Arşiv Haber

Gençlik Kur’an’la buluşuyor...

Abone Ol
80 İHTİLALİ NİÇİN YAPILDI Bilindiği gibi 80 ihtilali, 12.Eylül.1980’de yapılmış ve ülkemizdeki bütün siyasi partilerle birlikte, bütün dernekler de kapatılmış, bu arada Federasyonumuzun da kapatıldığı tarafımıza bildirilmiştir. Söz 80 ihtilaline gelince birkaç kelime de ondan bahsetmemiz ve bizim bu konuda ki yargımızı siz değerli okuyucularımıza aktarmamız lazımdır. 80 ihtilalinin başı, hepiniz bildiğiniz gibi Kenan Evren’dir. Kenan Evren ihtilalden önceki görevi ise bu ülkenin Genel Kurmay Başkanı olduğudur. İhtilalin yapıldığı gün, radyo ve televizyonlarda ihtilali yapmanın gerekçesi açıklarken bunu iki sebebe dayandırmıştır. Bunlardan birincisi, anarşi ve terördür. Diğeri ise Konya’da yapılan “Kudüs’ü kurtarma mitingi” dir. Her gün solcu ve sağcı birkaç gencimizin öldürülmesini, kahvehanelerin taranmasını, sokağa çıkmaya her kesin korktuğu bir dönemin, ihtilalin gerekçesi olduğunu anlıyoruz ve olabilir diyoruz. Ama ikici gerekçe bizi tatmin etmemektedir. Zira Konya’da yapılan “Kudüs’ü kurtarma mitingi” toplantı ve yürüyüş kanunda miting yapabileceği belirtilen bir tertip heyetinin önceden izin alarak (haber vererek değil) yapılan bir mitingidir ve bu mitingde bir tek vatandaşımızın bile burnu kanamamıştır. Adından da anlaşılacağı gibi miting, İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesinin arkasından yapılmış ve halkımıza hedef olarak İsrail ve Kudüs gösterilmiştir. Miting, bizzat benim kürsüye çıkarak bütün mitinge katılanların da iştirak ettikleri İstiklal marşı işle başlatılmıştır. Yürüyüşte olsun, miting meydanında olsun bir taşkınlık yapılmamış, bir tek vatandaşın camı kırılmamış ve kendisine darp edilmemiştir. Peki, niçin bu miting ihtilalin gerekçesi arasında sayılmıştır. Deniyor ki “İstiklal marşında oturanlar vardı(!)” onun için gerekçeler arasında sayıldı. Bu gerekçeye de el insaf diyoruz. Çünkü eğer varsa oturanlar, devletin resmi ve sivil polisleri vardır, jandarması vardır, istihbarat örgütleri vardır. Bunlar yürüyüşü ve mitingi hem kameraya almışlar ve hem de fotoğraflarını çekmişlerdir. İstiklal marşında oturanlar varsa bunlar tespit edilirler ve derhal yakalanırlar. Yüz binlerce vatandaşın katıldığı resmi bir miting, sadece bu gerekçe gösterilerek töhmet altına alınabilir mi? Sonra hangi ceza kanunumuzda “İstiklal marşında oturanlar şöyle cezaya çarptırılırlar” diye bir kayıt vardır? Görüleceği gibi 80 ihtilalinin ikinci gerekçesi, gerekçe olmaktan uzaktır. Diğer gerekçeye gelince yani anarşi ve terör gerekçesini… Bunu da o zamanlar Başbakan olan Süleyman Demirel çürütmüştür. Demirel; “Ülkemizde büyük şehirler ve bazı terör bölgeleri, 8 – 10 yıla varan bir sürede Örfi idare (sıkıyönetimle) idare edilmektedir. Yani anarşi ve terörün bulunduğu yerlerin, emniyet ve asayişini askerler deruhte etmektedirler. 12. Eylül.1980 gecesine kadar, askerlerin idaresindeki bu bölgelerde anarşi ve terör bir türlü durdurulamamış da, ne olmuş o geceden sonra bu terör birden durmuştur?” Bize göre bu ihtilal olsun, bundan evvelkiler veya sonrakiler olsun, tek ve gizli gerekçesi, ülkemizde gittikçe gelişen “Milli görüş hareketini” durdurabilmektir. Nitekim 83 seçimlerine bir kısım onaylı partiler seçimlere katılırlarken, bütün şartları tamamladığı halde RP (Refah Partisi) “Askeri konsey” tarafından seçimlere sokulmamıştır.