“Afet bölgesine yardımlar uzun süre devam etmelidir”

Zafer Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Mevlüt Tekdemir, Afyon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek deprem bölgesindeki izlenimlerini aktardı. Tekdemir, “Afet bölgesine yapılan yardımlar 3-4 hafta değil bir yıl boyunca kesintisiz devam etmelidir” dedi

Zafer Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Emekli Albay Mevlüt Tekdemir, Teşkilat Başkanı Av. Ahmet Öztürk’le birlikte Afyon Gazeteciler Cemiyeti (AGC) yönetim kurulu üyelerini ziyaret ettiler. Ziyarette AGC yöneticileri; Mehmet Emin Güzbey, İsmail Akar, Ömer Elçi, Hakan Dilek hazır bulundular.


 “GERÇEKLERİ SÖYLEYİP İÇİMİZİ DÖKMEK İSTEDİK”
AGC Yönetim Kurulu Başkanı Sezer Küçükkurt, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kahramanmaraşlı merkezli iki büyük yıkıcı depremin ardından izlenimlerini aktaran Mevlüt Tekdemir, “8 günlük bir deprem bölgesi gezimiz oldu. İzlenimlerimizi değerli basın mensuplarımıza aktarmak istedik. Partimizin Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ hocamla beraber deprem bölgesindeydik. Haliyle gördüklerimizi, bildiklerimizi de aktarmak istedik.  Biz biraz kitabın ortasından konuşmayı seven bir partiyiz. O yüzden söylenmeyenleri söyleyip, gerçekleri söyleyip hoş bir sohbet yapmak istedik. Bu ziyareti birazda içimizdekileri dökmek maksadıyla yapıyoruz.” dedi.


“GERÇEKLERİ SÖYLEMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK”
“Ülkede ciddi sıkıntılar var. Bunu insanlarımız net bir şekilde söyleyemiyor mantığıyla bir siyasi kimlikle konuşmak daha mantıklı olur düşüncesiyle, Afyon Zafer Partisi Kurucu İl Başkanlığı ve sonra kongrede de sağ olsun üyelerimizin göreve seçmeleriyle bir yola başladık.” diyen Tekdemir, “Bu yolda genel seçime kadar devam ediyoruz. Bakalım ondan sonraki süreç nasıl olacak hep beraber göreceğiz. Biz mümkün olduğunca basını çok kullanmaya çalışıyoruz. Biz maalesef fonlanan bir parti değiliz. Söylemlerimiz özellikle 13 milyon sığınmacının bir yıl içinde gönderilmesi olduğu için iş adamlarımız da bizi çok fazla desteklemiyorlar. Haliyle kendi yağımızda kavrulurken önemli olan aklın ve doğrunun gidişatında gerçekleri söylemek düsturuyla bu yola çıktık. Bu yolda ilerlerken de biraz Sayın Valimizle mahkemeleşiyoruz. Sayın Emniyet Müdürümüzle kavga ediyoruz. Ama onların da bizi çok sevdiklerini ben çok iyi biliyorum. Çünkü doğru ve özümüzün temiz olduğunu biliyorlar. İşte o yüzden bir sıkıntı olmadan yola devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.


“KAFATASÇI, ÜLKÜCÜ, DEĞİL ATATÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ”
Zafer Partisi’nin Atatürk’ün izinde bir milliyetçilik anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Tekdemir şöyle konuştu: “Devletimiz 10 yılda 144 milyar dolar parayı nasıl verdiğinin dökümanı vardır. Biz Afyon halkına Zafer Partisi’ni tanıtırken net tanıtamıyor olabiliriz. Bu konuda bazı söylemler geliyor. Zafer Partisi Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçisi olan bir partidir. Yani biz Atatürk'ün söylediği şekilde Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir felsefesiyle Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkeyi kuran Kürd’ü, Laz'ı, Çerkes'i, Rum'u, Yörüğü ile hep beraber Türk kimliği adı altında toplanması gerektiğine inanan bir partiyiz. Biz öyle kafatasçı değiliz. Ülkücü bir parti değiliz. Birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken ama bunu yaparken de tek devlet Türk devleti, tek millet, Türk milleti, tek bayrak ve tek vatan, Türk bayrağı vatanı diyen bir partiyiz. O yüzden bizi tanıyacak hemşerilerimizle doğru tanırlarsa çok daha mutlu oluruz. Sıkı bir Atatürkçüyüz. İmaret Camii'nde Atatürk'e ve onun silah arkadaşlarına Fatiha okutacak kadar Atatürkçüyüz. Anadolu Müslümanıyız. Biz hani hiçbir tarikata bağlı olmayan ama dini değerleri seven, saygı duyan bir insanız. Benim eşim de hacıdır.”


