyor hem de köylünün üretim gücünü artırarak kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı oluyor. Köy enstitüsü uygulamasına 1954 yılında son veriliyor. Demirel’in 1965 yılında başlayan iktidarında öğretmen yetiştiren okullarda kadrolaşmayla birlikte günlük siyasetin etkisi giderek artıyor. 1973 de çıkarılan yeni kanunlarla lise dengi öğretmen okulları kapatılıyor. İki yıllık eğitim enstitülerine dönüştürülüyor. Demirel hükümetleri döneminde bu okullarda gerici kadrolar güçleniyor. Bu kadrolarla birlikte 12 eylül 1980 darbesinden sonra okullar mili eğitimden alınıp YÖK e devrediliyor.
Eğitim fakültelerinde yetiştirilen öğretmenlerin belirgin bir biçimde 1960 ve 1970’ lerdeki öğretmen niteliğinden uzaklaştığı görülüyor. 1960’larda TÖS ve 1970’ lerde TÖBDER de toplanan öğretmenlerin yerini Türk İslam sentezci kuruluşlarda toplanan öğretmenler alıyor.
1960’lar ve 1970’lerde laik demokratik bilimsel ve parasız eğitimden yana olan öğretmenleri. Günümüzde AKP iktidarı baskı ile karma eğitime karşı çıkan kızların türbana bürünmesini ve din dersinin ana okuluna kadar inmesini savunan öğretmen durumuna getirildi. Geçmişte “Amerika defol” diyen öğretmen çoğunluğu oluştururken, bugün ABD ve siyasal iktidar ne yapsa sesini çıkaramayan öğretmenler oluşturulmaya çalışılıyor.
4+4+4 sistemi kısa sürede çöktü . Yeni milli eğitim bakanı okullara gönderdiği yazıda 60-66 aylık çocuklarla, 66-80 aylıkların çocukların aynı sınıfta eğitim almalarının hem bedensel, hem de pedagojik yönden olumsuzluklara neden olduğunun bakanlık denetçilerince tespit edildiğini belirterek 2013-2014 eğitim öğretim yılında şubelerin öğrencilerin aylarına göre oluşturulmasını istedi. AKP Hükümeti bakanın bu söylemiyle deneme yoluyla bir kuşağı harcadığını kabul ediyor, şimdi AKP bu ailelere ne cevap verecek.
İktidar eğitim fakültelerinden yetişen öğretmenleri ihtiyaç olduğu halde göreve almayarak ataması yapılmayan öğretmenler oluşturdu. Ataması yapılmayan öğretmenlerin bir kısmı okullarda ücretli, bir kısmı dershanelerde asgari ücretli çalışıyor. Büyük bir çoğunluğu da dershanelerde KPSS ye hazırlanıyor. Milli eğitimde çalışan öğretmenlerde geçim sıkıntısı içersinde yaşıyor.
CHP iktidarında eğitimi gericileştiren ve piyasalaştıran bu uygulamalara son verilecek, ataması yapılamayan öğretmen kalmayacak, ülkemizin geleciğini emanet edeceğimiz çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin maaşları onurlarıyla yaşıyabileceği bir seviyeye getirilecek.