Alternatif politikalar merkezi Başkanı Dr Mahmut Koçak Anadolu Köy Korucuları Konfederasyonu na bağlı federasyon ve dernek başkanlarıyla Ramazan Sohbetinde bir araya geldi. Koçak sohbette Koruculara önemli açıklamalarda bulundu . KARAR VERİCİLERE SESLENİYORUM : OYUNA GELMEYELİM
Aziz ve mübarek Ramazan ayının son günlerine doğru gidiyoruz. Bugünle birlikte 20 günü geride bırakmış oluyoruz. Allah hepimizin oruçlarını ve dualarını kabul eylesin.
Gönül isterdi ki, Ramazan’ı gerçek manada büyük bir coşku ile kutlayalım. Ama mümkün mü? Yanı başımızdan başlamak üzere, en ücra köşelere kadar İslam dünyası kan ve gözyaşı içerisinde. Tek kelimeyle yanıyor ve mevcut şartlar altında bu yangını söndürebilmek mümkün değil.
Bir olmanın ve O, tek Bir’in çizgisinden, kitabından uzaklaşmanın bir sonucu bu. Gerçek manada O’nu ve Resulünü anlayamadıkça bu yangın daha da büyüyecek gibi. Fitne ateşi her yanımızı sarmış durumda.
Asıl büyük yangın yolda. Eğer dikkatli olmaz isek, Allah muhafaza bu yangınların asıl hedefi olan ülkemiz büyük yıkımlara maruz kalabilir.
Haçlı Seferleri’nden bu yana bu millet ile hesabı bitmeyenlerin hedefi durumundayız. İslam’ın son kalesiyiz. Şark Meselesi’nin değişmez adresiyiz. Çünkü biliyorlar ki, İslam’ın ve bu ümmetin dirilişi yine bu topraklardan olacak. Ve bu millet bir kez daha İslam’ın sancaktarlığını yapacak. Bir kez daha Selahaddin Eyyubi olacak. Alparslan olacak.
Suriye’den, Irak’a, Filistin’den Myammar’a ve Doğu Türkistan’a kadar tüm İslam aleminin en büyük ümidi bizleriz.  Bu tarihi sorumluluğumuzdan kaçamayız. O yüzden her zamankinden daha uyanık olmalıyız!
Bizim ülkemizi de BOP’un bir parçası yapmak istiyorlar ve aynen Suriye, Irak, Libya vb. örneklerde olduğu üzere, kardeş kanı akıtmak ve bölmek istiyorlar. Ama Allah’ın izniyle biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Çünkü, her şeyden önce biz bu topraklarda bin yıllı aşan bir tecrübeye ve kardeşlik hukukuna sahibiz. Şehidimiz bir, gazimiz bir. Bayrağımız bir, dinimiz bir. O kadar çok birlerimiz var ki… Ama bu bizi rehavete sürüklememeli.
Nitekim, daha önce de denediler. Ama başaramadılar. Bundan sonra da denemeye teşebbüs edeceklerdir. Terör belası bir kez daha musallat olabilir. Ama sorun değil. Dün olduğu gibi, bugün de yarın da bunu defedebiliriz.
Yeter ki biz bir olalım! Buradaki en büyük güvencelerimizden birisi hiç kuşkusuz koruculardır. Onlar teröristlerin korkulu rüyasıdır. Her biri terörle mücadelenin unutulmazı, efsane ismidir. Sabrın, fedakarlığın, mücadelenin birer abidesidir. Barışın garantörüdür.
Korucular, bölge ile devlet arasındaki en güçlü bağlardan birisidir. Bu bağ, Cennetmekan Abdülhamit Han’ın bizlere bir emanetidir.Sizler, Hamidiye Alayları’nın günümüzdeki birer neferisiniz.
Bu emanete sahip çıkmak ve Hamidiye Ruhu’nu yaşatmak gerekir.
Bunun yolu da öncelikle koruculara sahip çıkmaktan ve bu sistemi günümüz şartlarına göre daha da kuvvetlendirmekten geçmektedir.
Alternatif Politikalar Merkezi olarak her zaman için başta Korucular olmak üzere, şehit ve gazilerimizin bizlere emanetlerine sahip çıkmaya, onlara destek vermeye çalıştık. Bundan sonra da devam edeceğiz.
