Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, Basım Sanayi Eğitim Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası BASEV Kongresi’nde “Matbaacılık Etiği Perspektifinde Mükemmel İş, Tatminsiz Müşteri” konulu bir konferans verdi. Kısa adı BASEV olan Basım Sanayi Eğitim Vakfı ile Marmara Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği uluslararası kongreye Ultra RPM Yönetim Kurulu Başkanı Paul McMillan, Williams Lea CEEMA Operasyon Direktörü Brian Dorkings, Doğan Media International Başkanı Nuri Çolakoğlu, Doğan Burda Dergi Yayıncılık İcra Kurulu Başkanı Mehmet Y. Yılmaz, Sabancı Holding CEO’su Hazım Kantarcı, Merkez Bankası Geçmiş Dönem Başkanı Gazi Erçel, Aselsan ve Ata Holding Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Tulga ile birlikte Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu da davetli konuşmacı olarak çağrıldı. * * * Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim Tasarımı ve Grafik Bölümü Başkanı Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, Beşiktaş’taki Yapı Endüstri Merkezi salonlarında gerçekleştirilen BASEV Kongresi’nde yaptığı konuşmada basın ve basım sektöründeki deneyimlerini aktararak meslek etiği konusunda şunları söyledi: “Etik, iyi yönetimin temelidir. İş hayatındaki davranışları yönlendiren standartların tümüne meslek etiği denilir. Meslek etiği, insanların belirli bir işi yürütürken ne yapıp ne yapmamaları gerektiğini belirler. Meslek mensuplarının amacı, geçimini sağlamak yanında, kendilerine ihtiyaç duyanlara hizmet etmektir. Diğer mesleklerde olduğu gibi matbaacılık mesleğinde de geçerli olan temel etik ilkeler vardır. Bu ilkelerin başlıcaları, görevini doğruluk ve dürüstlükle yerine getirmek, yasallık ve meşruluk sınırları içinde hareket etmek, yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunmak, her yönden güvenilir olmak şeklinde ifade edilebilir.” * * * İş ve meslek hayatında mükemmelciliğin aşırı titiz davranmak, ahlâki olgunluğa erişmeyi amaç edinmek ve kusursuz olma yolunda aşırı çaba göstermek anlamına geldiğini kaydeden Doç. Dr. Nakilcioğlu, matbaacılıkta mükemmel iş konusunda şu örnekleri verdi: “Mükemmel iş nedir? Geçmişten bugüne baktığımızda diyebiliriz ki, mükemmel iş, hurufat kasasına harfleri hatasız yerleştirmektir. Kumpasta boşluk bırakmamaktır. Matrisi kırmamaya özen göstermektir. Linotype dizgi makinesi kurşun kustuğunda tornavidayla cihazı temizleyebilmektir. Klişenin ölçüsünü doğru vermektir. Aydıngere rapido mürekkebi damlatmamaktır. Letraset harflerini verimli kullanmaktır. Tram açılarını iyi ayarlamaktır. Bristol kartona kartvizit basımını en az yaldızlı davetiye baskısı kadar özenli yapmaktır. Pantone numaralarını karıştırmamaktır. Selefon kaplamanın sıyrılmamasını sağlamaktır. Gofreli kısmi laklı baskının kabartmasını orantılı tutmaktır. PostScript yazı karakterlerindeki Türkçe sorununu çözebilmektir. Sayfa filmi çekerken pozlamaya dikkat etmektir. Ofset kalıbında bayat kimyasal kullanmamaktır. Prova baskıda krosların tam çakıştığını görebilmektir. Sayısal dizginin zengin olanaklarını kullanırken, sıcak dizgide kurşun zehiri koklayanları unutmamaktır. OCR’dan yalnızca belge taramada değil, yayıncılığın tüm alanlarında yararlanabilmektir. Lazer yazıcıdan asetat çıktısı alırken dolgu toner kullanmamaktır. Masaüstü yayıncılıktan sadece kurumsal olarak değil, bireysel olarak da yararlanmaktır. Mücellithanede tel dikişle iplik dikişin nerede kullanılacağını bilmektir. Dizgi provası ile baskı provasını dikkatle gözden geçirmektir. Tashihde standart düzeltme