“BİZ 4 GÜN BOYUNCA DEVLETİMİZİ ORADA GÖREMEDİK”
Kahramanmaraşlı iki büyük depremin ardından bölgedeki izlenimlerini aktaran Tekdemir şunları söyledi: “Kahramanmaraş merkezli depremin oluştuğu andan itibaren ilk saatlerde Teşkilat Başkanımız Ahmet Öztürk’le birlikte 15 kişilik ekibimiz Hatay'a indi. Ben de 3 gün sonra oraya gittim. Şimdi bizi vahamete düşüren şuydu. Öncelikle Türk milleti hakikaten çok necip bir millet. Muazzam bir yardım var. Muazzam bir ilgi var sağ olsunlar Afyonlu hemşehrilerimizden de Allah razı olsun. Orada da faaliyetlerini gördük. Ama biz 4 gün boyunca devleti orada göremedik. Yani sebepsiz bir şekilde internet kapalıydı. Afet Koordinasyon Merkezi diye bir şey yok. İş makineleri ne yapacağını bilmiyor. Atıl durumda duran bir sürü iş makinesi, gelen deprem yardımlarını kim hangi noktaya götürecek bilmiyorlar. Asker piyasada yoktu. Elektrik yok, su yok, tuvalet yok, sıkıntı ciddi bir koordinasyonsuzluk. Elbette bu devlet, çok büyük bir devlettir. Ben de kendimi hep bir devlet adamı olarak görüyorum. Koordinasyonsuzluk orada yaklaşık 300 bin kişinin ölmesine ve 3,5 milyon kişinin evsiz kalmasına sebebiyet verdi. Afet koordinasyonunda AFAD'ta kimler çalışıyor? Bunların yayınlanan belgeleri var. Kim eşini, dostunu sokmuş? AFAD il müdürleri nasıl imamlıktan gelmiş? Devletin açıkladığı 12 bin 500 tane çökmüş ev blokundan bahsediyoruz. Bunların hepsi çok katlı binalardı. Depreme sabah dört buçukta yakalandılar. En az 20 kişi olduğunu varsayarsanız 250 bin sayısına ulaşırsınız. Ve şu anda telekomünikasyon şirketleri diyor ki bir milyon telefondan sinyal alamıyoruz. 1999 yılındaki depremindeki rakamlara uyarlanmış bir şekilde simülasyon hesabı yapılıyor.” 


“AFAD’IN BAŞINA İMAMLARI KOYARSANIZ SADECE SELA OKURSUNUZ”
Tekdemir sözlerine şöyle devam etti: “Önceki gün Şırnak Valisi söyledi. ‘Devletin açıkladığı rakamların beş katını düşünün.’ dedi. Bakın Hatay tamamen yerle bir olmuş. Yani orada 30 bin 50 bin sayısının çıkması mümkün değil. Adıyaman İl Başkanımızın bana söylediği sadece ‘On haneli bir köyden 53 cesedi ben defnettim. 28 bin 500 sadece Adıyaman'da ölümüz var.’dedi. Hatay, İskenderun, Adıyaman'ın yarısı Maraş'ın yarısı maalesef yok. Bir bölgeyi tamamen kaybetmişiz. Bunu kötü bir niyetle söylemiyorum. İnanılmaz bir yıkım var. Evet deprem çok kuvvetli, deprem çok yıkıcıydı. Ama biz şunu beklerdik. Bunu hep söylüyorum. Partimizin Genel Başkanı Ümit Özdağ hocaya da söyledim. Devlet, devlet olma vasfını kaybetmiş. Devlet kurumsallığını kaybetmiş. İlahiyatla değil, liyakatle atama yapılması gerekirken, imamları AFAD'ın başına koyarsanız sadece sela okursunuz. Dört gün boyunca orada insanlar çığlık atarak gözümüzün önünde öldüler. İnterneti kapattılar. Bir şey yapamayıp beşinci gün gelmiş olmanızın hiçbir anlamı yok. Elbette geleceksiniz. Devletsiniz ve çok güçlü bir Türk milleti desteğiniz var. Elbette bunu yapacaksınız ama bu noktaya gelmeden evvel siz ne yaptınız? 21 yılda 9 kez imar affını siz çıkarttınız. 2018 yılında Meclis’te oylanan imar affında 4 tane Cumhur İttifakı'ndan Afyon vekili elini kaldırdı. Şimdi deprem bölgesine 15’nci günde ancak gidiyorlar ve oradan parmak sallıyorlar. Şimdi biz bunları konuşmayacak mıyız? İkincisi Kırıkhan Belediyesi'ne gittik. Kırıkhan'ı gezerken denildi ki, ‘Komutanım dere yatağına yapılar yapıldı. Belediye Başkanı müteahhitlik yapıyor. Buraya yapmayın diye yalvardık. Çok güzel bir site yapmış olduğu gibi tamamen çökmüş. Bütün belediye başkanları neredeyse müteahhitliğe soyunmuş. Biz önümüzdeki hafta il başkanlığı olarak Afyon'da müteahhitlik yapan, çocuğuna müteahhitlik yaptıran, ortağına müteahhitlik yaptıran isimleri tek tek açıklayacağız. Ve diyeceğiz ki bu etik değil. Yani kendin çal, kendin oyna, istediğin imara çıkar, istediğin yapı denetimi, ruhsatını ver. Kim denetliyor bunu? Şimdi biz bunları söyleyince de gün birlik günü bozgunculuk yapmayın deniliyor. Peki 300 bin kişinin vebalini kim ödeyecek?”