Bu kapsamda başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımız olmak üzere, devletimizin önde gelenlerine, kamu kurum-kuruluşlarına, siyasi partiler ve liderlerine, medyaya, ilgili STK’lara aşağıdaki hatırlatmayı ve çağrıyı yapmayı bir borç biliyoruz:1. Ülkemiz ve coğrafyamız büyük bir terör dalgası, tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehdide hazırlıklı olmayan ülkelerin hali ortadadır.
2. Unutulmamalıdır ki, terörle mücadelede en büyük başarı, ön alıcı tedbirlerden ve caydırıcılık gücünden geçmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerimizin yanında, Korucular terörle mücadelenin vazgeçilmez asli unsurlarındandır.
3. Korucular, sadece PKK bağlamında terörle mücadelenin bir parçası olarak görülmemelidir. Türkiye etrafındaki terör ortamı, başta IŞİD, El Kaide vb. radikal terör örgütlerine karşı alan hakimiyetini ve caydırıcılığı esas kılmaktadır. Bu noktada Korucular, bölge güvenliğinin yasal ve ayrılmaz bir parçası olarak ön plana çıkmaktadır
4. Korucular, sadece PKK ile mücadelenin değil, aynı zamanda çözüm sürecinin de ayrılmaz bir parçası, garantörü, sigortası olan unsurlar arasındadır. Çözüm sürecinin başarılı bir şekilde sonuçlandırılması, bu yapının tasfiyesinden değil, daha da güçlendirilmesinden geçmektedir.
5. Bu yapının sadece çatışma durumlarında hatırlanması çok doğru değildir. Esas olan, tehdit durumunun tamamen bertaraf edileceği zamana kadar bu yapının güçlü bir hale getirilmesi ve ona sahip çıkılmasıdır.
6. Bu bağlamda Koruculuk sisteminin daha profesyonel bir hizmet birimi haline getirilmesi, onların ve ailelerinin her türlü eğitim ve özlük haklarının temini kaçınılmazdır. Bu bağlamda yeni bir yasal düzenleme kurulacak yeni hükümetin ilk icraatları arasında yer almalıdır.
7. Bu bağlamda şu hususun altının önemle çizilmesi gerekmektedir. Koruculuk sistemi, herhangi bir siyasi pazarlık sürecinin bir parçası, unsuru olamaz. Bu bağlamda bir takım çıkışlar dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu oyuna gelinmemelidir.
8. Koruculuk sistemi çökertildiği an, Türkiye’nin terörle mücadeleyi daha içerilerde karşılaması kaçınılmaz bir hale gelecektir.
9. Koruculuk sistemi herhangi bir etnik ya da mezhepsel grubu hedef almamaktadır. Tek hedefleri bu millete, devlete ve dinimize hizmettir. Bu hususun çarpıtılmaması ve bununla ilgili psikolojik operasyonların birer parçası olunmaması Korucuların güvenliği, büyük bir önem arz etmektedir.
10. Korucular bu milletin evladıdır. Başta siyasi partiler, medya ve STK’lar olmak üzere ilgili önde gelen tüm kesimlerin bu realite ile hareket etmesi, ülkemizin birliği, kardeşliği ve terörün bertaraf edilmesi adına oldukça önemlidir.
11. Bu noktada Koruculara, Koruculuk sisteminin daha doğru, sağlıklı bir şekilde anlaşılmasına yönelik yeni bir kampanya yapılması, içinde bulunduğumuz şartlar itibarıyla kaçınılmaz bir hal almıştır. Zaman birlik zamanıdır. Zaman Koruculara sahip çıkma zamanıdır!Evet, şunu bilmenizi isterim ki, yaptıklarınızı il il mezra mezra gezerek gören, yaptığınız fedakarlıklara şahit olan, aynı tabaktan yemeğinizi yiyen, suyunuzu içen bir kardeşiniz, bir  ağabeyiniz olarak sizlere şu sözü verebilirim. Yukarıda sayılan önerilerin bire bir takipçisi olacağım. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da Alternatif Politikalar Merkezi olarak burada, Ankara’da sizin sesiniz, sizin atan yüreğiniz, sizin temsilciniz olacağız. Devlet ve millet vefası, vatandaş vefası bunu gerektirmektedir.