Bugün 24 Ocak 1993 de katledilen Uğur Mumcu’yu ve 24 Ocak 2001 yılında pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu öldürülen Gaffar Okkan’ı anmak için bir aradayız.
Ruhları şad olsun. Uğur Mumcu’yu da, Gaffar Okkan’ı da özlemle ve saygıyla anıyoruz.
Yine bugün, rahatsızlığı sebebiyle aramızdan ayrılan, gazeteci, siyasetçi ve devlet adamı İsmail Cem’in de 7. yıldönümü. İsmail Cem’i de saygı ve rahmetle anıyorum.
Gaffar Okkan, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü görevinde iken 24 Ocak 2001 günü seyir hâlinde iken, kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu olay yerinde şehit edildi.
Herkes tarafından çok sevilen, saygı duyulan, görev adamı olan Gaffar Okkan’ın öldürülmesine tepki gösteren Diyarbakır halkı, cenazenin olduğu gün kepenk kapattı ve şehrin sokaklarında protesto yürüyüşü yaptı. Bu cinayette diğer faili meçhuller gibi hâlâ çözülememiştir.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde, yani 21 yıl önce uğradığı hain bir saldırı sonucu aramızdan ayrılmıştır.
Uğur Mumcu 51 yıllık hayatı boyunca, örnek bir kişilik sergilemiştir. Ne yazık ki Onun aydınlık fikirlerine tahammül edemeyen gerici güçler, onun bedenini ortadan kaldırarak fikirlerini de yok edeceklerini sanmışlardır ama çok kısa zaman sonrasında da yanıldıklarını anlamışlardır.
Uğur Mumcu, yazdığı yazılar ve eserlerinde çağdaşlığın, ilericiliğin ve gerçek anlamda Atatürkçülüğün temel ilkelerini daima prensip edinmiştir. Ülkeyi kamplara bölerek kardeşlik ve barış ortamını dinamitlemek isteyenler, hiç kuşkusuz en büyük zararı Türkiye’ye vermektedir.
Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç ve Uğur Mumcu’nun hain bir saldırı sonucu hayatını kaybetmesi hepimizi üzmüştür. Uğur Mumcu’nun ölümünün 21. yıldönümünde suikast sonucu hayatını kaybeden tüm gazetecileri saygı ve minnetle anarken, bir daha bu tür saldırıların olmamasını temenni ediyorum”
Araştırmacı gazeteciliğin duayen ismi olarak hafızalarda yer edinen, bombalı saldırı ile yaşamını yitiren Mumcu, faili meçhul cinayetlere kurban giden ne ilk ne de son isim oldu. Uğur Mumcu cinayetinin tam olarak kimler tarafından gerçekleştirildiği sorusu bugün de yanıt bulabilmiş değildir.
Uğur Mumcu, terörün toplumu korkuya, karamsarlığa ittiği günlerde, kalemiyle teröre karşı durdu. Taksim’deki 1 Mayıs katliamının ardından, bu olayı ve bu tür olayları irdeleyen yazılar yazdı. 12 Eylül’ü gerçekleştiren generaller tarafından partilerin, birçok kitle örgütünün kapatılması gibi sorunların yaşandığı bu dönemi ve uygulamalarını eleştirdi.
Katledilmeden önce, PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırdığı bir bakış açısıyla, konu üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.
Bakalım Uğur Mumcu neler söylemiş hep birlikte hatırlayalım;
* Sol, sadece halkın sorunlarını halka anlatmak, çözüm yollarını birlikte bulmak ve yeni adaletli düzeni birlikte kurma savaşıdır. Entelektüel dedikoduculuk, bireysel bunalım, bilgiçlik gösterisi ve gevezelik yapmak değildir.
* İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez.
* Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez.
* Yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir.
* İnsanlar sadece konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumludurlar.
Vicdan çok önemlidir. Vicdan bireyde merhamet, toplumda adalettir. Siz toplumda adaleti yok ederseniz, ülkeyi hukuk devleti olmaktan uzaklaştırırsınız. Onun için TEMİZ SİYASET, SAYDAM YÖNETİM, ACİL ADALET istiyoruz.
Onurlu ve haklı mücadelemiz korkmadan, yılmadan devam edecektir.