1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” adına uygun ve çalışma hayatının sorunlarının gündeme getirildiği bir gün olarak kutlanmalıdır. İnsanlar 1 Mayıs’ta çalışma hayatına ilişkin konular bekliyor. Yıllardır 1 Mayıs alan kavgaları, tartışmalar içinde gümbürtüye gidiyor, ne yazık ki çalışma hayatı asla gündeme gelmiyor getirilmiyo 2011 yılında Taksim’de bir kutlama yapıldı. Ancak sonrasında tüm sendikalar bir araya gelerek başka bir kutlama yapamadı. Bu 1 Mayıs’ta bizim gönlümüz çalışma hayatı ile ilgili problemlerin gündeme getirilmesidir. Şayet kavgaya değecek bir şey varsa kavga edelim. Taşeronlaşma için, gelir dağılımı adaletsizliği için, hak ettiğini alamayan kamu çalışanları için, demokrasi için kısaca insan için kavga edelim ama kavgaya değecek şeyler olsun. Elbette diyalogdan yanayız ama ideolojik şeyler için kavga etmeyelim. Bazıları ne yazık ki yıllardır ideolojik saplantılar içerisinde farklı sapmalarla aynı noktada durmaya devam ediyorlar. Tabii Hükümette gerginlik politikalarından nemalanmaya çalışır bir görüntü içinde. Birkaç yıl önce Taksim’e izin verirken bugün ne oldu? Olaysız ve kavgasız 1 Mayıs arzu ediyoruz. Kendisini sendika olarak tanımlayan herkesi bu 1 Mayıs’ta çalışma hayatına yönelik tehditleri gündeme getirmeye davet ediyorum.1 Mayıs Taksim’deki kavgalarla değil, adına uygun bir şekilde kutlanmasını istiyoruz. Kamu çalışanları ve vatandaşlarımız çok ciddi bir borç sarmalında. Türkiye insanların bir eli yağda bir eli balda yaşadığı bir ülke değil. Hala 4 C lilere kadro problemi var, taşeronlaşma aldı başını gidiyor. 11 yıl önce 15 bin civarında olan taşeron sayısı belediyeler ve özel sektörü de dahil edince 2 buçuk milyona ulaştı. Memleket evlatları taşeron sistemle sömürülüyor ve bu insanların gelecekle ilgili ciddi kaygıları var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik’te bu sistemin bir sömürü sistemi olduğunu ifade ediyor ama Sayın Bakan’ın bunu söylemesi ne kadar önemliyse, konuya ilişkin çözümlerin gereğinin yerine getirilmesi de o kadar önemlidir. Bu taşeronlaşma sistemi herkesi ilgilendirmektedir. Bu anlayış devam ettikçe bu rakamın daha da artacağı hatta taşeron sistemin kadrolu sistemin yerine geçeceğini görmek hiçte zor değil. Sendikalar sömürü anlayışıyla mücadele etmeyecekse burada sendikacılıktan başka şeyler var demektir. Biz bu sisteme seyirci kalamayız. Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda bazı kararlar alınıyor. Bunlardan bazıları, 4 C lilere kadro konusu, sicil affı, 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlara bir derece verilmesi, emeklilikte 30 yıl sınırlaması, bir defaya mahsus hizmetli personelin memur kadrolarına atanması gibi konular var. Bir Torba yasa hazırlığı var. Toplu Sözleşmede acemice hareket edenlerin imza altına almadığı kamu çalışanlarına enflasyon farkı ödemesi bu torba yasada olmalıdır. Ortalama memur maaşı yüzde 5.2 civarında. Biz buna yüzde altı diyelim. Enflasyonun yüzde altıyı aşması halinde kamu çalışanlarının maaşına enflasyon farkının ilave edilmesi gerekmektedir. Biz bunları talep edeceğiz. 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” nü Türkiye Kamu-Sen olarak Türk-İş’in daveti üzerine Türk Harb-İş Sendikası önünde saat 13:00-15:00 arasında kitlesel basın açıklaması yaparak kutlayacağız. Herkesi Emek ve Dayanışma Günü’müzü birlikte kutlamaya davet ediyorum. Bu vesile ile üç ayların başlangıcı olan Regaib kandilinizi kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.
