TÜRKİYE’YE ÖFKE KRİZİ YAŞATTINIZ Patlamanın olduğu günden beri içimden çalışmak gelmiyor. Uyumak, Yazmak, Konuşmak bile gelmiyor. Nizamiye kapısında çocuklarından gelecek haberleri umut içinde bekleyen aileleri görmek içimdeki yaşamın büyük bir bölümünü götürdü. Hepsi de bizden biri. Hepsi de zor şartlarda yememiş içmemiş, çocuklarını büyütmeye, okutmaya gayret etmiş. Hepsinin ayrı bir öyküsü var. Hepsi de yürek dağlayan. Bir de bunların üzerine devlet görevlerinin bazı açıklamaları kendi halinde duran insanı bile isyan ettirecek düzeyde. Genelkurmay Başkanı, askerlerin en tepesindeki kişi geliyor satranç takımı, bayat kilimi hediye alıyor. Ve bu zamansız hediye alışverişini tebessümlerle görüntülüyorlar, kendi internet sitelerine atıyorlar, tepki gelince de kaldırıyorlar. Balkan gezisinin hazırlıkları da bu arada “Hayat devam ediyor” diyerek sürdürülüyor. Gezi basına yansıyınca iptal ediliyor. Yüz elli kere gezi yoktu, iptal edildi desin dursunlar; Geziye katılacak olanlardan bizzat duydum, tepki gelince gezi iptal edildi, tepkiye sebep fotoğraflar internet sitesinden kaldırıldı. Doğruyu söylemek gerekirse “Geziye katılacak olanlar gezi mahrumiyetine üzülüyorlar mı?”. Değiller, doğrusu da buydu diyorlar. Ama akşam saatlerine kadar da geziye hazırlık devam etti. Zihniyete göre “Hayat devam ediyor, çok önceden planlanmış bir gezi” idi. Ama ne zaman ki hediye alışverişinin tepkileri yurda yayıldı, hemen iptal yayınlandı. Oysa Çayırbağ Belediyesi bile festival iptalini Balkan gezisi iptalinden çok zaman önce vermiş ve basına açıklamıştı… Pakistan, Hindistan benzetmesi akıllara ziyan bir açıklamaydı. Bakan Eroğlu böyle bir açıklamaya, benzetmeye, emsal göstermeye neden gerek duydu..? Uzmanlar kesin sonucu açıklamadan niye kaza olduğunu söyledi… Ve Belediye Başkanı “Teknik açıklama gerektiren bir konuda” niye o ilk açıklamayı yaptı? Gördüklerimden, yaşadıklarımdan, duyduklarımdan sonra açık yazmak gerekirse Sağlık Müdürlüğü ve özverili çalışan emniyet personelinin haricinde Afyonkarahisar bürokrasisi krizi yönetemedi, krizin altında kaldı. Kriz, Yunanca kökenli tıp terimi olup, siyaset, iktisat ve toplum biliminde mecaz anlamlar yükleyerek kullanılır. Toplumdaki kriz dönemleri, kritik dönemler olarak değerlendirilir. Afyonkarahisar Bürokrasinin üst düzey kısmının son durumuna baktığımızda kritik bir dönemde “Sadece Afyonkarahisar halkına değil, tüm Türkiye’ye ‘öfke krizi’ geçirttiler’… Türkiye zaten sabır ve öfke krizi döneminde… Halkın dişlerini sıkmasından mecali kalmadı. Halkın, öfkesini bastırdığı, dişlerini sıktığı ve olağanüstü sabırlı olmayı kendine telkin ettiği bir dönemde itinadan izole edilmemiş davranış ve açıklamalar şimdi de zihinlerde ‘yönetebilirlik ve meşruiyet krizi’ doğurdu. Askeri birlikte bomba tasnifi sırasındaki patlamanın sonrasında başlayan süreç, vicdanlarda tasfiye sürecine döndü. Böyle kritik dönemlerde yapılmayacak olanı yaparsanız; Böyle kritik dönemlerde bin düşünmeden bir söylerseniz; Böyle kritik dönemlerde açıklamalarda geç kalırsanız; Böyle kritik dönemlerde toplumda gözünüz kulağınız olmazsa; mevcut kriz yetmezmiş gibi bir de siz, kriz üzerine kriz eklerseniz İsmet İnönü’nün deyimiyle vatandaş sizi “yaptıklarınızla değil yıktıklarınızla değerlendirir”…