işaretlerinin ve simgelerinin anlamlarını karıştırmamaktır. Redaksiyonun tashihçilik olmadığını, yayının tüm denetimi olduğunu fark etmektir. Yazım kılavuzunu ezberlemiş olmaktır. Renk ayrımında CMYK ile RGB arasındaki dönüşümü sağlayabilmektir…” * * * Basım sektöründe firmaların geleceğinin kaliteye yatırım yapmaya bağlı olduğunu belirten Nakilcioğlu, üretilen işlerde her zaman hata ihtimali bulunabileceğini ifade ederek şöyle dedi: “Mükemmel iş var mıdır? Ne kadar özen gösterilirse gösterilsin, her işte küçük ya da büyük kusurlar ortaya çıkabilir. Dikensiz gül olmaz; defosuz mal olmaz; kazasız yol olmaz; hatasız kul olmaz. Önemli olan, mükemmellik yolunda daima aşırı titizlik göstermeyi ilke edinmektir; hatayı hoş görmemektir, örtbas etmeye çalışmamaktır.” * * * Konuşmasında müşteri tatmini üzerinde de duran Doç. Dr. Nakilcioğlu, kişisel ya da kurumsal anlamda ihtiyaçların tam olarak karşılanması halinde müşteri şikâyetlerinin en aza indirilebileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Genellikle şikâyetler, sunulan ürün ve hizmetlerin müşteri beklentilerini karşılamamasından kaynaklanır. Şikâyet nedenleri araştırıldığında ortaya çıkan tablo şudur: Ürün veya hizmet kusurludur; sunulan ürün veya hizmet konusunda müşterinin bilgisi yetersizdir; satış sözleşmesinin koşulları yerine getirilmemiştir; başlangıçta çizilen imaj nedeniyle müşterinin beklentileri çok yüksek olmuştur. Tüm bu ihtimaller karşısında müşteri tatminini sağlamak için nasıl bir yol izlenmelidir? Şikâyetler öfkeyle değil, güler yüzle karşılanmalıdır. Her şikâyet, iş kalitesini yükseltecek bir fırsat olarak görülmelidir. Konuyla yakından ilgilenilmeli ve şikâyetin çözümü için zaman ayrılmalıdır. Aslında müşteriyi memnun etmek çok da zor değildir. Müşterinin ne istediğini tam olarak algılayabilirsek iş hayatındaki sorunlara da kısa yoldan çözüm bulmuş oluruz. Müşteri öncelikle kendine değer verilmesini; sunulan ürün ve hizmetlerin düşük maliyetli ama kaliteli olmasını; ürün ve hizmetlerin kendi ihtiyaçlarına, beklentilerine uygun nitelik taşımasını; kendisiyle dürüst, yakın ve güvene dayalı sıcak bir ilişki kurulmasını arzulamaktadır. İşletmelerde kaliteyi yükseltmek, hatayı en aza indirmek temel ilke olmalı ve ‘müşterinin sesi’ne daima kulak verilmelidir.” * * * Nakilcioğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Başta basın ve yayın faaliyetleri olmak üzere tüm meslek dallarında geçerli olmak üzere kendi tarihimizden alacağımız çok güzel örnekler vardır. Anadolu’da üretim ve ticaret ilişkilerine yüzyıllar boyunca yön vermiş olan Ahilik ilkeleri günümüzde incelenip değerlendirilmeli ve çağın gereklerine göre yeniden yorumlanmalıdır. Günlük dile girmiş olan ‘pabucun dama atılması’ deyiminin, niteliksiz mal üreten esnafı meslekten ihraç etme anlamına geldiği hep hatırlanmalıdır. Hangi meslekte olursa olsun, başarılı yöneticiler, söyledikleri gibi davranırlar; her işte daima tutarlıdırlar; çalışanlara yol göstericidirler; strateji sahibidirler; insanları motive edicidirler; kimseyi incitmezler ve kimseden incinmezler; kendilerine güven duyarlar ve çevrelerine güven verirler.” Uluslararası BASEV Kongresi’nin ikinci günü yapılan panelde de oturum başkanlığı görevini yürüten Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu’na BASEV Yönetim Kurulu Başkanı Sermet Tolan tarafından “Türkiye Matbaacılık Tarihi” kitabı hediye edildi ve teşekkür plaketi verildi. Ayrıca uluslararası kongrenin konu alındığı “Basım Dünyası” dergisinin son sayısının kapağında da Nakilcioğlu’nun resmi yer aldı.