İP BAĞLANAN BAŞKAN… Adı lazım değil, bir ilçemizin eski belediye başkanıydı.. Güler yüzlü birisiydi.. Ancak çok kusuru vardı, biri de; lüzumsuz konuşmasıydı… Özellikle ilçe dışından gelen misafir heyetlere, buzda kaymamak için çivili ayakkabı giyilmesi gerektiğini, tuvaletlere erimeyen tuvalet kağıdı atıldığı için kanalizasyonların sık patladığını, ya da o sene arı bol olduğu için kışın ne kadar da soğuk geçtiği gibi gereksiz şeyleri anlatması sorun oluyordu. Ama en son gelen heyete, toplantı boyunca kat kaloriferinin nasıl döşendiğini, proje üzerinde anlatınca, encümen üyeleri iyi bir önlem almayı düşündü. Ne konuşacağını yazıp eline verdiler. Ancak başkan; ilk gelen konuk yatırımcı heyete, öbür cebindeki ‘‘basura iyi gelen yiyeceklerin listesini’’ okudu. Encümen tekrar toplandı, bu kez toplantı odasının bir gizli yerine kırmızı-sarı ve yeşil ışık yerleştirdiler. Başkana, ‘‘Sayın Başkan, sizden ricamız, yeşil ışıkta konuşun, sarı yanınca toparlayın, kırmızı yanınca susun’’ diye sıkı sıkı tembih ettiler. Ertesi gün büyük bir holdingin temsilcileri geldi. Odanın karşı köşesindeki sarı ışık, sonra kırmızı ışık yandı. Ancak kırmızı ışık yanınca, onun kalorifer peteklerinin döküm olması gerektiğini anlatmasına encümen üyeleri asla engel olamadı. Tekrar toplandılar, sonunda daha etkili bir çözüm buldular; pipisine bir ip bağlayıp içeriye kadar uzattılar. Başkan, abur cubur lafa başladı mı, ipi çekiyorlar… O da hemen susuyor… Bu çok yararlı oldu. Diyelim ki bir büyük yatırımcı heyetle yer meseleleri görüşürken tam ‘‘Bizim oraların helvası çok güzel olur’’ diyecek, o an ipi çekiyorlar ‘‘helva’’nın ‘‘hel…’’inde başkan susuyor. O gün İngiliz ortaklı bir heyetle görüşme başladı. Ancak bu sefer maiyeti susturmakta zorlandı. İpi sık sık çekseler de bu ısrarla konuşmak istiyor. İngiliz ve yerli ortak heyet gittikten sonra başkan çok kızdı: ‘‘Bize biraz konuşma fırsatı vermediniz. Elbette önemli bir şey soracaktık.’’ Herkes merak etti: ‘‘Ne soracaktınız Sayın Başkan?..’’ Yanıtladı: ‘‘İngilizlere soracaktım, acaba onlar ipi kraliçenin neresine bağlıyor?..’’ İşte bu eski başkan, hala lüzumsuz konuşmalarına devam ediyor.   “Çok eser yaratacaktım ama.. Önümü kestiler..”   Safa yatıyor başkan…   Eserleri kendine yarattı…   Bu bir…   Önünü kestilerse, define mi buldu da o kadar çok servete sahip oldu?   Bu iki…   Tekrar başkan olmak için mi, ayak oyunlarına başladı?   Bu üç…   **************   Cuma’nız mübarek olsun…