İsrail'in dün gece Gazze'de bir hastaneyi bombalamasının ardından Türkiye genelinde protesto gösterileri düzenlendi.

Afyon'da da vatandaşlar, Zafer Meydanında bir araya geldi.

Saadet Partisi İl Başkanı Beytullah Karataş İsrail’in yaptığı hastane saldırı sonrasında Zafer Meydanı’nda düzenledikleri protesto gösterisi sonrasında şunları söyledi.

“Afyonkarahisar’dan haykırıyoruz!.. İktidarın seçim dönemlerinde 'Gazze'de havai fişek patlayacak.' sözünün gereğini bugün yerine getirmesini, yetkililerin hamasetle değil; gerçek icraatla Filistin'e sahip çıktığını göstermesini bekliyoruz!”

İşgalci katil İsrail dün gece Gazze’de bir hastaneyi bombaladı. Filistin Sağlık Bakanı yaptığı açıklamada saldırıda en az 500 masum Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Gazze’de hastaneye yapılan bombalama sonucu Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Başkanlığı ve Anadolu Gençlik Derneği Afyonkarahisar Şubesi’nin çağrısı ile Zafer Meydanı’nda toplanan Afyonkarahisar halkı, yaşanan bu vahşete karşı tepkisini gösterdi. Saadet Partisi İl Başkanı Beytullah Karataş, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve yüzlerce vatandaşın katıldığı Basın Açıklaması’nda konuşan AGD Şube Başkanı Muharrem Coşkun şunları söyledi:

İSLAM BİRLİĞİ’NİN KURULMASI MECBURİYETTİR

Açık hava hapishanesine dönmüş Gazze de Müslüman kardeşlerimiz, abluka altına alınmış, canlı canlı, açlığa, sefalete dolayısı ile ölüme terk edilmiştir. Bununla beraber dün gece katil israil Gazze’de yine bir vahşet yaşatmış, sivillerin bulunduğu hastaneye bomba atmıştır. Bu bombalama sonucu en az 500 Filistinli kardeşimiz yaşamını yitirmiştir. Nerede kaldı insan hakları! İki yüzlü Avrupa ve Amerika bırakın insan haklarını, hayvan hakları için bile birçok çalışma yaparken Gazze’yi görmezden gelmesi gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Bir kez daha tüm dünya Müslümanlarına ifade ediyoruz ki Avrupa değil İslam birliğinin kurulması bir mecburiyettir.

Tüm bu insan haklarının ihlali neticesinde Kassam Tugayları 22 rebiülevvel 1445 yani 7 Ekim 2023 cumartesi günü aksa tufanı operasyonunu başlatmıştır. Rabbimize hem Gazze’nin hem Filistin’in özgürlüğüne kavuşması için dua ediyoruz. İsrail’i ise dün tanımadık, bugün tanımıyoruz ve yarın da tanımayacağız.

Tüm Sivil Toplum kuruluşları olarak dün Bosna’nın yanında olduğumuz gibi bugün de maddi manevi tüm gücümüzle başta haklı Filistin davası olmak üzere mazlumların yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.

ZULME SESSİZ KALAN DİLSİZ ŞEYTANDIR

Rahmetli Erbakan hocamızın 11 aylık iktidarlık döneminde İsrail’den bir kez bile Filistin’e bir bomba dahi atılmadığını hatırlatarak, halkı Müslüman olan ülke liderlerine Efendimiz ’in şu hadisi şerifi ile uyarıda bulunuyoruz. “Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır.”

“Efendim ne yapalım savaşa mı girelim.” Diyebilirsiniz? Bu yahudiler korkaktırlar, dünyayı severler. Siz bir araya geliverin, Allah’ın izniyle başka bir şey yapmanıza bile gerek kalmaz. Bugün ümmetin bu hali düşmanın güçlü olmasından değil Müslümanların bir arada olamamasındandır.

İsrail’in şöyle istihbaratı var, böyle savunma sistemi var, silahı var vs. peki ne oldu? La havle ve la kuvvete illa billah. Sonsuz güç ve kuvvet sahibi Allah’tır. Aksa tufanında gördük bunu. Aslında biz bunu iyi biliyoruz. Çanakkale de en büyük ve en güçlü donanmalar geldiğinde teknoloji mi yoksa yüreklerdeki iman mı kazandı?

Kardeşleriniz bu izzetli direnişi sergilediler. Mescid-i Aksa'nın kirletildiğini ve bölündüğünü gördüklerinde ona sahip çıkarak işgalin itibarlarını yerle bir ettiler. Bu eylem, bizde diriliş ve direniş ruhunu yeniden canlandırdı. Böylesi bir süreçte Ümmetin liderlerinden, Siyonist barbarlığını durdurmak, Filistin ve Kudüs'ün yanında yer almak için siyasi bir hareket istiyoruz. Çünkü İsrail ancak ve ancak güçten anlar.

Bizim sorumluluğumuz zalime öfkeli olup, ülkemiz meydanlarına çıkmak, kardeşlerimize destek vermektir. Unutmayalım ki Mescid-i Aksa, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) emanetine ve onun anahtarlarını almak için yarı yolu yürüyerek gelen Ömer bin Hattab, Selahaddin Eyyubi ve Sultan Abdülhamid'in emanetine sahip çıkmaktır.

YÖNETİCİLERİMİZ YAPTIKLARINDAN VE YAPMADIKLARINDAN SORUMLUDUR

Başta gençlerimiz olmak üzere tüm insanlarımıza bir kez daha hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Biz Müslümanca durabilelim, İslam’ın emrettiği gibi ümit var olalım. Fakat ellerinde imkân sahibi olan ülke yöneticilerimiz de yaptıklarından sorumlu oldukları gibi yapmadıklarından da sorumludurlar. Kendimiz için istediğimiz bir şeyi Müslüman kardeşlerimiz için de istemedikçe tam olarak iman etmiş olmayız hadisi şerifini bir kez daha hatırlatmış olalım.

Sözlerimizi toparlarken “Kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır” (Saff – 8) ayetini referans alarak Rabbimizin bizleri vesile etmesi için kavli ve fiili dua ediyoruz. “Müminlere müjdele! Allah’tan yakın bir yardım ve fetih var” (Saff-13) Rabbimiz neyi dilerse o olur…