“BÖLGEYE YARDIMLAR KESİNTİSİZ OLARAK DEVAM ETMELİDİR” 
“Bir tane istifa edeni duydunuz mu? Ölü sayılarını 40 binde kestiler. Şu anda Müge Anlı, Esra Erol başladı. İki hafta sonra oradaki insanlar kaderleriyle baş başa kalacak.” diyen Tekdemir, “Bu vesile ile Afyonlu hemşerilerimize söylüyorum. Orada inanılmaz bir salgın hastalık riski var. Basınla paylaştık. Afyon Zafer Partisi olarak 60 tane evladımızı deprem bölgesine gönderdik. Sabahtan beri çöp toplamaya başladılar. Afyon Zafer İl Teşkilatı olarak bir farkındalık oluşturmak istedik. Tuvalete ihtiyaçları var. Soğuktan koruyacak iklim çadırlarına ihtiyaçları var. Sıcak yemek ihtiyaçları var. Konteyner ya da prefabrik evleri ihtiyaçları var. Nakdi paraya çok ihtiyaçları var. Çünkü adamların hepsinin dükkânları gitmiş, evi gitmiş, arabası gitmiş. Nasıl para kazanacak bunlar? Ve burada yapılacak yardımlar 3-4 hafta değil bir yıl boyunca kesintisiz her gün yapılması lazımdır. Afyon gazetelerinde yardım haberlerinin her gün çıkarak durumun unutulmaması, ihmal edilmemesi lazımdır. Eğer biz bunu yapamazsak orada 3,5 milyon insan heba olacak. Buradan işte Afyon Valisi'ne de bir sitem etmek istiyorum. İş adamları vergi matrahından düşecek şekilde yardım yaparken kurumsal olarak bunu bize yardım olarak lanse etmesinler. Sağ elin verdiğini sol el görmez bizim dinimizde. Bunu tabak, plaket vererek taçlandırıp, reklam yapmasınlar. Çünkü orada insanların bir kuruşa daha ihtiyacı var. O tabak parasına da ihtiyaçları var. Bırakın hızlı ve seri bir şekilde oraya yardımlar gitsin. Yani bunları kötü niyetle ifade etmiyorum. Ama bu tavırlarını hemşehrilerimizin bilmesini istiyoruz.” dedi.


