İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Hakan Şeref Olgun, tutuklu gazetecilerin yargılandığı Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Olgun, gazetecilerin sadece milliyetçi ve gazeteci oldukları için hedef alındıklarını ve yaptıkları haberlerin gerçeği yansıttığını belirtti.

Olgun, "Bu ülkenin hiçbir kuruluş değerinden vazgeçmeyecek koskoca bir Türk Milleti var. Bu millet, gazetecilerin özgürce haber yapmasını istiyor. Bu millet, yargının bağımsızlığını istiyor. Bu millet, adaletin tecelli etmesini istiyor" dedi. Olgun, tutuklu gazeteciler Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas'ın bir an önce serbest bırakılmasını talep etti.

Şeref Olgun, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
'Serkan Kafkas hakkında verilen gözaltı kararı; ne adli makamlardan ne de kolluk tarafından öğrenilmiştir.

Gözaltı kararı henüz soruşturma dosyasına eklenmeden İletişim Başkanlığında çalışan Arslan Değirmenci tarafından Twitter hesabında paylaşılmıştır.

Savcılık tarafından soruşturma dosyasına böyle bir gözaltı kararı eklenmeden, gözaltı işlemi gerçekleşmeden İletişim Başkanlığında görevli olan bir kişinin böyle bir karardan haberdar olması hukuksuzluğu ayyuka çıkarmıştır.

Adalet Bakanı sayın Tunç'un profil fotoğrafı açık şekilde görülen şahsi Twitter hesabından alınan ekran görüntüleri delil olarak eklenmiştir.

Bu delille, Savcılığın re'sen bir soruşturma başlatmadığı, bir talimatla hukukun yok sayıldığını ortaya koymaktadır.

Soruşturma dosyasına giren tutanak ve araştırma raporları açıkça Milliyetçiliğin cezalandırmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır.

'Gönderilerinde Milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir.' İfadeleri tutanaklarda yer almıştır.

Bunun yanı sıra 'Yabancı Karşıtı' ve 'Türk Karşıtı' ayrımına varan fişleme listeleri ortaya çıkmıştır.

Anayasamızın 2. Maddesine göre Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan Milliyetçiliğin cezalandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.

Süha Çardaklı ve Batuhan Çolak haksız tutuklamalarının yanı sıra cezaevinde açıkça işkenceye maruz kalmışlar ve saçları zorla kazıtılmıştır.

İnsan Haklarına aykırı bu muamele hiçbir hukuk devletinde kabul görmez.

TÜRK HALKI İKİNCİ SINIF VATANDAŞ HALİNE GETİRİLMEK İSTENİYOR

Türkiye'de giderek artan sığınmacı sorununa da değinen Milletvekili Olgun, ''Giderek artan sığınmacı ve kaçak insan sorunu, satılan vatandaşlıklar ülkemizde başta ekonomik, toplumsal ve ahlaki birçok soruna yol açmaktadır' dedi.

Yaşananların Yüce Türk Milletine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığının göstergesi olduğunu ifade eden Milletvekili Olgun; 'Türk Vatandaşlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmakta olup Türk olmak Türk Milliyetçisi olmak suç haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu dava açıkça Milliyetçiliğin ve bu ülkenin kuruluş değerlerinden vazgeçmeyen vatandaşlarımızın korkutularak sindirilmeye çalışılmasının bir örneğidir. Tutuklanan Gazetecilerle basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ambargo koymaya çalışan bu zihniyet sadece haksız yargılanan kardeşlerimizin değil vatandaşlarımızın ve bizim habere erişim hakkımızı engellemektedir. Bu dava; aba altındaki sopa gibi kullanılarak diğer basın mensuplarını ve vatandaşları susturmak için kullanılmaktadır. Milliyetçiliği yok etmek amacıyla yargıyı bir silah gibi kullanan bu zihniyetle mücadele etmek gazeteci arkadaşlarımız için bir şeref madalyasıdır. İYİ Parti olarak, arkadaşlarımızı bu mücadelelerinde asla yalnız bırakmayacağımızı siz basın mensupları önünde tüm kamuoyuna duyuyoruz. 1 Ocak 2024 tarihinde İstanbul'un en orta yerinde hilafet naraları atanlar ellerini kollarını sallayarak gezerken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu fikriyatı olan Türk Milliyetçiliğini zindanlara atanları bir kenara not alıyoruz. Unutulmamalıdır ki bu ülkenin hiçbir kuruluş değerinden vazgeçmeyecek koskoca bir Türk Milleti var!' diye konuştu.

Olgun'un basın açıklamasına İYİ Parti Teşkilat Başkanı Satuk Buğra Kavuncu, Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Ali Demir, Toplumsal Politikalar Başkanı Selcan Taşçı Hamşıoğlu, Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, Merkez Disiplin Kurulu Başkan Vekili Kadriye Ünler, partililer destek verdi.

Konuşmanın ardından adliyeye geçilerek gazetecilerin duruşmalarına katılındı.