“MAALESEF DEVLET, DEVLET OLMA VASFINI KAYBETTİ”
Askeri birliklerin doğal afetlerde görev aldığı EMASYA protokolünün uygulanmasının zorunlu olduğunu dile getiren Tekdemir, “Askeri birliğimizin durumu var. Ben 36 yıl silahlı kuvvetlerde çalıştım. Bizde 2010 yılına kadar EMASYA denilen bir protokol geçerliydi. Bu protokol ilgili belediye, ilçe, kaymakamlık ve valiyle en ufak bir afette askerin 30 dakika içinde sahaya inmesine müsaade eden bir protokoldür. Ben kıta subayıydım. Biz her sene 2 kere kez deprem tatbikatları yapardık. Kim hangi malzemeyi alacak? Kim bareti alacak, hangi kazma küreği alacak? Sahra tuvaleti, sahra hastanesi, soğuk iklim çadırları nasıl kurulacak? Arama kurtarma nasıl yapılacak? İlk yardım nasıl yapılacak? Diğer faaliyetler nasıl yapılacak? Ama 2010 yılında sevgili hükümet bunu iptal etti. Dört gün boyunca sahaya asker çıkamadı. Gelen askerler de fotoğraflarını çektim. Bakkal Ahmet abi gibi elin arkasına koymuş, sadece seyrediyorlardı. Biz bunları söylemek zorundayız. Devlet, devlet olma vasfını ve devlet, devlet kurumsallığını maalesef kaybetmiştir. Zafer Partisi'nin mottolarından biri. Biz Türk devletini, Türk milletine geri vereceğiz. Bakın bu siyaset konusu değil. Eğer bugün 300 bin can, 3,5 milyon, dışarıda kalan adam olur. Ama bu liyakatsiz devlet adamlarıyla biz 2 sene sonra başka bir dünyaya uyanırız. Bu sistem bizi felakete götüren bir sistemdir. Biz bunu anlatıyoruz. Liyakat, liyakat. Allah ne diyor? İnananlar için ayeti kerimede emaneti ehline verin. Şimdi ben nasıl şu anda albay halimde diş çekemem ya da siz gazeteci olarak apandisit ameliyatı yapamazsınız.” diye konuştu.


“İÇ VE DIŞ SAVAŞ TEHDİDİNE KARŞI UYARIYORUZ”
“Halkımıza bu sığınmacılarla beraber ülkeye yaklaşan bir iç savaş ve dış tehditinin olduğu uyarısında bulunuyoruz.” diyen Tekdemir, “Bakın şu anda Amerika her gün Yunan askerleriyle beraber Dedeağaç'la tatbikat yapıyorlar. Bu 26 bin Amerikan askeri şu anda Dedeağaç'ta bekliyor. Fransızlar da en son gelmeye karar vermişler. Yirmi tane Türk adası işgal edildi. Bizim Savunma Bakanlığımız buna karşı ne yapıyor? Etrafımız bir taraftan çevrilmiş. Binlerce Amerikan askeri ve savaş gemileri, uçak gemileri sırtlan gibi etrafınızda dolaşılmaya başlamış. Amerikan üstlerinin olduğu 20 tane üssü gösteriyor. 150 bin tane PYD'yi tank dâhil bir gün bizim için hazırlıyorlar. Şimdi bu yetmezmiş gibi biz içeriye 13 milyon sığınmacı alıyoruz. İçinde kimin olduğu belli olmayan şekilde bu alımlar yapılıyor.  Ben Kabil'de altı ay NATO'da çalıştım. Tırlarla geliyorlar. Gelenler sadece sırt çantasıyla geliyorlar. En az 3 kilogram eroinle geliyorlar. ‘Türkiye'de hilafet ilan edilecek. Türk kadınları, kızları size cariye olarak verilecek.’ denilen Türkçe eğitimi almış 300 binin üzerinde Afgan askeri şu anda içeride. Devlet bunları jandarma eşliğinde içeriye alıyor. İran’dan sonra sıranın bir gün bize geleceğini biz çok iyi biliyoruz. Yani biz bir gün bununla yüzleşeceğiz. Biz Zafer Partisi olarak diyoruz ki 365 gün içinde sığınmacıların acilen ülkelerine huzurla dönmesi için söz veriyoruz. Bu sizin içindir. Sizin çocuğunuz içindir. Bunlar 2 milyon kişi, sigortasız çalışıyorlar. Bizim on milyon işsizimiz var. On yılda 144 milyar dolar devlet cebinden vermiş, Bunlar bizlerden alınan paralar. İlaç parasını, doktor parasını bizler veriyoruz. Çocuk yardımını biz veriyoruz. Ne hikmetse bunlar önceki gün itibariyle güle oynaya evlerine dönüyorlar. ‘Bir ay kafamızı dinleyip tekrar geri geleceğiz.’ diyorlar. Madem gidebiliyorsunuz. Niye geliyorsunuz ki? Ve biz bunu söyleyince kafatasçı oluyoruz. Dış güç oluyoruz. Tam tersi biz bir milletiz ama bu yükü kaldıracak noktada değiliz.” şeklinde konuştu.


>> Burcu AYDIN’ın Haberi